Biliyoruz ki NATO Afganistan'a bu ülkeyi ABD'nin işgalini meşrulaştırmak, işgale uluslararası bir kılıf uydurmak için gitti. En azından öyle biliyorduk. Şimdi görüyoruz ki NATO Afganistan'a bir gizli plan içinde Pakistan'ı da vurmak için gitmiş. Çünkü, sık sık NATO güçlerinin Pakistan hedeflerine saldırdığını, asker sivil halktan kayıplar verdirdiğini görüyoruz. Her seferinde NATO ve ABD kaynaklarından yapılan açıklamalarda ya yanlışlıkla olduğu ya da kendilerine Pakistan topraklarından ateş açıldığı için karşılık verildiği ileri sürülüyor. Elbette tüm bu açıklamaların ciddiyetle bir alakası yok. Sadece Pakistan ve dünya kamuoyunu oyalamaya yönelik.

Böyle olduğu özellikle üç gün önce bir NATO helikopterinin saldırısı sonucu Pakistan'da sınırdan 2.5 kilometre içerideki askeri bir kontrol noktasının vurulması ve bunun sonucu 28 Pakistan askerinin hayatını kaybetmesi 14'ünün ise yaralanmasının arkasından Paktsan kaynaklarından yapılan açıklamada, "NATO güçlerinin üssümüze son saldırısının sonuçları çok ağır olacak. Zira saldırının hiçbir nedeni yoktu ve askerlerimizi uykuda yakaladılar" denilerek olayın tamamen keyfi bir saldırı olduğuna vurgu yapılıyordu. Halbuki Afganistan'daki NATO ve ABD askerlerinin lojistik desteği Karaçi üzerinden gerçekleştiriliyor. Yani Pakistan Afganistan'daki NATO ve ABD güçlerine ulaştırılan malzemeler için hem limanını hem de topraklarını açmış bulunuyor. Buna rağmen NATO ve ABD güçleri tarafından Pakistan'a yönelik geçmiş saldırılarda sadece sivillerden hayatını kaybedenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Böyle olunca da insan, "NATO Afganistan'a Pakistan'ı vurmak için mi gitti?" diye sormadan edemiyor.

Aslında bizim için NATO'nun Afganistan'a niçin gittiği meçhul değil. Bu ülkeyi işgali kafasına koyan ABD Irak'ta olduğu gibi meseleyi tek başına halletmek istemeyerek yanına NATO'yu yedek güç olarak aldı. Bir diğer ifade ile Afganistan'ın ABD tarafından işgaline meşruluk kazandırmak için uluslararası bir dayanak arandı ve bu da NATO oldu. NATO'nun tüm üyelerinin eşit ortak olduğu söylense de bu örgütün ABD'nin kontrolü altında olduğunu, ABD'nin istemediği hiçbir harekete dahil olmasının mümkün olmadığını, buna karşılık NATO'nun diğer üyelerinin de ABD'nin isteğine direnmesi çoğu zaman mümkün değildir.

NATO tamamen ABD'nin kontrolü altında olduğu ve dünya üzerinde ABD çıkarlarına hizmet ettiği içinde başta ülkemiz olmak üzere bu örgütün desteği giderek azalmaktadır. Bir araştırmaya göre ülkemizde NATO'ya ihtiyaç olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 37 imiş. Bana göre bu oran daha da aşağılardadır. Çünkü ülkemizdeki Amerikancıların sayısı bu oranı bulmaz. Her ne ise ister yüzde 37 ister daha az olsun pek önemli değil. Soğuş savaş yıllarındaki desteğe sahip olmadığı ortada. Bunun çeşitli sebepleri olmakla birlikte ülkemizde NATO'ya desteğin azalma sebeplerinin başında gelen Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından NATO'nun yeni düşman olarak İslam'ı belirlemesi ve hedef olarak İslam ülkelerini seçmesi ve bu yönde harekete geçmesidir.

Bu bakımdan Afganistan'daki terörist faaliyetlere son vermek bahanesi ile bu ülkeye yerleşen güçlerin ikide bir Pakistan'a vurmasını da bu yeni strateji dahilinde düşünmek yanlış olmasa gerek. Çünkü Pakistan'da bir Müslüman ülke olarak NATO'nun düşmanları arasındadır. Afganistan'da NATO güçleri varlıklarını korudukları sürece de bu saldırılar son bulmayacaktır. Çünkü, Pakistan Müslüman bir ülkedir ve gerek halk gerek ordu olarak inançlarına bağlıdır. NATO için bundan daha tehlikeli (!) bir durum olabilir mi? Özellikle ABD'nin ılımlı İslam politikalarının Pakistan'a dönük boyutu sanıyorum bu saldırıların esas sebebini oluşturuyor olabilir. Bir diğer ifadeyle Afganistan'daki NATO güçlerinin sıkça Pakistan'a saldırısı Pakistan'da da isteklerine uygun bir yapılanmayı sağlamaktır. Zaten geçmişte bu ülkede yaşananlar Pakistan üzerindeki planları gözler önüne seriyor.

Tüm bunlar ABD ve yandaşlarının bu plan doğrultusunda NATO'yu da kullanıyor olduklarını göstermeye yetmez mi?. İyi ama Türkiye bir NATO üyesi olarak NATO'nun Afganistan ve Libya'da devreye girmesine niçin onay verdi? Yoksa başka türlü davranma imkanı mı yoktu? Eğer böyle ise NATO'nun üyesi olarak kalmanın anlamı olabilir mi? Demek istediğimiz o ki bugün gelinen noktada sadece BM'nin yapısını değil, NATO'nun da sorgulanması gerekiyor. Bu sorgulama ciddi olarak yapıldığında yeni bir dünyaya ihtiyaç olduğu çok net görülecektir. Elbette görmek isteyenler için. Yoksa NATO ve ABD'ye bir yerlerinden kopmamak üzere bağlı olanlar için hiçbir şey fayda etmez.