Yener Dönmez

Yener Dönmez

Tuncay Özkan ve Öcalan

Tuncay Özkan ve Öcalan

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla birlikte birkaç gün süren yurtdışı seyahatimiz oldu.

Gazetemizin oldukça geniş yer verdiği haberlerden gezinin detaylarını okudunuz.

Benim için gezinin eğlenceli tarafı, Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ve Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin de orada olmasıydı.

Takip edenler bilir.

Kalemimi kıvrak biçimde değil, keskin biçimde kullanmayı yeğlerim.

Dengeleri gözetmek yerine doğru bildiğimi söylerim.

Sonuçlarına da Allah’ın izniyle katlanırız, katlanıyoruz.

Sorgulama, eleştirilere açık olma ve yüzleşme...

Bu vasıflarımızı kaybetmemiz Osmanlı’nın sonunu getirip bütün bir düşünce hayatını kısıtladı.

Fikri üretkenlik, zenginlik ve çarpışma durunca toplum da durdu.

Türkiye, bu marazın en katmerlisini aldı.

Herhangi bir kişiyi eleştirdiğinizde iki sonuçla karşılaşıyorsunuz:

Bir: Sizinle ilişkiyi kesiyor.

İki: Sizi düşman belliyor.

Oysa eleştiriyle karşılaşıldığında bir Müslüman’ın iki tepkisi olur:

Nefsini sorgulayarak ders çıkarma; haksızlık varsa kendini savunma.

Ne olursa olsun kim nasıl davranırsa davransın biz doğru bildiğimiz yolda yürüyeceğiz.

“Kürt sorunu” konusundaki yaklaşımımız da bu olaylarla ilgili.

İnsanlara doğuştan verilen ancak daha sonra gasp edilmiş hakların acilen çok hızlı biçimde verilmesini talep ederken, eşkıyayla da mücadele edilmesi gerektiği gibi mücadele edilmesini savunuyoruz.

Ama bilerek ya da bilmeyerek eşkıyayı muhatap almamız için yapılan baskının da iç yüzünü görmemiz lazım...

Bu planı pişirenler alttan alta iyi niyetli pek çok insana yedirdiler.

Örnek:

Tuncay Özkan 17 Şubat 2008’de Kanaltürk Televizyonu’nda “Gündem” programında konuşuyor: “Abdullah Öcalan’ı Türkiye, Türkiye’deki barışı, kardeşliği yüceltmekte kullanmazsa, Abdullah Öcalan’ın bugünkü açılımı ve yaklaşımını Türkiye değerlendiremezse çok yazık eder. Abdullah Öcalan’ın bu günkü siyasi tutumu Türkiye’ye çok, Türkiye’nin bütünlüğüne, birliğine çok farklı bir açıdan yarar sağlar. Türkiye biraz akıllı davranmak zorunda, PKK sorunu ya da emperyalizmin Kürt kartını kullanarak Türkiye’yi parçalama olgusu, Abdullah Öcalan’la birlikte çözüme kavuşabilir. Türkiye bunu çok iyi kullanmak zorunda.”

Tuncay Özkan şu an Ergenekon sanığı ve içeride.

Bu planı pişirip, iyi niyetli insanlara yutturanları anlamak için devam edelim:

Ergenekon sanıkları Veli Küçük ve Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen PANZEHİR isimli dokümanda; “İmralı yargı süreci içinde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan faktörünün iyi ve verimli bir biçimde değerlendirilemediği, Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki tutukluluk ve yargı sürecinden yararlanılarak, PKK başkanlık konseyi içinde yer alması sağlanacak kadrolar ile PKK’nın ABD ve AB üyelerinin kontrol ve hamiliğinden kurtarılarak doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmasının sağlanabilmesi gerektiği” belirtiliyor.

Öcalan’la masaya oturulmasını savunanlarla, Veli Küçük’ten çıkan belgedeki teori ne kadar pişti oluyor değil mi?

Buna bir diğer Ergenekon sanığı Tuncay Özkan’ı da ekleyin...

Ergenekon’un Öcalan’ı gayet iyi kullandığı, PKK’nın kadrolarıyla işbirliği içinde neler yaptığını bir sürü örnekle biliyoruz.

Hep söylüyorum: Ergenekon bitti sanmayın hafife almayın...

Kendi pişirdikleri Öcalan Planı’nı, bize nasıl yutturdukları, hatta savundurdukları, uygulattıkları ve bunun üzerinden ülkeyi soktukları krize bakın...




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi