Yeni Anayasa, acil-şart oldu
Zaman imkândır, telafisi yoktur. “Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer. Demir tavında dövülür..” Zamanın değeri, olayın önemiyle tartılır. Millet hayatını müspet veya menfi etkileyen darbe gibi önemli olaylar, toplumun yıllarını, istikbalini kuşatır. Onun içindir ki; siyasette zamanın değeri, olayla tartılmaz, olay öneminin karesi ve küpüyle ancak ölçülür.
Siyaset, çözüm üretmektir. “Demokrasilerde çözüm tükenmez.” Demokrasi yaralı da olsa, millet iradesidir. Millet iradesinde yetersizlik, esaret, zillet, yokluk demek olduğundan düşünülemez. Bu gerçek İstiklal Marşımızda “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” şeklinde ilan edilir.
1) Yarım asırdır Türkiye, darbelerin tehlikeli virajlarla dolu dağ yolunda, kırık plak gibi her 10 yılda bir başa dönmüş, kısır döngüye düşmüş, demokrasi düzlüğüne inememiştir.
2) Darbelerin dağ yolundaki görüntüsü, bir çetenin, büyük, sessiz bir kitlenin adını kullanıp istismar ederek, parti ve politika karşıtlığı gösterisiyle hırs ve çıkar uğruna düzeni ve millet çıkarlarını tahribidir.
Darbeler de yanlış hedef göstermekte savaşlar gibidir. Hedef yönetim diye gösterilir. Hedef millet imkânları ve saltanatıdır. Ağır bedeli millet öder. Saddam, Irak için ne kadar savaş bahanesi idiyse, darbeler için de partiler aynı derecede bahanedir. Saddam’ın ödediği ile Amerika; partinin ödediği ile darbeci mi doyar?..
Bilinen bir gerçektir ki; her tür darbe, savaş gibi evrensel bağlantılıdır. özellikle hazırlık safhalarında mason locaları gibi evrensel gizli örgütlerin önemli roller üstlendiği, çok vahim olaylarla tarih sayfalarındadır.
çocukluğumda günde 1-2 tren geçmezdi Toros’lardan. Koyun sürüsü gördüğü ve tünele yaklaşırken “dikkat edilsin” diye uzun ve acı bir düdük çalardı. Yalnız ülkede değil, dünyada düşünen vicdan sahibi herkesi şoke eden Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, karanlık bir tünele girişin acı düdüğü niteliğindedir. Millet için vahim bir karanlık habercisidir.
İptal, mevcudu değiştirmiyor. Doğru. Ama demokrasi otobanındaki hukuk köprüsünü yıktığını ilan ediyor; onun düdüğü. TBMM, millet iradesi bu otobanda ilerleyecek. Endişe duymamak derecesinde tehlikeli bir aptallık olamaz. “Sahra köprüsü kurar, halat atar sizi kurtarırız” türü “Bağımsız adaylık” gibi çözümler, büyük ve tarihi sorumlulukları olan devlet için ayıptır. Darbe atmosferinden çıkamamaktır. İtibar ve güç kaybıdır. Riski ağırdır.
CHP’nin, iktidar ümidini yine darbe gölgesinde beklediği görülmektedir. Darbe davetçiliğinde şekil değiştiriyor, bedavaya konma huyunu değiştiremiyor.
çöZüM:
Dünyada siyaset, düşünür ve yazarların müştereken dillendirdikleri, “yeni bir Anayasa”dır. İnal Batu’nun ifadesiyle “tam zamanı”. Tartışılmasına gerek olmayacak derecede açık bir gerçek. Asıl mesele, “Bağdat harap olduktan sonra”ya kalmamak ve işi yarım yapmamaktır. Onun için bence: Sonbaharda yalnız “en geç 3 ay içinde yeni Anayasa millete sunulacak ve yeni Anayasa ile seçim yapılacak” vaadiyle seçime gitmek ve 1-2 yıl içinde de yeni Anayasa şartlarında yeni seçime gitmektir. Bu haliyle seçim ümidini kaybetmiş, başka yol arayan CHP hariç, ciddi bir hizmet yarışı doğacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.