Bize niye saldırdılar?
İlk günden beri Akit ve Habervaktimin bölücü cephe ile mücadelesini biliyorsunuz.
Yeri gelmişken söyleyeyim: Habervaktimle organik bir bağım yoktur.
Misyon birliğimizi ise inkar edecek değilim...
Biz hiçbir zaman isimlerle, kimliklerle uğraşmadık.
Ortadoğunun hakim güçleri tarafından planlanmış ve adım adım uygulamaya konulmak istenen bir strateji var.
Ve bu strateji dahilinde devreye sokulan yapılanmalar...
Projektörlerimizi oraya yönelttik.
PKK/KCK/DPI/DTK gibi bölücü örgütlere...
Çandargiller, Bayramoğulları ve hatta bazı İslamcı yazarların içinde bulunduğu tayfa ise, uzunca bir süre KCKnın bir çeşit dernek, sivil toplum kuruluşu, siyasi bir unsur olduğunu savundu.
Sabri Okun Eskiden her şey PKKydı, şimdi her şey KCK demesini; PKK elebaşı Murat Karayılanın kendisini KCK Yürütme Konseyi Başkanı ilan etmesini bile görmediler, görmek istemediler...
Sonra ne mi oldu?
PKKnın Bayramı kana bulayan KCK organizatörlüğündeki Gaziantep saldırısı dominant etkisi yaptı.
Şimdi neredeyse abartısız her gün bir meslektaşımız şunu söylüyor: KCK konusunda siz haklı çıktınız.
Örneğin sık sık KCK operasyonlarını eleştiren Mümtazer Türköne, KCKnın PKKdan farkı yok noktasına geldi.
Bunca can gittikten sonra günaydın diyorum bizim noktamıza gelen meslektaşlarımıza...
Ne yapmak istediğimiz açık...
Haçlı zihniyeti Çanakkalede başaramadığını bölücüler eliyle yeniden deniyor.
Bunun için taşeron olarak PKK/KCK ve DPIyı kullanıyor.
Bu emeller dahilinde Batıda da yüzlerce örgüt kuruldu.
Yüzde yüz İngiliz destekli DPI bunlar içerisinde en aktif olanlardan...
İyice pervasızlaşıp İstanbulun göbeğinde Galatasaray Üniversitesinde toplantı yapmak istediler.
Önce DPI adlı örgütün gerçek yüzünü tüm yönleriyle ortaya koyduk...
Kurucu Direktörü Kerim Yıldızın, PKK ve Öcalanın paravanı olduğunu gösteren belgeler yayınladık...
Bunun üzerine Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga bizi aradı ve örgütün gerçek yüzünü öğrenince toplantıyı iptal etti.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Kin, nefret ve büyük bir hırsla hareket eden Post Jakobenler daha da saldırganlaştılar.
Türkiyede legal mekanlarda toplantı yapamayınca Dağlıcada 8 Mehmetçiğin şehit edildiği gün iki halklı toplumlarda yeni anayasa yani federasyon içeren IRA modelinin ithali için Gallerde gizlice toplandılar.
Deşifre olunca yine çıldırdılar.
Akit ve Habervaktim işini yapıyordu.
Gizli merkezlere, illegaliteye, karanlık odaklara ışık tutuyordu.
Sonra teröristbaşının İmralı kayıtlarına, kendi el yazısıyla örgüte talimatlar yağdıran mektubuna, Karayılanın 500 sayfalık telsiz dökümlerine ulaştık...
Bunları inceledik...
Mesela bunlardan Karayılanın Medya içerisinden yeteri kadar destek alıyoruz. Bizim kendi medyamızın bir şey yapmasına gerek yok yollu lafları çok manidardı.
PKK silah bıraksın olmaz diyen Çandarın Öcalana çok özel selam göndermesi de öyle...
Öcalanın, önsözünü Neo-Conların yazdığı kitabında Türkiyeye uluslararası müdahale yapılsın, Bağımsız Kürdistan kurulsun diyen DPI başkanı Kerim Yıldızla ilgili lafları da...
Çandargiller ve Bayramoğulları özel bilgilerin, belgelerin hiç birine cevap veremedi, kapı kapı dolaşıp seviyesiz saldırılarını sürdürdüler.
PKK bültenini aratmayan Tarafa koşup, bizim için sansür istediler.
Bizim, Başbakanın uçağına davet edilmemizi dillerine doladılar.
Yılların büyük ideologları, büyük entelektüelleri hâlâ Erdoğanı tanıyamamışlar.
Başbakan, 17 Ağustos günü yaptığı açıklamada, medyada PKK propagandası yapanlara karşı tarafını net olarak şöyle ortaya koyuyordu:
Açık ve net söylüyorum. Televizyon kanallarına onların propagandasını yapan medyaya tavrım vardır bundan sonra da olacaktır. Herkes net olacak. Kimden yana olduğunu söyleyecek. PKKdan yana mısın milletten yana mısın çok açık net söyleyeceksin. Birçok senaryolara da karnımız toktur.
İşte böyle sevgili dostlar.
Türkiye artık eski Türkiye, medya artık eski medya değil...
Akit misyonu 20. yılına ulaştı.
Habervaktimin takipçi sayısı eminim ki günden güne artıyor.
Ezberleri bozan Habervaktim ortaya koyduğu pek çok haberle ulusal gazeteleri peşinden sürüklemeyi başardı.
Bundan olsa gerek uzunca bir süredir bölücü cephe Habervaktimi ve Genel Yayın Yönetmeni Fatih Akkaya kardeşimi hedef haline getirdi.
Neden?
Herhalde Akkayanın tek suçu yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli bir duruş sergilemesi...
Terör PRcılarını bir bir deşifre eden belgeler yayınlaması...
DPI ve KCKyı masum bir dernek diye sunanların maskelerini tek tek indirmesi...
Gırtlağına kadar pisliğe batanlara sıra bize gelecek korkusu yaşatması...
Ve her şeyden önemlisi cesareti...
Koro halinde bağırıp çağırmayla, karalamayla, tezgahla, komployla akılları sıra susturacaklar.
Siyonist Haçlı desteğini arkasına alan Dağ-Şehir-İmralı şeytan üçgenindeki kirli oyuna temiz süt emmiş hiçbir vatan evladı duyarsız kalamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.