twitter.com/@yenerdonmez

Cezaevindeyken vekil seçtirilen Terör Örgütü Zanlıları krizi anlaşılmaz biçimde bir çorap gibi AK Parti’nin başına örülüyor.

Daha önce de yazdım. Bu krizi planlayan, sahneye koyan, büyütenler adım adım bir strateji çerçevesinde ilerliyorlar.

AK Parti bu tezgahın ne kadar dışında kalırsa o kadar az zarar görecek.

Ancak “madem böyle bir problem var çözelim” lobisine kanıp, sürecin bir parçası olursa büyük zarar kaçınılmaz.

Bu isimlerin içeride olması bir tartışma konusundan ibaretken; dışarıya çıkarılmaları yönünde atılacak adımlar ise “fatura”ya dönüşür...

Tartışma konusundan, faturaya dönüşüme izin verip vermemek atılacak adımlara bağlı.

Yeni yargı paketinin içine son anda sokuşturulan madde bu açıdan kaygı verici.

3 yıla kadar hapis cezalarında uygulanan denetimli serbestliğin üst sınırının kaldırılması, başka gerekçeler öne sürülse de Haberal Lobisi’nin bir zaferidir ve tutukluyken milletvekili seçtirilen Terör Örgütü Zanlıları için yapılmıştır.

Bu düzenlemenin hatta Haberal-Balbay-KCK’lıların serbest bırakılmasının AK Parti’ye getireceği bir tek kuru oy yoktur.

Memlekete sağlayacağı gram fayda da yoktur.

Tamamiyle Haberal Lobisi’nin gücünün eseridir bu.

Meclis üzerindeki etkisine açıkçası hayret ediyorum.

Türkiye, aylarca Haberal’ın hastanede keyif çatarak bütün bir Adli Sistem ve Güvenlik Birimleriyle dalga geçmesini ibretle izledi.

Haberal Lobisi öylesine bir güç ki, kendisi hastane odasında Başkent TV’de çalışan bayan spikerleri ağırlarken, sözde kapısında jandarma varken odaya cep telefonu, telsiz, internet bağlantılı bilgisayar sokup keyif içinde yatarken, devlet bir yılı aşkın süre resmen baş edemedi kendisiyle.

Savcılar adeta savaşa savaşa, İstanbul Üniversitesi’nden söke söke, sayısız rapor çıkartarak zar zor Haberal’ı normal mahkûmlar gibi cezaevine alabildiler.

O Haberal, annesinin cenazesinde ağzı sonuna kadar açık kahkaha atarken görüntülendi ama medya ağız birliği etmişçesine o fotoğrafları görmezden geldi.

Şimdi Haberal, memleketin başka sorunu yokmuş gibi kendi problemini Anayasa dahil bütün önceliklerin önüne aldırmayı ve TBMM’yi haftalardır bu konunun üstüne odaklandırmayı başardı.

3. Yargı Paketi’ndeki son dakika düzenlemesinin terör örgütü tutuklusuyken vekil yapılanlar için çıkartıldığının söylenmesi “maksadı aşan yorum” olarak nitelendirilse de her şey ortada.

Bu düzenleme Ergenekon-Balyoz-KCK davalarında mahkeme heyeti üzerine baskı oluşturacak.

Darbecilerle kol kola sayısız dolaplar çeviren Haberal, darbe için askere her türlü tazyiki yapan Balbay, dindarları acımasızca fişleyip tasfiye eden Engin Alan, çeşitli katliamlara karışmış KCK’lılar için bu tarihi yargılamaları baskı altına almaya değer mi?

Dün Metropoll’ün araştırma sonuçlarını gördük.

Ergenekon ve benzeri davalara destek yüzde 70’in üstünde.

Türk halkı başka hiçbir konuda böylesine bir konsensüs sağlayamaz günümüzde.

Haberal lobisini yüzde 70’e tercih ettiren gerekçeyi merak etmekle birlikte, adına “tutuklu vekiller” denen konunun bir an önce gündemden çıkarılması yolundaki umudumu koruyorum.

Surda gedik açıldığı an gündeme çok daha tehlikeli yeni noktalar getirilecek.

Mesela KCK tutuklusu belediye başkanları var.

“Seçilmiş” olmak terör suçundan bile tutuklanmayı gerekli kılmıyorsa mantığına diyecek bir şey bulunamaz.

Vekil de seçilmiş belediye başkanı da seçilmiş...

Bunun sonu “seçilmişlere suç işlemek serbesttir” noktasına gider.

Dünyanın hiçbir ülkesinde terör örgütü sanıkları milletvekili adayı bile yapılamaz.

Biz ise TBMM’de görev yapmalarının önünü açmaya çalışıyoruz.

Alt komisyondaki son dakika düzenlemesinden Komisyonda veya Genel Kurul’da vazgeçileceğini umut ediyoruz.

twitter.com/@yenerdonmez