Çocuğumun karnesi zayıflarla dolu
Değerli okuyucularım, Cuma günü karneler alındı ve okullar yarı yıl tatiline girdi. Kimi aileler çocuğunun karnesini görünce sevindiler, kimi aileler de hayal kırıklığına uğradılar.
Mehmet, 12 yaşında altıncı sınıfta okuyan bir öğrenciydi. Kendinden bir yaş küçük kız kardeşi vardı. Mehmet ilkokulda orta notlar alan bir öğrenciymiş. Birinci sınıfta okuma-yazmayı hemen öğrenmiş. Ancak Mehmet, ders tekrarı yapmayan, sadece sınavdan bir gün önce ders çalışan rahat bir öğrenciymiş. Ortaokula başlayınca, dersler daha da zor ve ağır olduğundan notları düşmeye başlamış. Düzenli ders çalışmadığından ve düzenli ders tekrarı yapmadığından dolayı, sınavlardan sürekli düşük notlar almaya başlamış. Bu sorun için okul rehber öğretmeniyle görüşmüşler, Mehmete ders programı yapılmış. Ancak Mehmet bu ders planına ancak birkaç gün uyabilmiş.
Mehmet derslerle ilgilenmekten çok, bilgisayarda oyun oynamaya zaman ayırıyormuş. Annesi, bu durumu şöyle ifade ediyor: Oğlumu ben uyarmasam bütün gün bilgisayarda oyun oynar. Sanki internete girince kendini unutuyor, benim söylediklerimi bile duymuyor. Bir ara babası çok sinirlendi ve interneti kestik. Bu sefer de harçlıklarını biriktirip, okuldan çıkışta internet kafeye gitti.
Mehmetle tek yaptığım seanslarda, ona Kaç tane samimi arkadaşın var? Okuldan geldikten sonra konuşabileceğin, beraber vakit geçirebileceğin arkadaşların var mı? diye sorduğumda Mehmet şöyle cevap verdi: Benim yakın, samimi olduğum arkadaşım yok. Okuldan gelince çok canım sıkılıyor, arkadaşım yok. Ders çalışmak da istemiyorum. Ders çalışmaya başlayınca bana sıkıntı geliyor. Sadece ödev varsa ödevlerimi yapıyorum. Kardeşimin okuldan çıkış saati benimle bir değil, evde çok yalnız kalıyorum. Ben de bu yüzden, bilgisayara girip rahatlıyorum, zaman geçiriyorum.
Mehmet ile birkaç seans bireysel seans yaptık, şu an anne ve babası, Mehmet ile birlikte aile terapilerimiz devam ediyor.
Değerli okuyucularım, her yıl gazetelerde ve televizyonlarda çok sıklıkla şöyle haberler duyarız: Karnesi zayıf geldiği için evden kaçan çocuklar, karne üzerinde notlarını değiştiren gençler, zayıfları yüzünden babasından annesinden dayak yiyen çocuklar... Bunun nedeni, yanlış anne-baba tutumlarıdır. Anne babalar Kötü not alırsan ya da kötü karne getirirsen sakın karşıma çıkma gibi tehditlerle çocuğu korkutmaktadırlar. Ve bu durumda karnesi zayıflarla dolu olan çocuk, yukarıda değindiğimiz olumsuz yollara başvurmaktadır.
Çocuğun karnesi iyi değilse, burada ailenin de payı olabilmektedir. Aile bir dönem boyunca çocuğunun dersleri ile ilgilenmez, sınavlarının nasıl geçtiğini sormaz ve sadece sürekli eleştirirse, bütün bunların yanı sıra ailede huzursuz bir ortam var ise bu ortamda çocuğun başarılı olması beklenemez.
Bu bağlamda, çocuğumuzun karnesi zayıflarla dolu olduğunda kendimize anne-baba olarak şu soruları sormalıyız;
- Çocuğumuzun özgüvenini kazanması için yardımcı olduk mu, yoksa sürekli eleştirip azarladık mı?
- Sınavlardan düşük not aldığında onunla oturup sorunu birlikte çözmeye çalıştık mı, yoksa eleştirip yargıladık mı?
- Çocuğa sağlıklı bir aile ortamı mı sunduk, yoksa tartışmaların olduğu, iletişimin olmadığı bir ortam mı sunduk?
- Dersleriyle ilgilenip, ders çalışma alışkanlığı kazandırdık mı, yoksa onun yerine derslerini biz mi yaptık?
- Çocukların en iyi öğrenmeyi, tavsiye şeklinde değil de model alarak öğrendiğini bilmemize rağmen, yapması istenen davranışlarda ona model olabildik mi? Bütün bunları dikkate almamız gereklidir.
Çocukların karnesinde zayıflar olması doğaldır, Bu zayıflara çok fazla tepki göstermek kadar, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da doğru değildir. Fazla tepki gösterildiğinde. çocuklar, sevilmediklerini ve aileleri tarafından başarılı olmaları koşulu ile sevilebileceklerini düşünürler. Hiç tepki göstermeme ise çocuk tarafından ilgisizlik olarak yorumlanabilir. Başarıya ödüller verilebilir. Bu ödüller çok sembolik ya da duygusal temelli olursa daha iyi olacaktır.
Değerli okuyucular, karne, çocuğun öğrenme isteği, hangi dersleri sevdiği ve nelere ilgisi olduğunu gösterdiği gibi aile ve öğretmen tutumlarının da göstergesidir. Karnede, sadece notlar üzerinde durmak yerine çocuklarımızın özelliklerini ve gerçekten neye ihtiyacı olduğunu keşfetmeliyiz.
Çocuklarımızın başarılı, sağlıklı olması duasıyla Allaha emanet olunuz.
(*) Psikolojik Danışman-Psikoterapist
Danışma Tel: 0 212 503 79 95 0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.