Maskeli çete
Ağababaları tamam misyonunu tamamladın demediği sürece terör örgütünün hiçbir şartta silah bırakmayacağı iki kere ikinin dört ettiği kadar net.
Hatta boş mukaveleye imza atsak ve kalan kısmını Öcalanın ve Karayılanın doldurmasına razı olsak dahi PKK yine silah bırakmayacaktır.
Bu kesin...
Çünkü emir büyük yerden ve nihai amaçları belli:
Türkiye mutlaka bölünmelidir
Peki başarabilirler mi?
Burada Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergünün sözleri hatırıma geliyor.
Ankara temsilcilerine dönük bir sohbet toplantısında bu imkansızlığı şu sözlerle ifade etmişti Bakan Ergün: Bölünmenin bir formülünü bulmak üzere Türkiyedeki bütün üniversitelerimizi seferber etsek, bütün akademisyenleri, bütün öğretim üyelerini, bütün profesörleri görevlendirsek, bunun formülünü bulamazlar.
Bulmaları imkansız ama bölücülerin amacı da gayet açık:
Bölemezsen de güçsüz bırakırsın
Bunu biraz açalım.
Aslında Yazı İşleri Müdürümüz Ali Karahasanoğlu Ağabey dünkü yazısında BM olmadan.. ABD olmadan.. İsrail olmadan.. PKK bu eylemleri yapacak öyle mi? diye sorarak, büyük fotoğrafı özetliyordu.
Başta ABD ve İsrail olmak üzere 7 düvelin bölücü terör örgütüne ne denli destek verdiğini bilmeyen yoktur.
Daha geçtiğimiz yıl Yedioth Ahronoth gazetesi, İsrail, Türkiyeyi cezalandıracak başlığı altındaki haberinde, İsrail Dışişleri Bakanı Libermanın ABDde gerçekleştireceği temaslarla İsrailin Türkiyeye karşı PKK kartını daha etkin biçimde kullanacağını yazıyordu.
Sonrasında bunun yansımalarına hep birlikte şahit olmuştuk.
Şu sıralarda yoğunluklu olarak Türkiyedeki gönüllü hizmetçilerini kullanarak bölücülük kozunu nasıl oynadıklarına tanıklık ediyoruz.
Bizim görevimiz bunların karanlık yüzlerini deşifre etmek, maskelerini indirmek...
İçlerinde en azgın olanı geçen gün İçişleri Bakanına kereste diyerek kullanıma soktuğu küfür silahını, deşifre olmanın paniğiyle gazetecilik kuralları çerçevesinde soru soran genç muhabirimize doğrultmuştu.
Şimdi yetinmeyip köşesinden küfür akıtıyor.
Hatırlarsanız iki ay önce küfür silahını Bayramoğlu devreye sokmuş, Cengiz Çandar, Ahmet İnsel ve Ergun Babahan ilk kullananlar olmuştu.
Bunlar resmen dışarıdan kumandalı küfür çetesi...
Çetenin lideri konumundaki o zatı, muhafazakar bir gazeteye yakıştıramıyorum.
Salyalı, sümüklü o ağzını alsın Sözcünün küfür kısaltması rumuzlu spor gazetesine gitsin. O gazetenin Yayın Yönetmeni olsun.
Oraya yakışır...
Bir de küfür çetesinin eşzamanlı saldırılarına, baskı lobileri ve yıpratma tekniklerine pabuç bırakmayacağımızı dost da, düşman da bilsin...
Bizim derdimiz bunların kimlikleriyle değil.
Akıttıkları zehirle...
Milli olan ne varsa, yakıp yıkmaya çalışmaları ile.
Gel de yazma...
Dağlıcada 8 şehit vermişiz umurlarında değil...
PKK paravanı DPIın tertiplediği, Bölünmüş toplumlarda anayasa nasıl yapılır toplantısına katılmak için Gallere koştular.
Bölmüşler, parçalamışlar iş anayasasına gelmiş...
Her gün Uludere ağıdı yakan bu zevat bir gün olsun şehit cenazesine katılmış, bir şehit ailesinin evine uğramış mıdır?
Hayır.
Şehit cenazesine gitmezler ama canla başla soykırım da soykırım derler, Ermenilerden özür diliyoruz kampanyası başlatırlar.
Bayramoğlu Dağlıcanın, yanından bile geçmez ama uluslararası arenada Türkiyede Ermeni Soykırımı bilincinin inşası adı altında toplantılar tertipleyebilir...
Geçen yıl Yerevanda taa 1915in davasını güderek 1915te dökülen kan unutulmayacak diye ter ter tepindi.
Niye?..
Ermenininki can da Dağlıcada şehit olan kınalı kuzularınki can değil mi?
Liberal maskesini suratlarına geçiren Bayramoğlu ve Çandargillerin kendilerini saf ve masum olarak yutturmaları yok mu?
O Cengiz Çandar, daha 31 Ekim 2011 tarihinde PKKnın internet sitesi ANFye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyordu: PKK silahlarını teslim etsin olmaz. PKK elinde silahları olduğundan siyasi anlamda da güçlü. Ben vazgeçtim alın silahları demek teslim olmaktır.
Çandar, TESEV için hazırladığı raporda, açıkça PKKyı isyan hareketi olarak tanımladı.
Çandarın kullandığı İsyan teorileri ağırlıklı olarak ABD ordusu ve ABD akademik çevreleri kaynaklı.
Çandargiller PKKnın artık uluslararası akademik çevrelerde, uluslararası camiada bir halk hareketi, bir isyan hareketi olarak kabul görmesini istiyor.
Bu rapor aracılığıyla PKKya yeni bir statü vermek, bölünme sürecine uluslararası bir boyut katmak amacında olduğu aşikar.
A. Bayramoğlu, C. Çandar ve A. İnsel gibi isimlerden asla anlayış beklemiyorum.
Ancak bir gün o maskeniz düştüğünde gittiğiniz o ülkelerden Türkiyeye dönemeyeceksiniz.
Kaçacak delik arayacaksınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.