Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Amelle kibirlenmek

Amelle kibirlenmek

Çevrelerindeki insanlardan sıkça işittikleri öğüt verici güzel sözler çocukların zihinlerinden kolay kolay silinmiyor. Hele de işittiğinin örneğini de görüyorsa, sözün kıymeti hayatla bütünleşiyor. Çocuk gönlü o sözle, iyi insan olma vasfı arasındaki ilişkiyi kurabiliyor.
Meselâ, büyüklerimiz sağ elin verdiği sadakayı sol elin duymaması ve gizli verilen sadakanın iyilik hazinesi olduğu meâlindeki gibi bir tarafıyla da insana ince ruhlu olmayı telkin eden hadis-i şerifleri çok tekrar ederlerdi. Muhakkak ki o dönemlerde de gösterişe meraklı, yaptığı iyilikle kibirlenen insanlar vardı. Ama hatırımda onlardan ziyade sade, sakin, iyiliği tabii bir davranış olarak benimseyen ve iyiliklerinin sözü edildiğinde mahcup olan insanların güzellikleri yer etmiş.
İnsanız, yaptığımız iyilikleri karşıdakinin de onaylamasını beklemek beşeri zaaflarımızdandır. Bunun bir zaaf olduğunu bilirsek haddi aşmamaya dikkat etmemiz kolaylaşır. Farkında olmadığımız veya kabullenmediğimiz kusurlarımızı terbiye etmemiz zordur. Kibirlendiren amelin değeri olmadığı mâlûm. İyilik yapmanın dayanağı sadece ve sadece Allah’ın rızasını gözetmek olmalıdır. Ne demişler: iyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir.
Kimi insan yaptığı iyiliklerin çetelesini tutar. Bu tarz davranışların amacı genellikle dünyevi hesaplara yöneliktir. Günü geldiğinde verdiğini misliyle geri alma hesabıdır bu. Umduğunu bulamadığında veya olumsuz bir davranışla karşılaştığında çetelesindekileri sayıp dökmeye başlar. Bazıları da çetelesindekileri karşısındakini tokatlama vesilesi olarak kullanır, iyiliği başa kakar. Çetele tutan insanlar kendilerini daima haklı görme eğilimindedirler. Kusuru karşındakinde ararlar. Hep merkeze konulmayı beklerler.
Kimi insan yaptığı iyilikleri kendini methetmek için fırsat bilir. Ne kadar hayır sever, duygusal, iyi insan olduğuyla övünür. Kiminin hayırları reklâm amaçlıdır. Kendinin veya firmasının adını duyurmaktır asıl hedef. Sesi duyulmayacak hayırın nazarlarında kıymeti yoktur.
Kimi kurtulmak istediği, evinde fazlalık olarak gördüğü eskilerini verdiğinde hayır işlediği vehmine kapılır, kendini cömertlerden sayar. Bunun cömertlikle ilgisi olmadığının farkında bile değildir.
Bazı insanlarsa kendi iyiliklerinden sürekli şikayet ederler. Başa kakmanın bir başka türüdür bu. Şikâyete dönüşen iyiliğin de bir değeri yoktur. İnsanın maddi manevi gücünün sınırı bellidir. Yaptığımız bir iyilikten sızlanmamak için gücümüzün sınırlarını zorlamamamız gerekir. Diyelim birisi için uykusuz mu kalmamız gerekiyor. En fazla ne kadar tahammül edebiliyorsak o kadar ayakta kalalım. Ama buna gönüllü olalım. Gönülsüz yardımın da değeri yoktur.
Eğer, nefsimize yan çıkmadan kendimizi hesaba çekebilsek, içimizi didiklesek amellerimizin arkasındaki gizli açık niyetlerimize kendimiz bile şaşarız. Varlığın asıl sahibini hatırdan çıkarıp kendi başımıza kalsak gizli kuyularımızdan daha neler çıkar neler?
İyilik, merhamet insanın fıtrî özelliklerindendir. Görevimiz olanla kibirlenmek ise eksikliğimizdendir. Becerebilsek de yaptığımız iyiliği oracıkta unutsak keşke. Kayıt işini Hafaza meleklerine bıraksak. Ameller hakkında hüküm verici yalnızca Allah’tır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu Arşivi