21. Asır baharlar çağı olabilir mi?
Siyaset aksiyon, CHP çekişmedir. 90 yılda başardığı dikkat çekici tek yenilik, “çifte kongre” ucubesidir. Ucube, ucube doğurdu. Hazırûn cetveli kayboldu. Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlık dosyasının on tanesi “hakaret ve iftiradan.” Bu CHP’yi konuşarak bir yere varılamaz. “21. Asır nereye gidiyor?” deyip, yarını konuşalım; neslimizi hazırlayalım:
Yeşili sarartan sonbahar, arkasından kış yaşanmadan hayat tazelenip yeni bahar doğmuyor. Kolaylık, zorluğun arkasında. Zulüm kışları ibret ve gayretle aşılacak ki nimetin kadri bilinsin; şükrün huzuru yaşansın; bahar gaflette kaybolmasın.
Dünyadaki dört kişiden birini ifade eden İslâm âlemi, 2-3 asırdır, 15 asırlık tarihinin en ağır kışını yaşadı. 20. Asrın ortasından itibaren ağır bedel ödüyor. Şehitlerle tazelenip yeniden can buluyor. Böylesi büyük bir değişim elbette kolay olmaz. Ama hayal edilemez bir hızla ilerliyor. Hamd Allah’a.
“Milletler layık olduğu idareye kavuşurlar.” Yani mesele; Hakk’ı bilmek, yaşamak ve iyiye, güzele layık olmaktadır. “Akıl yaşta değil baştadır” dense de; bilgisiz, görgüsüz, tecrübesiz akıl neye dayanacak? Akıl yaşta değil başta ama; başa da yaşla, çile ve ibretlerle gelir. Onun için, “Bir musibet, bin nasihatten evladır” denir. Müslümanlar, çile kışlarından geliyor.
Geçen asırlarda sömürü ve tahakküm imkânı bulan zulüm, bin yıl yaşamak sevdasına kapıldı. İnsanlık, evrensel gizli örgüt ve ikiyüzlülükten çok çekti. Sömürgecilik, dünya savaşları ve “Soğuk Savaş” dönemi, evrensel yıkım oldu. Filistin halkı vatanından sürüldü. Yerine İsrail paraşütle indi. Batı, silah gücüyle insanlığa meydan okudu. Bush, insanlığa, “Benden değilsen düşmanımsın” dedi. Selanikli Fransız Sarkozy, “tarihi kanunla değiştirerek güç gösterisine kalkışıyor. Fransız mason locası, Türk biraderlerine, “Halkın yüzde 80’i istemese de başörtüsü zulmünü devam ettirin” diyor. Bu Batı, 1920’de siyasi olarak dünyanın, yüzde 48,7’ine sahipti. 21. Asra girişte yüzde 24,2’ye indi. Yükselen değer İslâm’ın siyasi egemenliği Osmanlı’nın yıkılışı ile yüzde 1,5’e düşmüştü. Hayali zorlayan bir yükselişle, yüzde 21,1’e çıktı.
Dünya değişti, değişiyor. Şehit kanı insanî yüceliği doğurur ve korur. 21. Asır; iletişim, ulaşım ve şeffaflaşma ve rahmet asrı oldu. Gayret ve şükürle layık olalım. Günlük 1,25 doların altındaki aşırı yoksul sayısı, dünyanın tüm bölgelerinde ilk defa 21. Asır’da düştü. Gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul sayısı 650 milyon azalarak, 1 milyar 290 milyona indi.
Zalimin kaybettiği bir zamandayız. Afganistan, Komünist Rusya’yı çökertti. Bush saldırganlığıyla Amerika güç ve itibar kaybetti. Bütün bunlar rahmettir. Gayret ve şükrümüzü artırmalıyız.
Sarkozy’nin tarihi emirle değiştirme çabası Meclis ve Senato’da küçük katılımlarla sürüklenerek, “ayıp ilanı” şekline dönüştü. Yargıdan döndü. İnat gayreti, Bush’laşmak, Esat’laşmak, ayrı bir hüsrandır. 1000 yıl yaşamayı ümit eden zalimlerin perişan halleri, herkesin görüp ibret alması içindir.
Gizli dünya devleti, işlerini gizli yürütürdü. Şimdi Fransa masonları, başörtüsü zulmüne açıkça ve fiilen komuta ediyor, başaramıyor. Hamd Allah’a. Dünya değişiyor. İbret gerekir. Bar Kohba’yı, “Mesih” ilan etmek kolay da sonu?
Hak cephesinde ses veren tek “One Minute!”, zulmü sarsmaya yetiyor. Hamd Allah’a.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.