28 Nisan’da Galatasaray Üniversitesi’nde PKK’nın toplantı düzenleyeceğini duyurduğum yazı, büyük infial oluşturdu.

Şehit Aileleri Dernekleri peş peşe açıklama yaparak İstanbul’un göbeğinde PKK’ya böylesine pervasızca toplantı yaptırılmasını ve buna çok sayıda tanınmış ismin katılacak olmasını esefle karşıladıklarını bildirdiler.

Yazıdan sonra Galatasaray Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga da aradı.

Rektör, toplantıyı düzenleyecek DPI (Democratic Progress Institute -Demokratik Gelişim Enstitüsü) adlı kuruluşun PKK’yla ilişkisini bilmediğini söyledi.

Ahmet İnsel’in ricacı olduğuna, kendisinin de kuruluşu bilmeden yer tahsis ettiğine vurgu yaptı.

DPI ile PKK’nın bağlantısını açık ve net anlattığım yazıdan sonra şok geçirdiği ve kendisinin de durumu araştırdığı anlaşılan Rektör, toplantıyı iptal edeceklerine dair bir şey söylemedi.

Şahsi kanaatime göre toplantıyı iptal ederse, Cengiz Çandar, Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu gibi isimlerin eleştiri oklarına hedef olmaktan çekiniyor.

Cevap hakkına saygı açısından Rektör’ün sözlerini aynen aktarıyorum:

“Üniversitemizle ilgili yazınızı okudum. Hakikaten sizden öğrendim o kuruluşun ilişkilerini. Emin olun bilmiyordum. Toplantı ile üniversitemin doğrudan ilişkisi yok. Sizin yazınızdan öğrendim o kuruluşun bağlantılarını.

Kendimi size tanıtayım: Ben muhafazakar bir ailenin çocuğuyum, Aksaraylıyım. Annem rahmetli hacıydı. Ağabeylerim yengelerim hacıdır. Dine ve maneviyata önem veren bir ailenin çocuğuyum ben.

Aksaray’ı bilirsiniz, o bölge PKK’ya büyük reaksiyonu olan bir bölgedir. O bakımdan bunu bilin. Burası emin ellerde. O yüzden hiç merak etmeyin. Galatasaray Üniversitesi’ni biliyorsunuz. Galatasaray gibi bir yer burası. Kolay değil benim gibi bir insanın buraya gelmesi. Gerçi seçimle geldim. Galatasaray’ın kendine göre imajı var.

Mason değilim. Masonlara da pek sıcak bakmam. Sayın Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da tanırlar beni.

Toplantı iptal olur mu bilmiyorum. Ben katılmayacağım. Üniversite olarak düzenlemiyoruz. Ev sahibi değilim. Rica ettiler yer tahsis ettik. Kendi aralarında kapalı yapıyorlar. Ben katılmayacağım. Önce katılan milletvekillerini karşılayayım, toplantıya göndereyim diye düşünüyordum. Ama şimdiden sonra bilemiyorum onu da.

MHP dışındaki diğer partilerin milletvekilleri katılıyor. Dün Ahmet Bey geldi. Ahmet Bey’e MHP’yi de davet edin dedim.”

Rektörle konuşmamdan sonra açıkçası ben de şok oldum.

Kendisini çok iyi gizleyen DPI denen bu kuruluş, anayasa gibi konuları öne çekerek bazı milletvekillerini de katılım listesine almış.

Sadece yazarlar katılacak diye biliyordum.

Her ne ise...

MHP gibi diğer partilerin de katılmayacağını umuyorum.

BDP katılsın, onlara yakışır...

Başbakanımızın Roj TV muhabirinin olduğu toplantıyı terk ettiği bir politik duruşta, AK Parti milletvekillerinin PKK toplantısına katılması kabul edilemez.

Buradan DPI-PKK bağlantılarını bir kez daha hatırlatayım.

“DPI” adlı sözde kuruluş, İngiltere merkezli.

Faaliyet gösterdiği adreste Kurdish Human Rights Project (KHRP) yani Kürt İnsan Hakları Girişimi de faaliyet gösteriyor.

DPI’nin direktörlüğünü Kerim Yıldız yapıyor.

Kerim Yıldız, aynı zamanda KHRP’nin başkanı.

KHRP, Kerim Yıldız’la birlikte Abdullah Öcalan’ın Avukatı Stuart tarafından kurulmuş ve alenen PKK adına faaliyet gösteriyor.

KHRP yasal olarak deşifre olduğu için paravan olarak DPI kuruldu.

PKK’nın başka pek çok alanda uyguladığı bir taktik bu.

Kitaplarına Neo-Con’ların ünlü isimlerinin önsöz yazdığı Kerim Yıldız, Kürt sorununun müsebbibi ve arkasındaki gizli güç olan İngiltere’de yaşıyor.

İngiliz istihbaratıyla kanka vaziyette.

Başında olduğu kuruluşlar İngiltere merkezli.

Ortadoğu’nun Şeytanı İngiltere, kendi müdahalesi ve kontrolü ile Güneydoğu’da bir Kürt devleti kurulması için büyük çaba gösteriyor.

İngiliz Anahtarı Cengiz Çandar gibi isimler, arkasında İngiliz İstihbaratı’nın olduğu DPI gibi kuruluşları Türkiye’de legalleştirmek için yoğun çaba içerisinde.

PKK paravanı DPI, 9-11 Mart tarihleri arasında İstanbul Polonezköy’de kapalı kapılar arkasında toplantılar düzenledi.

Şimdi kapalı kapılar ardında 28’inde başka bir toplantı düzenleyip, sonra o katılımcı listesindeki isimlerin saygınlığı üzerinden bu listeyi kullanarak başka alanlara açılmak istiyor. PKK’ya bu hareket alanı tanınmamalı.

28’indeki toplantıyı takibim sürecek...