Necdet Özelin tarihi sorumluluğu
Fenerbahçe Orduevinde konuşlu bulunan İlker Başbuğ ve emekli generallerden müteşekkil Paralel Karargahın, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hayri Kıvrıkoğlu üzerinden oluşturdukları kuşatıcı stratejinin Necdet Özeli kısmen etkilediğine dair emareler var.
Ergenekon ve Balyoz sanıklarının terfi ettirilmemesi üzerine Yüksek Askeri Şûra sürecinde sivil iradeye açık bir başkaldırıyla istifa eden Koşaner ekibi sonrası göreve gelen Org. Necdet Özelin Paralel Karargahın bazı önceliklerini gündem yaptığı söyleniyor.
Paralel Karargahın, hapisteki tutuklu muvazzaflar için kurduğu baskı, TSK yönetiminde her gün yeni sonuçlar doğuruyor.
Genelkurmay Karargahında bir araya gelen ve temel hedefleri tutukluluk sürelerinin kısaltılması ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması olan toplantılar, adli müşavirler seviyesinde sürüyor.
Paralel Karargahın bu konudaki ısrarı devam ederken, TSK bünyesindeki uzantıları da bunu sürekli diri tutuyor.
Baskılar sonucu Hasdal ve Hadımköydeki tutuklu muvazzafları ziyarete gitmeyen subay kalmadı neredeyse.
Gitmeyenlere hain ve işbirlikçi damgası vurulması, oluşturulan mahalle baskısının kanıtı.
Gözler o derece kararmış ki, tutukluluk sürelerinin kısaltılmasının sonuçlarını görmüyorlar bile.
Süredeki oynamada yüzlerce PKKlı dışarı çıkacak.
Binlerce şehit veren TSKnın düştüğü duruma bakın.
Cuntacıları kurtarmak adına şehitlerin aziz hatıralarını ayaklarının altına almaktan çekinmeyecekler.
Mehmetçik katilleri, polis katilleri dışarı çıksın önemli değil.
Yeter ki Balyozcular salıverilip yeniden TSKdaki görevlerine dönebilsin.
Peki bu isimler görevlerine dönünce ne olacak?
Bunu anlayabilmek için TSKnın şu anki durumuna bakmak lazım.
Hava Kuvvetlerimiz, tarihinde görülmemiş başarılara imza atıyor ve PKKnın canına okuyor.
Deniz Kuvvetlerimiz uluslararası ve ulusal pek çok görev aldı, başarıyla tamamladı.
İnsansız Hava Araçlarının bağlı bulunduğu birimler örgüte nefes aldırmıyor.
Kırsalda Kara Birlikleri, Komandolar, Jandarma Özel Harekat inanılmaz işler yapıyor, örgüt darmadağın oldu.
TSKnın bir bütün olarak kamuoyu nezdindeki itibarı yükseliyor.
Her geçen gün TSK etrafındaki tartışmalar ve ağır eleştiriler azalıyor.
Ordu millet bütünleşmesi ilk defa bütün kesimleri kapsayıcı biçimde ilerliyor.
TSKnın şu anki ve gitmekte olduğu çizgi böyle...
Balyozcular ve Ergenekoncu muvazzaflar, tutukluluk sürelerinin kısaltılmasıyla serbest bırakılınca ne olacak?
Bugüne kadar PKKyı, vesayet rejimini ayakta tutmak için bir enstrüman olarak kullanan zihniyet geri dönecek.
TSK eskisi gibi karar alamaz ve çekingen bir yapıya bürünecek.
Kuvvetlerarası çekişmenin geri dönmesiyle terörle mücadelede zafiyet ortaya çıkacak.
Hava Kuvvetleri terörle mücadelede asla bir daha böyle etkin kullanılamayacak.
Nokta operasyonlar yapan Jandarma Özel Harekat, kara ve komando birlikleri kışlalarda mahpus hale gelecek.
TSK yeniden her siyasi konuda fikir belirten, her kafadan bir sesin çıktığı, gazetecilerle alttan alta ilişkilerin kurulduğu günlere geri dönüp, itibar erozyonuna kaldığı yerden devam edecek.
Tümgeneral Mustafa Bakıcının firar etmesi, içeridekilerin sürekli TSKyı etkileme çabaları gösterdi ki, tutuklular serbest kalmaları halinde rahat durmayacak.
Necdet Özel ismi kamuoyunda ciddi bir eleştiriye konu olmadığı gibi hep saygı uyandırdı.
Bu durumun hep devam edeceğini düşünmek yanıltıcı olabilir.
Siyasilerin üzerine her geçen gün bir dayatmaya çevirdiği tutukluluk süreleri konusunda yaşanacak herhangi bir gelişme Necdet Özeli, cuntacıların savunucusu konumuna düşürüp, eleştirilerin hedefi haline getirebilir.
TSKnın toparlanmaya başlayan grafiği aşağıya dönebilir.
Bir grup cuntacıyı mesleki dayanışma adına kurtarayım derken koca kurumun itibarını tartışmalı hale getirmeye değer mi?
Bırakalım yargı süreci işlesin.
Türkiyenin cuntacıların hamiliğine soyunup başaramayınca istifa etmek suretiyle taammüden hükümet krizi çıkarmak için istifa eden Işık Koşaner ve ekibinden sonra göreve gelen yeni komutanlardan beklediği, demokrasiye saygılı bir ordunun oluşumuna zemin hazırlamaları ve orduyu profesyonelleştirmeleridir. Bunu yaparlarsa tarihe geçerler.
Paralel Karargahın etkisi altına girerlerse, kamuoyundaki algı bir anda tersine döner ve hem kendileri hem kurum zarar görür.
Kamuoyu, yakın dönemde cuntacılara destek verenlerin neler yaptıklarını gayet iyi hatırlıyor.
Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ gibi iki şahin, insan içine çıkamayacak hale geldiler.
Koşaner yerini cuntacıların yanı olarak tayin etti ve bitti.
Bunlara karşılık Hilmi Özkökün kamuoyu nezdindeki müstesna yeri de ortada.
İnsanları büyüten de ve küçülten de tercihleridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.