Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD'nin ilgisini neye yormak gerekiyor

ABD'nin ilgisini neye yormak gerekiyor

ABD Dışişleri Bakanı Clinton'un Türkiye ziyaretinin ardından Afganistan'daki NATO kuvvetleri komutanı Org. Petraeus'un gelişi medyada bir takım imalarla yer aldı. Petraeus'un ziyareti gazetelerde, "Müstakbel CIA Başkanı Petraeus ilk ziyaretini Ankara'ya yaptı. Devir teslimden sonra Ankara", "Çuvalcı başkandan sürpriz ziyaret", "İlk adres Türkiye" gibi başlıklarla yer aldı.

Tüm haberlerde Petraeus'un geçmişte yaptığı görevler sıralanırken Irak'ta askerlerimizin kafasına çuval geçiren timin başındaki komutan olduğu da hatırlatılıyordu. Bu hatırlatmaların yanında Petraeus'un başarılı bir asker olduğu özellikle vurgulanıyor. Elbette Petraeus ABD açısından başarılıdır. Ancak, Irak'ta işgal güçlerinin komutanı oluşu, Afganistan'da NATO şemsiyesi altında aynı görevi yapmış olması, bunun da ötesinde Irak'ta askerlerimizin kafasına çuval geçirttirerek onur kırıcı bir tavır sergilemiş olmasının ülkemiz ve İslam dünyası açısından başarı ile alakası olamaz. ABD işgal kuvvetlerinin komutanlığından CIA başkanlığına getirilmiş bir kişinin Türkiye ziyaretinin önemi bölgeye dönük ne gibi hazırların olduğu sorusunu akla getirmelidir. Ancak bu sırları çözmeye çalışırken Türkiye'nin ABD açısından önemini yanlış değerlendirmemek gerekir. Şunu söylemeye çalışıyorum. Türkiye ABD için bölgede önemli bir ülkedir. Ancak, bu önem sadece ABD'nin bölgeye dönük çıkarları açısındandır. Yoksa Türkiye'nin bölgede güçlü bir ülke olması gibi bir düşünceden ileri gelmiyor. Aksi düşünce kendi kendimize bir takım yanlış değerlendirmek yapmamıza vesile olabilir. Bir diğer ifade ile ABD tarafından her öpülüşümüzün bize duyulan sevgiden olduğu gibi bir düşünceye kapılmak ve bu düşünceyi topluma empoze etmeye çalışmak ciddi tehlikelere kapı aralar.

Bu tespitlerin ardından ABD Dışişleri Bakanı ile yeni CIA Başkanı'nın peşpeşe ülkemizi ziyaretlerinin sıradan bir olay olmadığı, belli planın hayata geçirilmesi olduğunu söylemek sanıyorum yanlış olmaz. Çünkü ABD'nin bölgeye dönük çıkarları ve ilgisi devam ettiği sürece bir bölge ülkesi olarak Türkiye dikkate alması gereken bir ülkedir. Bir diğer ifade ile ABD'nin bölgeye dönük hedeflerine en kestirme yoldan ulaşması Türkiye'nin desteği ile mümkündür. Buna karşılık Türkiye'ye ne verir? Şimdiye kadar ne vermişse onu verir! Söz gelimi askerlerimizin kafasına çuval geçirilmesi bu ödülün bir parçası olabilir mi diye düşünmek gerekiyor.

Bu arada bir başka hususa daha dikkat çekmek istiyorum. NATO'nun, üye ülkeleri bir takım saldırılara karşı korumak amacıyla kurulduğu söylenir. Yani ortak bir güçtür ve bu güçte kararlar ortaklaşa alınır. Gerçekten böyle mi oluyor? Hayır. Gerçek kesinlikle bu değil. Dünkü haberlerden kısa bir bölüm aktararak bilginize sunmak istiyorum.

"Yeni CIA Başkanı Petraeus, Afganistan'daki NATO güçlerinin komutasını resmi bir törenle Amerikalı meslektaşı John Allen'e devrederek özel bir uçakla Ankara'ya geldi."

Yani Afganistan'daki NATO kuvvetlerinin komutanı dünde ABD'liydi bugün de... Peki diğer ülkelere mensup komutanlar görev yapmıyor mu? Yapıyor. Ancak hepsinin başında Amerikalı bir general bulunuyor. Bu bakımdan NATO'yu uluslararası bir güç ve bu güçte yer alan ülkelerin eşit şartlara ve haklara sahip olduğunu söylemek gerçeği yansıtmıyor. Başlangıçta Sovyetler Birliği'nin yayılmacılığına karşı hür dünyayı(!) korumak adına kurulmuş olan bu askeri teşkilatın yönetimi hep ABD'nin elinde olmuştur. Sovyetler dağılmış, yayılma tehlikesi kalmamış olmasına karşılık NATO görevine devam ediyor. Bu defa yayılmak gibi bir tehlikenin söz konusu olmadığı Müslüman ülkeler tek tek ABD'nin işgali ve kontrolü altına girmektedir. Yani NATO günümüzde ABD yayılmacılığının bir aletidir. ABD emperyalizmine uluslararası bir kılıf uydurma vasıtasıdır.

Dünyanın en kısa zamanda tek kutupluluktan kurtarılması, özellikle de İslam dünyasının yeni bir güç olarak ortaya çıkması gerekiyor. Emperyalist güçler buna engel olmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bunu bilerek İslam Birliği'nin sağlanması çalışmalarına hız vermek gerekiyor. Dünyanın öncelikli konusu budur. Aksi halde dünya üzerinde yüzlerce ülke küresel sömürgeci güçlerin oyun ve sömürü alanı olmaya devam edecektir. İşin acı yanı sömürülenlerin sömürgecileri kurtarıcı görmesi ve destek vermesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi