Libya petrolünün dayanılmaz cazibesi
Libya'dan çelişkili haberler gelmeye devam ederken Libya petrolü üzerinde hesapları olanlar, daha doğrusu Libya petrolünü savaş ganimeti olarak görenler şimdiden paylaşım derdine düştüler. Bu arada Türkiye'nin Libya petrolünü paylaşmak gibi bir niyeti olmadığını olsa bile başta ABD olmak üzere Almanya, İtalya ve Fransa'nın buna izin vermeyeceği kesin. Peki Türkiye niçin Libya'daki gelişmelerle bu kadar yakından ilgileniyor, Libyalı muhaliflere çanta içinde yardım parası götürüyor? Türkiye'nin çok fazla parası varda dağıtacak yer mi arıyor? Elbette böyle değil. Çatışmalar başlamadan önce Türk firmalarının Libya'da 25 milyar dolar olarak ifade edilen iş bağlantıları ve 25 bin çalışanı vardı.Türkiye işte firmaların ve çalışanlarının haklarını korumaya, firmaların alacaklarını tahsil etme peşinde. Yani Türkiye Libya'da ganimet peşinde değil. Ganimet peşinde olanlar sömürgeci güçler. Daha işin başında demokrasi şarkıları söyleyerek NATO'yu da devreye sokarak Libya'ya müdahale edenler. Libya'ya müdahale gündeme geldiği günlerde ABD ve müttefiklerinin derdinin kesinlikle Libya halkını 42 yıldır devam eden Kaddafi'nin demir yumruğundan kurtararak demokratik bir sistemin getirilmesi olmadığı, işin içinde bu ülkeyi sömürmek olduğunu bu köşede yazmıştım. Demokrasi getirerek Libya halkını baskılardan kurtarmak gibi iddialar tamamen dünyayı kandırmaya yönelik "Yersen" anlayışı ile ortaya atılan söylemlerden ibaretti. Ne yazık ki bu yalanı gönüllü olarak yutanların sayısı az değil.
Böyle olunca Kaddafi sonrası Libya'nın geleceğini belirleyecek olanların Libyalı muhalifler olmadığını söylemek sanıyorum abartma olmaz. Libya'nın geleceğini belirleyecek olan Libya petrolünü ganimet olarak görüp paylaşmak isteyen güçlerdir. Zaten daha çatışmalar bitmeden Libya'ya müdahalenin kendilerine kaç paraya mal olduğunun dökümünü yapıp dünyaya ilan ettiler. Bir defa harcadıkları parayı Libya'nın yeni yönetiminden tahsil edecekler, bununla da yetinmeyerek bir takım anlaşmalarla Libya petrollerinin önemli bir bölümüne uzun yıllar sürecek şekilde el koyacaklar, Libya'nın yeni yönetimine kalanla da onlar idare etmeye çalışacaklar. Bu Irak'ta böyle oldu, Kuveyt'i Saddam işgalinden kurtarmak adına yaptıkları müdahale karşılığı Kuveyt'de benzer oyunu sergilediler. Hatta Suudi Arabistan'a bile savaş faturası çıkardılar. Bu faturaların miktarı tam olarak bilinmiyor ama Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın dış temsilciliklerindeki harcamaları Saddam'dan kurtarılması(!) ardından çok büyük oranlarda kesinti yapmak zorunda kaldıkları biliniyor. Sömürgeci ABD Saddam'a önce Kuveyt'e saldırması için onay verip, desteklemiş ardından da kurtarıcı pozlarında ortaya çıkarak Kuveyt'i Saddam işgalinden bu arada Suudi Arabistan'ı da muhtemel bir Saddam tehlikesinden kurtarmıştır(!). Sonunda Saddam'ın da hesabı görülmüştür. Bu bakımdan her ne adına olursa olsun emperyalist sömürgeci güçlerin desteğine güvenerek yola çıkılmaması gerekiyor. Çünkü, verdikleri destek karşılığında kestikleri fatura ağır olmakta, milletler uzun yıllar kendi varlıklarını ve zenginliklerini sadece seyretmek zorunda kalmaktadırlar. Bu değerlendirme yapıldığı takdirde önümüzdeki dönemde Libya'da yaşanacakları anlamak kolay olacaktır.
Bu bakımdan Libya halkının Kaddafi'nin demir yumruğundan kurtarılmış olmasını sevinç çığlıkları ile karşılayamıyorum. Çünkü Libya halkını kurtarmak için gittiklerini ileri sürenler şimdiden açık bir şekilde Libya petrollerini paylaşmanın hesaplarını yapıyorlar. Kimbilir belki daha müdahale öncesinde aralarında bu anlaşmayı yaparak belli oranlarda paylaştılar bile. Hemen belirteyim ki bu paylaşmadan Türkiye'ye alacaklarını tahsil edecek kadar bile pay düşmeyebilir. Özellikle 25 milyar dolar olarak açıklanan Türk iş adamlarının Libya'daki iş potansiyelinin önemli bir bölümü de sömürgeci ülkelerin iş adamları arasında paylaştırılabilir.
Libya halkının bu işten kazancı ne olacak sorusunun cevabı ise Kaddafi'den kurtulmak olacak. Ancak dilerim Kaddafi sonrası iç çatışma, yönetimi ele geçirme kavgaları yaşanmaz. Çünkü, böyle bir iktidar mücadelesi Libya'yı sonu gelmez bir çatışmanın içine itebilir. Irak halkına demokrasi getirmek, bölge ülkelerini özellikle de İsrail'i nükleer ve biyolojik silah tehdidinden(!) kurtarmak adına işgal edilen Irak'ta o günden bu yana sayısı milyonla ifade edilen insanın hayatını kaybettiği unutulmamalıdır. Irak'ta iç hesaplaşma hâlâ bitmiş değil. Dengelerin daha uzun süre de kurulamayacağı görülüyor. Amerikalıların savaş ganimeti olarak Irak'tan ne aldıkları daha neler alacakları da ayrı bir mesele.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.