Sıkıcı günler
Ortalık o kadar sıcak ve karışık, doğru karar verip doğru adım atmak için zemin o kadar kaygan ki...
Tarafları tam olarak dinlemeden, olayın aslını bilmeden, konuya vakıf olmadan, peşin hüküm verenler, büyük yorum ve analizler yapanlardan geçilmiyor ortalık.
Hakarete varan ağır sözler havada uçuşuyor.
Meclis kulisinde muhabbet ederken bir milletvekilinin de durumun tatsızlığından şikayetine tanık oldum.
Televizyonda kendi partisinin bir milletvekilinin, cemaati kastederek adiler şerefsizler dediğini öğrenmiş.
Akl-ı selime davet eden nadir isimlerden birisiydi kendisi.
Ama durumun vahametine bakın ki, akl-ı selime davet eden vekil bile ismimi yazma demek durumunda kalıyor.
İleride birbirimizin yüzüne bakabilmek için ölçüyü kaçırmamak, sağduyulu davranmak gerekiyor.
Bu ortamda sağlıklı değerlendirme yapabilmenin imkanı yok.
Bu imkansızlık içerisinde kıvranırken, Milli Eğitim Bakanlığının Fatih Projesini inceleme fırsatı buldum.
Gençlerimizin teknolojiyle barışık bir eğitim görmesi için oldukça önemli bir proje.
Beni en çok sevindiren şey ise yazılımın milli olması.
Savunma sanayinden, bilişimdeki her alana kadar en değerli şey yazılım.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer F@TİH ile 8-10 tane dünya çapında bilişimci yetiştirseniz bu ülkemizi dünyada önemli bir konuma getirir diyor.
Bakanlık tablet verilen öğrencilerin kendilerinden ve velilerinden sürekli geri dönüş alarak projeyi geliştiriyormuş.
Milli yazılımlı tablet ve tahtalara yurt dışından talep de gelmeye başlamış. Tabletin kendisi yabancı ürün ama onun da yerli üretimi için çalışmalar tamamlanmak üzereymiş.
Çok güçlü animasyonların gerçekleştiği Titanik filminde dünyada ilk defa Ad-hoc Yönetimi denilen yatay yönetim biçiminin uygulamaya sokulduğunu anlatan Dinçer, F@TİH projesinin hayata geçirilmesinde de Titanik filminde esas alınan Ad-hoc yönetim modelinin kullanıldığını söylüyor.
Projede yol alırken Ad-hoc yönetim modeline göre çalışma grupları oluşturulmuş.
Titanik filmi benzetmesinin anlamını da şöyle özetliyor Dinçer: Filmin bir yönetmeni vardı. Ancak aşağıda çalışma grupları oluşturuldu. Işıkçılar, animasyoncular, dekorcular, kostümcüler vs. Bu grupların hepsinde konunun uzmanı çalışma grubunun başını oluşturdu. Ancak grupların içinde diğer gruplarda başı çekenler de yer aldı. Yani bir yerde çalışma grubu başkanı olan diğer gruplarda üye oldu. Yatay olarak dizilen çalışma grupları olayı F@TİHte de uygulandı. Yazılım işini TÜBİTAK yaparken burada bakanlıktan ve eğitim teknolojilerinden de uzmanlar yer aldı. Bakanlık bünyesinde e-içerik tasarlanırken TÜBİTAKtan ve diğer ünitelerden de personeller bulundu. Bu şekilde oluşturulan senaryolar daha sonra 5 ayaklı (donanım, e-içerik, altyapı-öğretmen eğitimi-müfredat uyumu) projenin iskeletinin oluşmasına neden oldu.
Bunlar Türkiyeden güzel ve iç açıcı haberler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.