Predatörün perde arkası
Amerikan Kongresi’nin neden bir türlü Predatörleri Türkiye’ye satmak istemediği ortaya çıktı.
Türkiye’nin ısrarlarına rağmen ABD, satış yerine “Bizim Predatörler İncirlik’te konuşlansın, aldıkları görüntüleri size aktaralım” şeklinde kiralama yöntemini dayattı.
Şimdi öğreniyoruz ki Başbakan Erdoğan’ın 5 Kasım’da Obama’ya “2 Predatörü gönderin” dediği esnada İncirlik’te 4 tane Predatör zaten varmış.
Üstelik de 20 gün öncesinde gelmiş.
Amerikalılar, Karargah’la işi bitirip sözleşmenin ilk aşamasını imzalatır imzalatmaz, 4 Predatörü getirip İncirlik’e koymuşlar.
Oysa, bu konuda Bakanlar Kurulu’nun da onayı gerekiyor.
Anlaşılan İncirlik’i kendi toprakları gibi görüyorlar ve prosedür umurlarında değil.
Radara da yakalanmayan bu uçakların gelişini ruhumuz bile duymamış.
Bu Türkiye’de arzumuz dışında şeyler yaparlarsa onları da ruhumuzun duymayacağı anlamına gelmez mi?..
Uçaklara takılması gereken ve Türkiye’nin rotalarını tespit edebileceği sistemler için sözleşme çok önemliydi.
Sözleşmenin iki kritik maddesi vardı:
1-Takip için gerekli IFF sisteminin montesi
2-Türkiye’ye gerçek zamanlı görüntü aktarılması
Anlaşılıyor ki, Karargâh’taki yetkililer ABD tarafıyla problem çıkaran biz olmayalım mantığıyla bu iki maddeye hiç girmemişler bile.
İş yine Hükümete kaldı.
ABD yönetimiyle pazarlık yapıp bu düzenlemelerin sağlanması lazım.
Çünkü ABD görüntüleri süzgeçten geçirdikten sonra Türkiye’ye verecek.
Bu güvenilir bir sistem değil.
Görüntüleri gerçek zamanlı görüp, bunların terörist olup olmadığını biz değerlendirmeliyiz.
Zaten uydu kontrollü bu sistemde Türkiye yok, bir de gerçek zamanlı olmazsa fayda beklerken zarara uğrayabiliriz.
İkincisi bu uçakların topraklarımızda nerede uçtuğunu saniye saniye bileceğimiz sistem takılmalı.
Genelde hep böyle oluyor.
Açılım sürecini iki üç kişi pişirip Erdoğan’ın kucağına attı.
Sonra Habur’un yol açtığı kırılmayı tamir etmek yine Erdoğan’a kaldı.
Bu işte de öyle olacak gibi.
Predatörlerin gerçekten Türkiye’ye fayda sağlaması için sözleşmenin Türkiye’nin istediği noktaya çekilmesi yine Erdoğan’a kalıyor.
Gerçek zamanlı görüntü verilmeyecekse bu imzanın atılmaması gerekiyor.
Türkiye sözleşmeyi çözse de, satın alma yöntemiyle Predatör alsa da sorun bitmiş sayılmaz.
Bu coğrafyada yaşıyorsak bu tip yüksek teknolojiyi yerli imkanlarla yapmamız şart.
ANKA’yı yılan hikayesine çevirenlerin tepesine binmek gerekiyor.
Bu projede gevşeme kabul edilemez.
ANKA bir an önce uçmaya başlamalı.
Bu Hükümeti de aşan biçimde TBMM nezdinde üst gündem maddesi olmalı.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yönetim kadrosuna bakınca Büyük Kulüp’ün yönetim kadrosuna bakmış gibi oluyoruz.
Bunlar hep düzeltilmeli.
Yıllardır bizi dışa bağımlı tutuyorlar.
Yerli projelere olmadık problemler çıkartılırken, yabancı kaynaklı işlere destek veren bu lobi dağıtılmalı.
Yerli teknoloji firmalarına ARGE destekleriyle başta İnsansız Hava Aracı olmak üzere, yazılım ve donanımda topyekün ilerleme sağlanmalı.
Yoksa elin malı gelir toprağımıza böyle iner, bizim ruhumuz bile duymaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.