12 Haziran seçim sonuçları hayırlı olsun
Türkiye çok farklı bir seçim dönemini geride bıraktı. Başbakan’ın konvoyuna Kastamonu’da gerçekleştirilen PKK saldırısı ile bir polisimiz şehit oldu. Hopa’da bir vatandaşımızın ölümüne ve bir polisimizin yaralanmasına neden olan olaylar hepimizi üzdü. Şükürler olsun ki yaralanan polisimiz hayata geri dönüyor, bu sevindirici... Doğrusu AK Parti 2002 yılında yakaladığı başarısını 2007 yılında da sürdürmüştü. 2011 yılı rekor denemesi oldu. İlk defa siyasi tarihimizde bir parti üçüncü kez oylarını artırarak iktidara geldi. Bu olaya halkımızın gösterdiği anlamlı destek olarak da bakabiliriz. Seçim sonuçlarının milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
AK Parti etkileyici bir propaganda faaliyeti yürüttü. İstanbul’da neredeyse inşaat halinde yüzeyi AK Parti’yi tanıtan afişlerle giydirilmemiş bir bina kalmamıştı. Dev ekranlar AKP’nin seçim propagandası için kalabalık meydanlarda seçime kadar faaliyet gösterdi... Birçok bölgede bayraklardan gökyüzünü görmek mümkün değildi; şaşırtacak kadar giydirilmiş minibüs, otobüs kullanıldı. CHP, AKP ile yarışsa da bu yoğunlukta bir propagandayı yapamadı. MHP, diğer ikisi kadar olmasa da “ben de varım” diyerek etkili olmayı başardı. Böyle bir seçim propagandası ile İstanbul hiç karşılaşmadı. AKP üstün maddi gücüyle, yerel yönetimlerin desteğini alan ve teknolojinin imkanlarını kullanan bir parti olarak sanki bir “terminatör” gibiydi.
Her şeye rağmen AK Parti’nin aldığı sonuç onun önemli bir başarısıdır. Halkımız bu dönemde Recep Tayyip Erdoğan’ı sanki yalnız bırakmak istemedi. Bir daha seçime katılmayacağını ilan eden Başbakan’ı böyle bir destekle uğurlamayı düşündü!.. Milletin kararına saygımız sonsuz. Milletimiz en hassas olaylarda dahi ince ayar çözüm üretebilecek kararlar verebiliyor. AK Parti’yi tebrik ediyor, başarılar diliyorum. CHP ise hem oylarını hem de milletvekili sayısını artırdı. Ancak hedefledikleri % 30’un üstüne çıkamadı. MHP’nin ise oy oranı ve milletvekili sayısı azaldı. BDP darbe dönemi seçim yasasının getirdiği % 10 barajını fiilen etkisiz hale getirdi... Ayrıca milletvekili sayısında en çok artış oranı bu partiye ait. Meclis’e giremeyen HAS Parti’nin seçim beyannamesindeki söylemleri ve çalışmaları ile sürpriz getirebileceğini düşünüyordum. Ancak beklediğim olmadı. Seçim sırasında gördüğüm, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un birleştirici özelliği ve karizmatik kişiliği ile halkın beğenisini kazanmış bir lider olmasıdır... Halk ona “bir dahaki seçime sinyalini” verdi. Yani HAS Parti’nin varlığını göstermesi 2015 seçimlerinde olacaktır. Seçim tecrübeleri olan ve Meclis’e giremeyen Saadet Partisi’nin ve Büyük Birlik Partisi’nin ise oyları önceki seçimlere göre azaldı. 12 Eylül referandumunda “evet” oyu kullanan bu partiler toplam olarak % 3’e yakın oy alabildiler. Hatırlanacağı gibi referandumda % 58 evet oyu çıkmıştı. Demek ki % 5’lik kesimin oyları diğer partilere kaydı.
28 Şubat’ın izleri şimdi silinebilir
AK Parti 2002’de 28 Şubat post-modern darbesinde baskı ve zulme uğramış bir toplumun reaksiyonu olarak iktidara geldi. Yeşil sermaye sahipleri diye eziyet edilen iş adamlarımızın ve öğrenim hakkı elinden alınan gözleri yaşlı başörtülü kızlarımızın, orta kısımları kapatılan İHL’lilerin dualarıyla gelmiş bir iktidardı... AKP iktidara geldiğinde yaralarımızın sarılmasını bekledik. Bu sorunları yaşayan, bilen ve şu anda AK Parti listelerinden milletvekili seçilen değerli insanlar olduğunu biliyorum. Ancak sorunları bilmenin çözüm üretebilmek için yetmediğini gördük!.. AK Parti’nin bu seçimde % 50 oy alması önemli; işin kötü tarafı 2002 ve 2007’de elde ettikleri siyasi gücün şimdi AKP’nin elinde bulunmamasıdır. % 50 oy almasına rağmen milletvekili sayısı 330’un altındadır... Artık CHP’nin, MHP’nin ve BDP’nin desteği olmadan yeni Anayasa yapamaz, hatta değiştiremez. Doğrusu Anayasa zora girdi. Bu partiler 12 Eylül’de “hayır cephesi”nin mensuplarıydı. Şimdi bunlarla nasıl anlaşılacak?.. Dilerim AKP’nin yeni Anayasa yapılmasında bu durum onun mazereti olmasın. Ancak “ustalık döneminde” hem sivil Anayasa yapılmasını hem de bu sorunların çözülmesini bekliyoruz. Anayasa çalışmaları devam ederken 8 yıllık kesintisiz eğitimin 5+3 kesintili hale getirilmesi, Kur’an kursları için getirilmiş yaş sınırının ve meslek liseleri için konulan katsayı uygulamasının kaldırılması gerçekleştirilebilir. 28 Şubat’ta bedel ödeyen biri olarak bunları istemek hem hakkım hem de görevim. Bana “Dur şimdi, bunları söylemenin zamanı mı, biraz bekle bakalım” diyene de “Allah(cc)’tan korkun, daha ne kadar zaman kaldı?” diyeceğim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.