AK Parti’nin CHP ve BDP’yle aynı kareye girdiğini duysak inanmayacağımız bir durumdu.

Fakat, Meclis Adalet Komisyonu’ndan Perşembe günü yapılan bir düzenlemede maalesef bu oldu.

3. Yargı Paketi’nde gazetecilerin özgürlük alanlarını genişletme felsefesi varken, komisyonda iki milletvekilinin verdiği önergeyle paketin bu ruhu büyük ölçüde kayboldu.

Gazetecilere para cezasına dahi çevrilemeyecek 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngören bir düzenleme getirildi.

Bu düzenleme darbecilerle mücadele eden bizim gibi gazeteleri çok yakından ilgilendiriyor.

Bilindiği gibi Türkiye’nin darbecilerle, Ergenekoncularla, Balyozcularla hesaplaşma sürecinde ses kayıtları çok önemli roller oynadı.

27 Nisan’da Karadayı Paşa’nın Erkan Mumcu’ya ve Mehmet Ağar’a nasıl baskı kurduğunu ve sonuç aldığını bir ses kaydından öğrenebildik.

Orgeneral Başbuğ’un Kozmik Oda Soruşturması’yla ilgili Hükümeti hedef alan sözlerini de öyle.

Hasan Iğsız’ın cunta planlarını; “bizim mahkeme” diyen Şener Eruygur’un eşinin HSYK üzerindeki faaliyetlerini; Hatay semalarında gezen İsrail insansız araçlarını vurdurmayan komutanları; YÖK Başkanı Teziç’in rektörleri hükümete karşı nasıl organize ettiğini; subay eşlerini toplayarak AK Parti’ye oy vermemeleri yönünde yapacakları seçim çalışmasının ayrıntılarını anlatan komutanı...

Dursun Çiçek’in ıslak imza itiraflarını; Hurşit Tolon’un kışkırtıcı organizasyonlarını; Balyozcuların planlarını vs...

Burada saymakla bitiremeyeceğim kadar çok darbe planı, antidemokratik hareketlenmeler, cunta, Ergenekon ve derin yapı kurgulamalarını hep bu ses kayıtlarından öğrenebildik.

Bunların hepsi haber değeri taşıyordu, kamu yararı içeriyordu ve bizim gazetemizde de yer buldu.

Türkiye damarlarına kadar işlemiş ahtapotu bu ses kayıtlarından dinleye dinleye öğrendi.

Şimdi Adalet Komisyonu’nda iki AK Partili milletvekilinin verdiği önergeyle, bu ses kayıtlarını haber yapmanın cezası, 2 yıldan 5 yıla hapis haline geliyor.

Diğer gelişmiş ülkelerde, insanların seslerini gizlice kaydetmek ve ifşa etmek suç.

Ancak ifşa olduktan sonra haber değeri taşıyorsa ve kamu yararı varsa bunun haber yapılması suç değil.

Tamamen basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğüyle ilgili bir durum.

Türkiye’de bu özgürlük yoktu ve ceza vardı.

Ama buna “cuntalar temizlensin” diye razı olup, yayınlıyorduk.

Şimdi ise hapse gireceğiz.

Komisyondaki öneriyi CHP, BDP, MHP desteklemiş.

CHP’nin derdi “cuntacıların maskesi düşmesin”; BDP’nin derdi ise “KCK’lıların ortaya çıkan ses kayıtları”...

Benim anlayamadığım ise AK Parti...

Birkaç liberal, birkaç solcu, üç beş ulusalcı ve kartel medyası baskı yaptı diye bu tip bir düzenleme yapılamaz.

Maalesef bunun bir işaret fişeği olduğunu duyuyorum.

3. Yargı Paketi TBMM’ye indiğinde Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili eklemeler yapılacağı, AK Parti kulislerinde yoğun olarak konuşuluyor.

Son şekli verilen düzenlemeye göre Özel Yetkili Mahkemeler sadece silahlı terör örgütü suçlarına bakabilecek.

Bunun anlamı şu: 28 Şubat Yargılaması normal mahkemeye gidecek.

Daha önce de yazdım, Özel Yetkili Mahkemeler’in yetkisiyle oynanırsa hiçbir hakim ve savcı elini taşın altına bir daha koymaz.

Çünkü bu yetkiler olmadan hiçbir derin yapıyla, cuntayla ve darbeciyle hesaplaşılamaz.

Hesaplaşılsa bile sonuç alınması mümkün olmaz.

28 Şubat’ı yaşayanların daha gözyaşları kurumadı ve her şey bugünkü gibi hatırlanıyor.

28 Şubat soruşturmasını akamete uğratacak, Ergenekon’a, Balyoz’a can suyu olacak her hareket; yeni zulümler, yeni gözyaşları ve eski Türkiye’ye davetiye olur.

twitter.com/@yenerdonmez