Dokunulmayan maddeli anayasa sivil olur mu?
Memur -Sen'in Anayasa anketinin sonucunu merakla bekliyordum. Çünkü, Memur-Sen Genel Bakanı Ahmet Gündoğdu'yu aylar önce makamında gazeteden arkadaşlarla ziyaret ettiğimizde yeni anayasanın hazırlanmasına kendilerinin de katkı vereceklerini, bunun için 50 bin kişiyi kapsayan bir anket çalışması yaptırarak toplumun her kesimini kapsayacak bir tespiti kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtmiş. O gün bunları geniş olarak hem köşemde yazmış hem de gazetemizde haber olarak yayınlanmıştı. Gündoğdu o gün söylediklerinin takipçisi olarak anket sonuçlarını önceki gün açıkladı. Sonuçlar dünkü gazetelerde yer aldı. Hemen belirteyim ki sivil toplum örgütlerinin görevi sadece eleştiride bulunmak ve iktidarlardan bir şeyler istemek olmamalı, özellikle ülkemizin demokratikleşmesine katkı sağlamalıdırlar. Bu bakımdan Memur-Sen'in 50 bin kişiyi kapsayan anketini çok önemsiyorum ve bunda emeği geçenlere hem teşekktür hem de tebrik ediyorum.
Anketin ortaya koyduğu esas sonuç yeni anayasanın özgürlükçü olmasıdır. Bu arada ankete katılanların yüzde 61.6'sı hazırlık sürecinde vatandaşların görüşünün alınması gerektiğini belirtiyor ki bana göre Memur-Sen'in anketi bu isteğe cevap verir niteliktedir. Elbette diğer sivil toplum örgütleri de gereken katkıyı vereceklerdir. Öte yandan kurulacak olan komisyonların hazırlık safhasında sivil toplum örgütlerinden ve halktan gelecek talepleri dikkate alacak, yeni anayasanın TBMM'de müzakeresi sırasında da partiler toplumdan kendilerine ulaşan tepki ve istekleri göz önünde bulunduracaklardır. Zaten halkın temsilcilerinin hazırlayacağı bir anayasanın halktan kopuk olması beklenemez. Öyle olursa da yeni anayasa halka sunulduğunda halk tepkisini ortaya koyacaktır.
Bu arada anket sonucunda ortaya çıkan iki hususu çok önemsediğim için dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan ilki ankete katılanların yüzde 50.6'sı anayasanın değiştirilemez hükümlerden ayıklanmasını istemesi. Bana göre sanıyorum anketin ortaya koyduğu en önemli husus budur. Çünkü, bir anayasada değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez şeklinde bir madde ya da maddeler var ise o anayasaya demokratik demek mümkün değildir. Bir başka ifade ile vatandaş kendi iradesi ile gelecekte ortaya çıkacak iradesine peşin olarak ipotek koymuş olacak ki bunun hem insan onuru ile hem de demokrasi ile bağdaşır yanı olamaz. Çünkü, eğer yönetim biçimleri toplum tarafından fertlerin hak ve özgürlüklerini teminat altına almak maksadıyla oluşturuluyorsa temel yasaya bir takım değiştirilmesi mümkün olmayan maddeler konulması ileride kesinlikle bir takım hak ihlallerine yol açacaktır. Kaldı ki anayasa ve yasalar zaman içinde değişikliğe uğrayabilir. Çünkü toplumlar durağan değildir. Her türlü gelişme toplumun ihtiyaçlarında değişikliği gündeme getirebilir. Hatta, bugün toplumu mutlu eden yönetim biçimi gelecekte mutsuz edebilir. Yani toplumun kendi kendini yönetmesi anayasalarda yer alan bir takım değiştirilemez maddelerle mümkün olmaz. Çünkü, daha işin başında toplum belli bir şekilde düşünmeye kendi kendini mahkum etmiş olacaktır. Şimdiye kadar anayasalarımızda eğer bir takım değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler bulunmuş ise bu darbe dönemlerinin eseri olmalarındandır. Bugün yeni bir anayasa yapılması gündeme gelmiş ise bu geçmişin antidemokratik hükümlerine ve uygulamalarına duyulan tepkinin sonucudur. Bugün mademki toplum iradesi Meclis'e yansımış, bu Meclis de tüm sivil toplum örgütlerinin katkısı ile bir anayasa hazırlayacaktır o zaman darbe dönemlerinin antidemokratik hükümleri yeni anayasada temizlenmelidir. Aksi halde bundan önceki anayasalarda bulunan değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler bulunacaksa bilinmelidir ki ortaya demokratik, hak ve özgürlükleri teminat altına alan demokratik ve özgürlükçü bir anayasa çıkmayacaktır.
Bu bakımdan Memur-Sen'in kamuoyuna açıkladığı anket sonucu çok önemli bir hususu ortaya koymuş ve dikkat çekmiştir. Sanıyorum yeni anayasayı hazırlama durumunda olanlar bu hususu dikkate alacaklardır. Almayacak olurlarsa en azından 50 bin kişinin isteğinin bir kenara itilmesi anlamına gelecektir.
Bu noktada birilerinin, şartlar anayasanın değiştirilemez maddelerine dokunmak için daha müsait hale gelmemiştir diyecek olurlarsa bilinmelidir ki o şartlar hiçbir zaman tam olarak gerçeklemez. Çünkü, hiçbir ülkede ve hiçbir dönemde toplumda bir konuda yüzde yüz birliktelik sağlanamaz. Zaten buna da ihtiyaç yoktur. Önemli olan toplumu oluşturan herkesin hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınmasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.