Evlilikte doğru iletişimin gücü
Ahmet Bey, 42 yaşında ve dokuz yıllık evli, serbest meslek sahibi bir beydi.
Eşi Dilara Hanım da İngilizce öğretmeniydi. Çiftin 5 yaşında kızları vardı. Eşinden ayrı olarak seansa yardım almaya geldi.
Artık beyler nadir de olsa, eşiyle ilgili sorunları olduğunda terapiye başvurabiliyor. Böyle durumlarda biz terapistler çok seviniriz... Bir çift sorunları için ikisi birden terapiste geliyorlarsa, o çiftin terapiden yararlanma yüzdesi çok daha fazladır.
Bu şu demektir; çift beraber seansa geliyorsa, o kadar sorunlarının farkında ve o kadar sorunlarını çözmeye istekliler demektir.
Bu kısa bilgiden sonra vakamıza devam edelim. Ahmet Beye Problem nedir diye sorduğumda, Ahmet Bey büyük bir heyecanla anlatmaya başladı; Kıvanç Hanım, dokuz yıllık evliyim ve eşimle şu an 2 günden beri küsüz. Eşim benimle konuşmuyor.. Ben eşime karşı çok yanlış davrandığımı düşünüyorum.
Sizi bu sonuca götüren nedir? diye sordum.
Eşim işten eve gelip, okuldaki sorunlarından bahsederdi. Onu dinler ve sonra ona ne yapması gerektiğini ona anlatırdım. Ona hep tavsiyede bulundum. Sorunlarıyla yüzleşmesi gerektiğini ona söyledim. Sorunlar kendiliğinden gitmezler. Bu sorunlarını müdürünle konuşman gerek. Sorunlarla mücadele etmelisin. Ertesi gün, işten eve gelip bana, aynı sorunları anlatırdı. Önceki gün ona önerdiğim şeyi yapıp yapmadığını sorardım. Ondan hep hayır cevabını alırdım. Böylece tavsiyemi tekrarlardım. Bu durumla mücadele etmenin yolunun bu olduğunu ona söylerdim. Ertesi gün eve gelir ve aynı sorunlarını anlatırdı. Tekrar önerdiğim şeyi yapıp yapmadığını sorardım. Bana gene hayır derdi.
Bu şekilde geçen günlerden sonra kızardım. Ona verdiğim tavsiyeyi tutmayı istemiyorsa benden artık anlayış beklememesini söylerdim. Böyle bir stres altında yaşaması gerekmiyordu. Yalnızca ona söylediğim şeyleri yapsaydı sorunu çözebilirdi.
Gelecek sefer gene aynı sorunu gündeme getirdiğinde Bunu duymak istemiyorum derdim. Ne yapman gerektiğini sana söyledim. Eğer tavsiyemi dinlemeyeceksen, bunu duymak istemiyorum derdim, çekilir işime devam ederdim.
Şimdi farkına varıyorum ki, işindeki mücadelelerinden bana bahsettiğinde istediği tavsiye değilmiş, anlayış istememiş.
Dinlememi, dikkatimi vermemi, o acıyı, stresi anlayabildiğimi bilmek istemiş.
Onu sevdiğimi ve onunla olduğumu bilmek istemiş. Oysa ben asla anlamaya çalışmadım. Tavsiyede bulunmakla o kadar meşguldüm ki.
Ahmet Beyin eşi Dilara Hanım, nitelikli sohbet için yalvarıyordu. Oysa Ahmet Bey farkında olmadan dinlemeye değil, konuşmaya odaklanıyordu. Eşinin desteklenmek ve anlaşılmak için çığlığını duyacak kadar iyi ve uzun süre dinlemiyordu.
Değerli okuyucularım erkeklerle bayanlar arasında çok önemli bazı farklar var. Örneğin, bayanlar sorunlarını çok fazla kelime kullanarak anlatıyorlar ve eşinin, sorununa çözüm bulmasını istemiyor, sadece eşinin onu can kulağıyla dinlemesini bekliyor.
Oysa erkekler, sorunları olduğunda hemen eşiyle paylaşmak istemiyor, biraz kendi halinde bırakılmak istiyor.
Sorununu eşine anlattığında kendini zayıf, aciz olarak görüyor ve de bu yüzden sorununu paylaşmak istemiyor.
Eşi kendine bir sorununu anlattığında, ona çözüm bulmak istiyor.
Oysa eşi erkekten çözüm tavsiye beklemiyor, sadece anlaşılmak istiyor.
Eşimizle konuşurken nasıl iletişim kurmalıyız, bu konuda size pratik birkaç şey söylemek isterim;
Eşiniz konuşurken onunla göz temasını sürdürün. Bu, zihninizi başka yerlere sürüklenmekten korur ve eşinize tüm dikkati verdiğinizi anlatır. Eşinizi dinlerken başka şeylerle meşgul olmayın.
Onu sözünü kesmeden dinlemeye çalışın. Soru sormanız gerekiyorsa, eşinizin cümlesini bitirmesini bekleyin.
Eşiniz konuşmasını tamamladığında kendisine sorun; Senin söylediklerinden şunları anladım, acaba bunları mı demek istedin? diyerek sözlerini anlayıp anlamadığınızı kontrol edin.
Eşinizle doğru iletişim kurmanız ve birbirinizi anlayabilmeniz duasıyla Allaha emanet olunuz.
(*)Psikolojik Danışman/Psikoterapist
Dnş Tel: 0212 503 79 95 - 0506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.