Sayın Arınç'ın dolaylı bir hizmeti
İki sene önce, Sayın Bülent Arınç, o zamanki TBMM Genel Sekreteri, Ankara Hukuk’tan müşterek arkadaşımız, Sayın Rauf Bozkurt aracılığıyla beni Dolmabahçe Sarayı’na çağırtmıştı. Gittim. Oradaki görevliye Toplantının ne toplantısı olduğunu sordum. Türkî Belediye Başkanları toplantısı imiş. Birliğe öncülük yapan da Pendik Belediye Başkanı Sayın Erol Kaya’ymış orta yerlerde bir sıra başına oturdum. Görevli kibarca: “Beyefendi sizin yeriniz Protokol” dedi. Orada oturmayacağımı söyledim. Israr ediyordu. İsmim orada yazılıymış. Teşekkür ederek yerimden memnun olduğumu söyledim. Ve kalkmadım. Kısa zamanda salon dolmaya başladı. Tanıdık, tanımadık Belediye Başkanları başımıza toplandılar. Aralarında Orta Asya’dan gelen Başkanlar da vardı.
Biraz sonra İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu yanımıza geldi. Aksu, çok vefalı, hatır naz, sıcak kanlı, dost canlı insandır. Kucaklaştık. Hal hatır sorduk.
Tam o sırada ön taraftaki Protokol Kapısından, Sayın Bülent Arınç’la (Bugünkü İçişleri Bakanı) Sayın Beşir Atalay girdiler. Sinevizyon bizi gösteriyordu. Gördüler ve bize doğru gelecek oldular. Zahmet etmelerini istemedim. Ben kendilerine gittim. El sıkışıp, kucaklaştık. Sayın Aksu da yanımıza geldi. Onlara: “Hoş Geldiniz” dedi. İkimiz el sıkışmadık. Sayın Arınç, şahsiyetli dürüst, nâmuslu, bilgili olduğu kadar da zekidir. Hemen durumu fark etti. “Sayın İçişleri Bakanımızla bir meseleniz mi var?” dedi. Beni çok iyi bilirdi. Kurban Bayramı yaklaşıyordu. Her halde İçişleri Bakanına bir şeyler söylememi istiyor diye düşündüm. Biraz önce konuştuğumuzu söylemedim. Sayın Aksu’nun, elimle pat pat sırtına vurarak: “Koç gibi İçişleri Bakanı, Koç gibi… Kendileri ile çok meselemiz var” diye işi şakaya döktüm. Dedim ya, Sayın Arınç: “Niye meselâ aslan değil de koç?” dedi. Ben Aksu’nun sırtına vurmaya devam ederek: “Koç koç koç… Geçen sene postunu Türk Hava Kurumuna verdi” dedim ve Sayın Aksu’ya: “Bayram Arifesinde genelge yayınlıyorsunuz. Derilerinizi THK’na verin” diyorsunuz. Polis ve Jandarma kurban derilerinin peşine düşüyor. Derileri kaçır, götür, sakla, gizle bir koşuşturma başlıyor. Mübarek Bayram Halkımıza zehir oluyor. Koskoca İçişleri Bakanısınız. Durup dururken, sizi böyle bir genelge yayınlamaya kim zorluyor kardeşim? dedim.
Sayın Kadir çelik hemen ertesi günü beni Objektif Programına çağırdı. “Programa başka kimler katılacak diye sormak” pek adetim değildir. Giderim karşımda kim olursa olsun. İnandığım doğruları mertçe söylerim.
Gittim. Karşımda temiz yüzlü bir emekli General vardı. THK’nun yeni Başkanıymış. çok sevindim. “Paşam neden her Kurbanda Polisi ve Jandarmayı harekete geçirerek, Bayramı Halkımıza zehir ediyorsunuz?. THK’nun kalbimizde çok iyi bir yeri var. Tâ çocukluğumda bize ilkokullarda birtakım zarflar dağıtırlardı. Biz Kurumunuza Fitre Zekât paraları toplardık. Ben her yıl 2 kurban keserim. Baskı yapıldığı için derilerimi THK’na vermem. Toprağa gömerim yine vermem. Halbuki bizi serbest bıraksalar, belki de THK’na veririm” dedim. Paşa makûl adamdı. öyle davranmasının Yasal Görevi olduğunu, yapmazsa sorumlu tutulabileceğine kendisini inandırmışlardı. Hukukçuyuz. çok şükür ağzımız lâf da eder. Paşayı o konuda ikna ettik. “Bu yıl, Halkımızı rahat bırakırsanız, kendi derilerimi THK’na vereceğim” dedim, O sene Paşa sözünü tuttu. Şimdi unuttuğum (Galiba İsmail olacak) adlı yakışıklı ve çok güzel konuşan bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Televizyonlarda bir açıklama yaptı: “Herkes derilerini istediği yere verebilir” dedi. Böylece Deri Meydan ve Sokak Savaşları çok şükür sona ermiş oldu.
Bu yıl: “Herkes derisini istediği yere verebilir” diyen, emekli Tüm Gnrl. Sayın Yusuf Güngör, THK’nun o zamanki aynı Başkanı mı? Bunu bilmiyorum. Kendilerini bütün kalbimle tebrik ediyorum. Bu arada, Vatan ve Millet menfaatine bazen, yerinde ve zamanında çok faydalı programlar yapan Sayın Kadir çelik’i unutmuyorum. Ona da minnettarlıklarımı sunuyorum. Şuna samimiyetle inanıyorum ki, Sayın çelik, o zaman o programı yapmasaydı, belki de bugün bu sonucu alamayacaktık.
Kurban Bayramımız Bütün Milletimize Mübarek olsun! Bu mübarek günde kardeşlerimin duasını bekliyorum. Buna o kadar muhtacım ki…
Muhabbet ve dualarımla…