Nerede Hz. Ömer adaleti?
Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, 3 Kasım 2002’de AK Parti seçim kazandıktan hemen sonra Aytaç Yalman’ı arıyor.
Yalman’a TSK’nın, seçim sonuçlarından ve AK Parti’den duyduğu rahatsızlığı iletip, askerin bu duruma tepki vermesi gerektiğini belirtiyor.
Yalman durumdan rahatsız olduklarını söylüyor ancak iktidarın henüz yeni seçildiğini, tepki vermenin doğru olmayacağını aktarıyor Balbay’a.
Ama Balbay’ı kesmiyor bu.
Bir şeyler yapmaları için Orgeneral Yalman’ı zorluyor.
Yalman, CHP ile AK Parti’nin yerlerinin değişik olması gerektiğini, seçimden bunu beklediklerini ama olmadığını söylüyor.
Bu da Balbay’ı kesmiyor ve “En azından bir mesaj” diyor.
Henüz seçileli birkaç gün olmuş bir iktidar partisine karşı, askeri açıklama yapmaya zorluyor Balbay...
Yalman da, birkaç gün sonrasına işaret ederek “Önümüzde 10 Kasım var, olabilir” diyor sonunda.
Bunun üzerine Balbay rahat bir nefes alıyor...
Daha yeni seçilmiş bir iktidara karşı Balbay’ın askeri nasıl zorladığını gösteren bu olayı Balbay’ın günlüklerinden alıntıladım.
Daha neler var neler Balbay’la ilgili aktaracağım da, yerimiz kifayet etmiyor.
Balbay’ın Hilmi Özkök tarafından “lanetlenen” haberlerini hatırlamayan, amansız bir AK Parti düşmanı olduğunu bilmeyen yoktur.
Gazetesinin ise AK Parti hükümetine karşı siyah zemin içerisinde günlerce “Tehlikenin fakında mısınız?” anonslarıyla çıktığını görmeyen yoktur...
Müteveffa yayın yönetmeninin AK Parti hükümetini iktidardan uzaklaştırmak için zinde güçlerle Nakkaştepe’de yaptığı hesapları, çevirdiği filmleri, kurduğu tezgahları duymayan yoktur...
Söz konusu gazetenin kurulduğu günden buyana dine, dindara, mukaddesata nasıl baktığını da 7 düvel bilir.
Daha önceki gün, İmam Hatiplerin 28 Şubat sürecinde kapatılan orta kısımlarının yeniden açılması; okullarda Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasına olanak tanıyan yasaya karşı yaptığı yayınları gördünüz...
28 Şubat’ın en zalim kalıntılarından 8 yıllık kesintisiz eğitime son veren yasa teklifine karşı, günlerce “Molla yetişecek” benzeri manşetlerle çıktı bu gazete.
Marazını açıkça, “Eğitime Kur’an ayarı” manşeti altında, “Kız-erkek öğrenciler ayrı sınıflarda okuyacak. Türban takılacak. Okullarda mescit olacak” ifadeleriyle belli etti...
Yetinmeyip, “AKP ile MHP ittifak kurdu: kuranıkerim ve peygamberin hayatı dersleri geliyor” ifadeleriyle kin ve nefretini de bu milletin yüzde 99’unun kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim ismini maksatlı olarak “kuranıkerim” diye yazarak kustu.
Milyarlarca insanın iman ettiği kutsal kitaba ve Hz. Peygamber’e alenen saygısızlık yaptı.
Bunların cibilliyeti bunu gerektiriyor çünkü...
Başbakan Erdoğan’ın tüm bu olup bitenlerin farkında olduğunu, bu zihniyeti çok iyi tanıdığını düşünüyorum.
Bunu da sık sık sarfettiği “Bugünlere, medyayla çarpışa çarpışa geldik” sözlerinden anlıyorum.
Başbakan bu süreçleri bizzat yaşadı, benliğini ortaya koydu.
Türkiye’nin daha fazla normalleşmesi için, daha fazla demokratikleşmesi için bedenini ortaya koydu.
Adaletin tesisi için kimliğini, kişiliğini ortaya koydu.
Halkın içinden gelen, bu milletin tüm hassasiyetlerini bilen Erdoğan’ın durumu böyle...
Peki ya atanmış tuzu kuru kimi bürokratların durumu öyle mi?
Bakın size çok ilginç bir örnek vereceğim.
Ondan sonra kararı siz verin...
Önceki gün, yöneticilerinin bir kısmı Ergenekon’dan ötürü tutuklu bulunan Odatv, “Aslan payı yandaşa” başlığı altında bir haber yayınladı.
Bizi de ilgilendiren bu haber tamamen resmi verilere dayanıyor.
Diğer türlü, Odatv’nin ne kadar güvenilir olup olmadığı ortada.
NİELSEN tarafından hazırlanan bu rapordaki rakamlara göre, hükümete hergün söven, AK Parti’yi karalamak için her fırsatı kullanan, iftira atan Cumhuriyet gazetesinin kamu kurumlarından aldığı reklam miktarı Akit’ten daha fazla.
Evet yanlış duymadınız: Akit’ten daha fazla...
Peki bunlar hangi kamu kuruluşları?
Rapora göre reklam kullanan kamu kuruluşları şöyle sıralanıyor:
“TOKİ, Özelleştirme İdaresi, THY, TTNet, Türk Telekom, Avea, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TURSAB, SGK ve kamu bankaları”
Verilere göre kamu kurumlarından Star gazetesi 2011’de 85.091 sütun santim reklam almış.
Star’ı Sabah, Habertürk, Zaman, Hürriyet, Yeni Şafak izliyor.
Cumhuriyet de 2011’de 20.212 sütun santim reklam almış.
Akit ise Cumhuriyet’in de altında; 15.713 sütun santim.
Cumhuriyet’e, Akit’ten yüzde 25 daha fazla reklam...
Gördünüz mü rakamları?
Nerede Hz. Ömer adaleti?
“Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa...”
Kimseye bir fazla, bir eksik olsun demiyorum.
Adalet olsun adalet!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.