Son Baas iktidarı ve Türkiye
Olayın tümüne kör bakıp doğru aranmaz... Çalı başından sürüklenmez... Garip bir sevinçle Hani sıfır problem? diyenler, Esatın çıkarcı dostları ve silah gücü var. Varsın zulmüne devam etsin, Cuma namazından çıkanlar kurşunlasın. Başını ağrıtma. Mazlumu bırak... Kuvvetten yana ol! demek istiyor da kekeliyor mu?
Milletimiz tarihini, İslâmî, ahlâkî değerlerle yazdı. Şimdi de rahat ve kuvvete ram olma yerine insanlığa önem veriyor. Somalili çaresizin; Suriyeli şehidin yanında yer alıyor. Allahın rahmet ve hidayetine talip oluyor. Bu güzel bir nasip. Allaha hamd edelim.
Bu yolda Türkiye yalnız değildir. Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Muhammed Mursi, dostluğun zalimle değil, Hakla, mazlumla olması gereğini sembol bir ifadeyle ilan için, Esatın tebrikini ret etti. Bu ret, Suriyeye ikaz, insanlığa güzel bir sestir. İsrailin kuruluşuyla planlanıp Mişel tarafından kurulan Baas, İslâm ülkelerinde büyük tahribat yaptı. Mişelin Son Baası, şimdi Suriyede de son buluyor.
Türkiye ve Suriye aynı İslâm coğrafyasının parçalarıdır. Asırlarca birlikte tek devlettir. Her millet, bazen zalim iktidar eline düşer. Fakat akıbet kendi zulüm batağında boğulur. Dostluk milletledir, devam eder. Napolyon-Hitler kavgası biter, Almanya-Fransa ABde birleşir. Son Baas bitti... Türkiye-Suriye kardeşliği devam ediyor. Herkes gördü ki; Türkiye, Suriyeye değil, Baas zulmüne karşıdır. Babasının izinde Müslüman katliamına devam eden Esatı ikaz için çalıştı. O kendini ikaz eden dostuna saldırdı.
Türkiyenin sesi gür çıkıyor. Çünkü Hakka inanıyor, güveniyor. Şartlar, Zalimle ol kolay dese de İsraile, Siz çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz demek Haktı. Hak söylenip gelmeden zulüm gitmiyor. Zulmü bitirmenin başka yolu yok. Fas Kralı, milletini dinledi. Kansız kavgasız anlaştılar. Baas, Müslümanla konuşmak için silahtan başka dil; zulümden başka iş bilmiyor. Türkiye, önce dostlukla zulmü durdurmaya; olmadı, Hak cephesinde, insanlık vicdanıyla beraber gayret ediyor. Bu, güzel bir talihtir.
SON BAAS DA KENDİ KAN GÖLÜNDE BOĞULUYOR
Türkiyede post modern bir darbe olmuş... Mevcut general sayısından fazla general, Vakit Gazetesini dava etmiş. İlk mahkeme görülmemiş bir ceza vermiş, gazete kapanmıştı. Netice ne oldu? Karar Yargıtayda ittifakla bozuldu. Atasözü, Yanlış hesap Bağdattan döner der. Her zulüm yanlış hesaptır. Döner, sahibini bulur. Çarıklı Erkanı Harp denen Anadolu insanı, bu gerçeği tek cümleyle anlatır, Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allahı var der. Müslüman, zulme karşı ihlas, gayret ve vahdette çelikleşebilirse, zafer yakındır. Darbe gücü karşısında gazete ümitsizliğe düşmemiş, gayret etmiş neticede karar, Yüksek Yargıda ittifakla bozularak gelmiştir. Yanlış hesap Bağdattan dönmüştür.
Hükümetin Gazze zulmüne karşı haklı çıkışlarında olduğu gibi, Suriye halkıyla dostluğunu da başarısız göstererek iç politikada kullanmak ciddi yanlıştır. Gerçek odur ki; bu haklı aksiyonlarla İsrail, ilk defa dünya kamuoyu ve dostları nezdinde her savaşından daha ağır darbe almıştır. Mazlum maskesi parçalanmış, zalim çehre ortaya çıkmıştır.
Suriye dostları için endişeye yer yok. Ümitle gayret gerek. Sarhoşu itmesen de yıkılır. Milletine bela olan zalim, kendi sonunu kendi getirir. Bugün haklı şekilde zalimle mücadele, kanlı savaştan çok daha etkilidir. Türkiyenin Gazze mücadelesi, bunun destansı ifadesi olma yolundadır. Baas zulmüne karşı Türkiyenin verdiği Hak savaşıyla Suriye halkının liyakati ve insanlık vicdanı bütünleşince, inşallah silaha gerek kalmadan zalimler layık oldukları cezayı bulacaklar. Şehit kanı, hiç yerde kalmadı, kalmaz. Dileğimiz, bu zaferden paysız, nasipsiz kimse kalmasın... Allah (cc) bizi daima, kardeşinin ayağına batan dikenin acısını duyanlardan eylesin... Fiilen ve fikren zalime kul, zulme tetikçi olmaktan korusun... Zalimden uzak, zulme karşı kılsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.