Ali Bayramoğlunun Kaseti
Akitin Çetelerle Mücadele Tarihi uzun...
Gazetemiz bu yüzden kuruluşundan beri hedef halinde.
Gazeteciliğe harcamamız gereken enerjimizin büyük bölümünü süreklilik arz eden baskı ve tehditlere karşı durmakla geçiriyoruz.
Sadece 28 Şubat değil...
Bu süreçten önce de güçlü bir vesayet rejimi vardı ve yine hedef seçiliyor, iftiralarla provokasyon planlarına bulaştırılmaya çalışılıyorduk.
28 Şubatta bu zirve yaptı.
Defalarca gazetemiz basıldı, TSKnın general kadrosunun Hilmi Özkök hariç- tamamı aleyhimize dava açtılar.
Hacizlerle, icralarla boğuştuk.
Yazarlarımızın evlerini elinden alacak noktaya kadar vardırdılar işi.
Kendimize göre bir felsefemiz, bakış açımız ve dünya görüşümüz var.
Gazeteler bu değerlerine uygun olarak eleştiri yaparlar temelde.
Oysa biz kimi eleştirdiysek hemen karşımıza beni hedef gösterdin diye çıktılar.
Kendileri istedikleri kişiyi ve kesimi sınırsız eleştirirken, bizim eleştirilerimizi hep hedef gösterme kapsamına çekip, kriminal hale sokmaya çalıştılar.
En meşhur örneği Danıştay hadisesi...
Bir öğretmenin Anaokulunun bahçesine bile başörtüsüyle yaklaşmasını yasaklayan Danıştay 2. Dairesini eleştirdiğimizde, organize biçimde onlarca yazar, Danıştayı hedef gösterdiler diye yayın yaptı.
Ardından Danıştaya kanlı bir baskın düzenlendi.
Baskını yapanın aracında gazetemizin konuyla ilgili haberlerinin küpürleri vardı.
Sonradan Özel Yetkili Mahkemeler, o küpürün oraya konmasının da hedef gösterdi yazılarını yazanların da Ergenekon Terör Örgütü üyeleri ve her şeyin bir tertipten ibaret olduğunu; gazetemize haince bir tuzak kurulduğunu ortaya çıkardı.
Buna benzer başka tonla örnek var.
Ben en bilinenini yazdım.
Bizim çetelerle mücadelemiz bu açıdan diğer gazetelerden çok farklı.
Biz aynı zamanda hedeftik...
Balyoz belgelerinde de, Ergenekon belgelerinde de, Ayışığı, Sarıkız gibi darbe planlarında da hep gazetemizin hedef olduğu ortaya çıktı.
Bunlar adli delil durumunda şu an.
Bitmedi tabii...
Memleketimin güzel insanlarının huzur dolu günlere kavuşabilmesi için daha çok mücadele gerekiyor.
Bu mücadelede onlarla birlikte gazetemizin de çekeceği çileler, konulacağı hedef tahtaları var...
Şimdi de Post Jakoben Çetenin hedef tahtasında Habervaktim.com var.
Tıpkı Ergenekoncular gibi senkronize biçimde Ali Bayramoğlunu Hedef Gösterdiler diye bağırıyorlar.
Köşeleri tıpa tıp cümlelerle kurulu.
Hepsinin, Habervaktimi arayıp bu işin aslı nedir, mesele nereden başladı, olayın kökeninde ne var diye sorma gereği bile duymadan bunu yaptığını görüyoruz.
Geçmişte Ergenekon bizi alet etmeye çalışarak bir plan kuruyordu, şimdi ise bunlar Habervaktimi alet etmeye çalışarak başka bir plan kuruyorlar.
Oysa gerçekler hiçbir zaman gizlenemez.
Habervaktim bunları tek tek deşifre edip maskelerinizi bir bir indiriyor.
Demagoji değil bilgiyi konuşturuyor, belgeyi konuşturuyor.
Habervaktim.comun Genel Yayın Yönetmeni Fatih Akkayayı gazetecilik başarısından ötürü tebrik ediyorum.
Tam da nasırlarına basmış...
Koro halinde yaygara koparıyorlar.
Ama bu necip millet neyin ne olduğunu, kimin ne olduğunu görebiliyor.
Ben de diyorum ki:
Küfürü bırakın.
Ali-Cengiz oyunu oynamayın.
Bize masal anlatmayın.
DPIı legal ve onun tezlerini cici diye yutturmaya çalışmayın.
Tam 63 gün oldu kapalı kapılar ardındaki Karanlık Toplantıyı aydınlatmadınız.
Diasporada sizin gibilerden çok.. Ama dünyada başka bir Anadolu yok.
***
Biliyorsunuz, olayın temelinde DPI adlı kuruluş var.
Akit ve Habervaktim çeşitli kanıtlar ve bilgilerle, DPIın PKKnın paravan kuruluşu olduğunu ve içinde PKKyla bağlantıları nedeniyle Türkiyeye girişi yasaklanmış İngilizlerin bulunduğunu ortaya koydu.
Daha sonra GSÜnün iptal ettiği toplantı Cezayir lokantasına, oradan da Gallere taşındı.
Buna yönelik haber hazırlarken Dağlıca baskını oldu.
Onlar Gallerde PKK ile müzakere stratejisi belirlerken, teröristler Dağlıcada 8 Mehmetçiğimizi katletti.
Bir tarafta böyle bir saldırı, diğer tarafta Ali-Cengizlerden teşekkül DPI masası...
Ali Bayramoğlunun, kendisini arayarak, nazik bir dille bu garip tabloyu soran muhabirimize karşılığı, gazetemize ve gazetemizin yöneticilerine salya-sümük küfretmek oldu.
Ve film burada koptu.
Artık bizim Bayramoğlunun niyetine de açık ve kripto hallerine de güvenimiz kalmadı.
Buna son günlerin moda tabiriyle bir karşılık verilmesi gerekiyordu.
Ali Bayramoğlunun ne kadar kaliteli/rafine/elit bir insan olduğunu döktürenler bu tezlerinde ısrarlılarsa, Ali Bayramoğlunun kasetini yayınlayalım, bir görsünler.
Haysiyet yoksunu o laflarını bütün kamuoyu dinlesin internetten ve görelim çok kıymetli Ali abinizin kalitesini...
Ne dersiniz yayınlayalım mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.