Federasyon’dan çifte korkaklık!
Türkiye her alanda “dediğim dedik çaldığım düdük”çü; yasa, hak, hukuk tanımayan yapılardan kurtuluyor.
Demokrasinin standartları yükseldikçe bunun her alanda yansımaları olacak.
Bu gelişmeyi takip edemeyip geri kalan, ülkeye zarar verdiği gibi kendi sonunu da hazırlar.
İşte son örnek.
Bakar mısınız, şu Fener’in içine düştüğü duruma.
Yasa açık: Şike’nin şüphesi bile bir takımı alt lige düşürmeye yetiyor.
Bırakın savcılığın elindeki delilleri, medyaya yansıyanlar bile Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım ve yakın ekibinin takıma saha dışında avantaj sağlamak için maddi menfaat faaliyetine girdiğini gösteriyor.
Burada yapılması gereken yasaları uygulamaktı.
Fakat Federasyon Başkanı ve Federasyon’un ilgili kurulları tepkilerden korkup, eyyam yaptılar, yasaları uygulamadılar.
Sonuçta kim zarar gördü.
Başta Fenerbahçeliler.
Faturayı ise uzun vadede Federasyon ödeyecek.
Şöyle ki;
Olaylar patlayınca ve savcılık şartları zorlayarak eldeki delilleri Etik Kurul’la paylaşınca ligden düşme kararı çıkmadı.
Fener Yönetimi de anlık olarak durumu kurtardığını zannetti.
Tipik bir eski Türkiye refleksi.
“Nasıl olsa her şeyi kılıfına uydurur aradan sıyrılırım” durumu.
Fenerbahçe ve Federasyon yetkilileri zamanı ve değişimi okuyabilselerdi durumu eyyamla kurtaramayacaklarını anlar, ona göre hareket ederlerdi.
Gelinen noktada ne oldu?
Bir Türk takımının ipini UEFA çekti.
Ve bunu yine TFF eliyle yaptı.
Federasyon korkup alamadığı kararı, UEFA’nın korkusuyla bu kez aldı.
TFF üzerinde içeridekilerin yaydığı korku, dışarıdakilerinkini bastırdı anlaşılan.
Bu hoş bir durum olmasa gerek.
Ayrıca ortada daha vahim bir durum var.
Yasanın gereğini zamanında yerine getirmezseniz sonradan ödeyeceğiniz bedel daha ağır olur.
Şimdi fikstür çekildi. Hem Süper Lig’in hem Bank Asya 1. Ligi’nin.
Şu saatten sonra verilecek karar sonrası Fenerbahçe’nin gidebileceği yer yok.
Yani Fenerbahçe minimum 1 sezonu boş geçirme riskiyle karşı karşıya.
Oysa TFF anında karar alabilse ve Fenerbahçe alt lige düşürülebilseydi, alt ligin fikstürüne girer ve bir senede toparlanabilir, kadrosunu koruyabilirdi.
Şimdi Fener yöneticileri de durumu fark ettiler, anında viraj almaya başladılar. Boş geçirilmesi büyük ihtimal olan iki sezon boyunca yüksek ücretlerini ödemeleri mümkün olmayan, artı boşlukta otomatikman serbest kalacak oyuncuları değerinden satma derdindeler.
Zamanında yaptıklarının cezasına mertçe razı olsalardı, bu oyuncuları birer sene kiralama formülüyle ikna edip ertesi sene yollarına devam ederlerdi.
Yine de asıl suçlu Federasyon...
Fenerbahçe Türkiye’nin en değerli takımlarından biri. Sırf Fenerbahçe’yi olası daha büyük zararlardan korumak için Aziz Yıldırım kadrosundan korkmadan anında yasaları uygulamalıydılar.
Ama bunu yapamadılar ve Türkiye’nin en değerli kulübüne çok büyük zarar verdiler.
Bu, Aziz Yıldırım’dan daha büyük darbe oldu Fener’e.
Federasyon bu ülkenin Federasyonu gibi hareket etseydi, bu ülkenin en değerli takımının kaderini, birkaç yöneticinin telafisi imkansız kararlarına terk etmezdi.
Etik Kurul’daki “kardeşler”i biliyoruz.
Etik Kurul ve Fener Yönetimi’ndeki “kardeşler” işbirliği yaptılar, olan uzun vadede Fener’e ve milyonlarca taraftarına oldu.
Fenerbahçe bu yapıyı temizlemeli. Federasyondan da bu yapı temizlenmeli.
Türkiye’de futbol adil oynanmazsa dünya arenasında rezil olmaya devam ederiz.
Tıpkı demokrasinin Türkiye’de yalancıktan olduğu yıllarda rezil olduğumuz gibi.
Bu Federasyon Türkiye’ye yakışmıyor.
Korkaklara, eyyamcılara, “kardeşler”e Türkiye’de yer yok...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.