Yener Dönmez

Yener Dönmez

Güney Sınırı

Güney Sınırı

Arap Baharı denilen dalgaya hep mesafeli yaklaştım.

On yılların yerleşmiş despot rejimlerinin böyle domino etkisiyle devrilmesi ancak arkasındaki destekçilerin çekilmeleriyle mümkün olabilir.

Destekçileri çekilmişse, bununla murad ettikleri ve planladıkları vardır muhakkak.

Ortadoğu’yu sokaktaki halkın isteklerine Amerika ama özellikle İngiltere terk etmez.

Adını açık koymam gerekirse, asıl beyin olan İngiltere, bu despot rejimlerin sürdürülebilir ömrünü tamamladığına uzun zaman önce karar verdi ve yavaş yavaş altlarını oymaya başladı.

Şimdi bölgede gelecek 50 yılın yapısını kuruyor İngiltere…

Ortadoğu ülkelerinin bağımsızlaştığını ve artık Müslüman kardeşi Türkiye’yle kardeşlik ilişkisi içinde ilerleyeceğini düşünmek safdillik olur.

Yeni rejimler de gelir getirici ve stratejik konularda kendilerine ilk partner olarak İngiltere’yi seçeceklerdir.

Nitekim kurulan rejimlerin petrol anlaşmalarından başlayarak seçtikleri partnerleri görmeye başladık.

Türkiye sahip olduğu güçle orantılı söylemler ve eylemler gerçekleştirmezse bu planlamadan büyük zarar görerek çıkar.

Kendi topunu, tüfeğini, silahını, uçağını, tankını, teknolojisini, yazılımını üretemeyen yani savunma sanayisi yüzde 90’lar oranında yerlilik arzetmeyen hiçbir akıllı devlet kendisini olduğundan güçlü göstermez.

Bunu yapan ancak başının ezilmesi için fırsat kollayan dev devletlere malzeme verir.

Suriye konusunda gidişat iyi değil…

Nusayri Esed Rejimi’nin Müslüman Halkı imha ettiği ve bunu sırf Müslüman oldukları için yaptığını biliyoruz.

Türkiye krizin patladığı andan itibaren oldukça sert ve iddialı söylemlerde bulundu.

Ancak bunların gereğinin yapılamaması nedeniyle Suriye Muhalefeti’nde de Sünni Dünya’da da bir sukut-u hayal söz konusu.

Suriye Muhalefeti’nin sesini dünyaya duyuran, Suriye muhalefetine bütün gücüyle destek veren El Cezire, bu sebeple artık Türkiye’nin Suriye ile ilgili söylemlerini haber yapmıyor.

Suriye Muhalefeti’nin Askeri Kanat Sorumlusu Albay Hermuş’un, Nusayri kökenli bir MİT görevlisi Ö.S. tarafından kaçırılıp Esed’e teslim edilmesi, Sünni dünyada bize çok büyük alan kaybettirdi.

Diplomasi çok ince düşünülüp doğru karar verilmesi gereken bir alan.

Ama her şeyden önemlisi doğru adamlarla çalışmak.

Türk diplomasisi böylesine monşer egemenliğindeyken ve Dışişleri’nden emekli olanlar soluğu CHP ve İşçi Partisi’nde alıyorken, gittikleri bu partilerde de Esed yönetimine destek veriyorken, bizim Suriye politikamızın ne kadar güvende olduğu tartışılır.

Yanı başımızda insanlar sırf Müslüman oldukları için boğazlanıyorlar.

Akan kanın zararı bize oluk oluk akmak üzere.

Esed, PKK kartını çoktan açtı.

Biz Kandil’i bombalarken Suriye’de daha iyi şartlarda PKK’lı teröristler harıl harıl eğitiliyor.

Ve bahar aylarında temel ağır saldırıları Güney Sınırımız’dan yememiz mukadder.

Suriye konusunda bu kadar açıktan gitmemizin sonucu bu.

Elde bir PKK kartı varken Türkiye, Esed rejiminin belini kırıncaya kadar açıktan gitmemeliydi.

Ulu Hakan Sultan Abdülhamid gibi ilerlemeliydik.

Şimdi Esed hala devrilemediği gibi, konu uzun sürdüğü için Rusya’dan, Çin’e pek çok destekçi buldu.

Öldürülen Müslüman sayısı maalesef arttı.

PKK’nın yeniden Suriye’ye dönmesi de cabası oldu.

Son dönemde her şeyi fazla açık, gösterişli, tantanalı ve övünerek yapıyoruz.

Böyle olunca da sonuç alamıyoruz.

Osmanlı’nın diplomatik kıvraklıklarıyla efsaneleşmiş vezirlerinden biraz ders almalıyız.

Yaptığı şeyi sahiplenmek, yapmadıklarını-yapamadıklarını yapmış gibi göstermek o an için rahatlama sağlasa da uzun vadede misliyle zarar getirir.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi