Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Nice bayramlara

Nice bayramlara

Her sene Ramazan ayını heyecanla bekleriz.

Her sene, önceki senelerden eksik bıraktıklarımızı tamamlamaya niyetleniriz. Gerçekte gönlümüzdeki ramazanla buluşmaktır dileğimiz. Arındığımız, yenilendiğimiz, imanımızın tazelendiği mübarek günlerin hitamında, Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri gibi, “Bayram’ım imdi bayramım imdi/ Bayram iderler yâr ile şimdi/ Hamd u senâlar, hamd u senâlar/ Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm”, diyebilmektir.
Geliyor, geldi derken yine göz açıp kapama hızıyla bir ramazan ayını daha uğurladık. Hak Teâlâ, ibadetlerimizi kusurlarıyla, eksikleriyle kabul buyurur inşallah. Rabbimin rahmetine sığınıyoruz. Yoksa dönüp şöyle bir düşündüğümüzde pek çoğumuz oruçlu iken hangi kusurlarımızı terk ettiğimizin cevabını vermekte zorlanırız sanırım. Tabii kusurumuzun farkında olabiliyorsak.
Okullarımızda, eğitim kurumlarımızda insana eksiklerini hatırlatan âyet ve hadislerin menkıbelerle desteklendiği sohbet programlarına yer verilse, başkalarının günah sevap hesaplarını tutmak yerine kendi kusurlarımızı görebilme idrakinin yolu açılır. Meselâ dedikodusundan vazgeçmeyen, öfkesine hakim olamayıp sesini yükselten, hileli malını yeminle satan, vara yoğa bahane bulan, sürekli şikayet eden, sadaka vermemek için kazancının azlığından ağlayıp sızlayan ağızlarımızı açlıkla bağlamanın oruç ibadetiyle ne kadar örtüştüğünün muhasebesini samimiyetle yapabilmeliyiz.
Bu sene Somali konusunda toplum olarak sergilediğimiz örnek davranışı inşallah bireysel hayatımızda da sürdürürüz. Sahip olduğumuz hangi değerimiz varsa hepsi Cenab-ı Hakk’ın lütfûndandır. Veren de, alan da O’dur. Peygamber Efendimiz, “Vallâhi sadaka malı eksiltmez” diye üç kere üzerine basa basa yemin ediyorsa, bizim hayırda cimriliğimiz iman zaafımızdandır. Sadaka verebilmek öncelikle bizi terbiye eder. Faydası karşıdakinden çok kendimizedir. Rızkı veren Allah nasıl olsa çeşitli vesilelerle kullarını bir şekilde doyurur. O yüzden fizikî miktarlar üzerinden hesap kitap yapmak boşuna. Bu, malı asıl sahibinden esirgemeye benzer.
İnşallah gelecek ramazanlarda meclislerde sıklıkla erdemli insan olmanın vasıflarını, Mehmet Akif’in Asım’ın neslinde sembolleştirdiği kuşakların nasıl yetişeceğini de konuşuruz. Meselelere yandaş olarak değil, Allah’ın rızasını gözeten dürüstlükle bakabilmek için nasıl bir eğitim sistemine ihtiyaç duyulduğunu tartışırız. Hayvanların, bitkilerin üzerimizdeki haklarını da düşünürüz. Değer üretmeden tüketmenin, emanetleri hor kullanmanın, israfın, kovuşturuculuğun, kınamanın, içi boş konuşmaların bizleri neden huzursuz ettiğini, yıprattığını anlamaya çalışırız.
İnşallah bayramlarımızı içimizde birikmiş kin, öfke gibi ağırlıklardan kurtulmuş olarak kutlamak nasip olur. İnsanların yüzüne dargınlığın gerginliğiyle değil, affetmenin engin huzuruyla bakabiliriz. Takıntı hâline getirdiğimiz endişelerimizden silkiniriz. İnsanlara kızmak yerine, onları anlamaya çalışırız. İnşallah menfaat hesaplarıyla değil, kalpten inanarak barışın dilini bulmaya çalışırız.
Kemâl yolunda mesafeler kat edeceğimiz, imanımızın tazelendiği nice ramazanlara ve bayramlara...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu Arşivi