Üstüne beton dökelim
Yıldönümlerinde 28 Şubat hep tel’in edilir, kirli çamaşırlar, çarpıklıklar konuşulurdu.
Bu 28 Şubat’ı farklı kılan ise “yargılama” kelimesinin telaffuz edilmesi oldu.
Böyle olunca da ortalık hayli karıştı.
Tabi darbe yargılaması başlayınca Özel Yetkili Savcıların hiç akla hayale gelmeyen bağlantıları bulup deşifre etme ihtimalleri var çünkü.
Tam bunlar tartışılırken Ali Bayramoğlu’nu televizyondan izliyorum.
28 Şubat’ta medyanın yaptıklarının etik bir sorun olduğunu, bunun suç çerçevesinde ele alınmasının yanlış olduğunu söylüyor.
Buna ancak “oldu canım” derler.
Sonradan adı Bilgi Destek Dairesi’ne çevrilen dönemin Genelkurmay Psikolojik Harp Dairesi’nin, ürettiği haberler ve geliştirdiği stratejiler doğrultusunda eklemlenmiş bir güç olarak hareket et, seçilmiş hükümeti operasyonel yayınlarla ablukaya al, bu yolda şantaj gibi suç enstrümanlarını kullan, uydurulmuş haberlerle hedef seçilen kişileri tek tek yıpratıp istifa ettir, kamuoyunu yönlendirmek için gri ve siyah propaganda yap, üstelik de bunların tamamını emir-komuta zinciri içinde yap, sonra da bunun adı “suç” değil “etik sorunu” olsun.
Demek ki muhtemel yargılamada 28 Şubat Medyası kendisini bu taktikle savunmaya hazırlanıyor.
Psikolojik altyapısını hazırlamak da Ali Bayramoğlu’na düşmüş anlaşılan.
Zaten Ali Bayramoğlu’nun kullanılma dönemi geldiği bir süredir fark ediliyor.
Kendisi yukarıdaki psikolojik hazırlığın ötesinde Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının psikolojik hazırlığında hayli zamandır.
Eee ne de olsa Özel Yetkililer kapatılınca 28 Şubat’ı yargılamak da hayal olacak.
Türkiye’nin eski kronik problemi oluşsun istiyorlar.
Birisine konum verirsin ama yetki vermediğin için hiçbir iş üretemez.
CMK 250-251’den kaynaklanan yetkilerini al, ondan sonra 28 Şubat gibi içinde işbirlikçi asker, işadamı, sendika, medya patronu ve hala Türkiye’nin çok etkili gazetecilerinin bulunduğu yapıyı karşısına alacak savcı bul bulabilirsen.
Yetkileri alınmış böyle saf bir savcı bulamazsın çünkü bütün savcılar normal yetkilerle böylesine bir soruşturmanın ilerleyemeyeceğini bilir.
Sonuç alamayacağını bile bile 28 Şubat gibi bir işe girmek, petrol kuyusunun üstüne beton dökmeye benzer.
Soruşturmadan bir şey çıkartılamayacağı için “bakın soruşturdular bir şey çıkmadı” derler ve soruşturmanın kapağına, Güneydoğu’da açılıp açılıp “bir şey yok” denilerek kapatılan petrol kuyuları gibi beton dökülür.
Devrilen seçilmiş hükümet, hortumlanan milyarlarca dolar, kirli biçimde aktarılan milyarlarca dolar kaynak, talan edilen kamu varlıkları, gasp edilen haklar, sürgün edilenler, işten atılanlar, eğitim hakkı elinden alınıp okulu bırakanlar, haksız yere hapis yatanlar ise öylece kala kalır.
Haklarını arayacak adalet ortada kalmadığı için.
Ali Bayramoğlu için fark eden bir şey yok nasıl olsa.
28 Şubat’ta da aynı gri saçlı ve ahkam kesen adamdı.
Şimdi de aynen öyle…
Zaman onu yıpratmadı.
Yıprananlar ise ortada suç mu, etik mi olduğunun pekala farkında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.