Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Teröristlerin rahatlıkla girebildiği korumasız lojman!..

Teröristlerin rahatlıkla girebildiği korumasız lojman!..

Bazı illerimiz ve bölgeler teröristlerin cirit attığı alanlar haline geldi. Böyle olunca buralarda görev yapan hâkim, savcı ve emniyet mensuplarının özellikle lojmanlarının sıkı koruma altında olması gerekir. Eğer bir terörist hâkim ve savcıların oturduğu apartmanın merdiven boşluğuna kadar hiç bir engelle karşılaşmadan girebiliyorsa, orada çok ciddi bir koruma zaafı var demektir. Tunceli Ovacık Başsavcısı Murat Uzun'a yönelik suikast haberini ilk aldığımda yüreğimde hissettiğim acıyla sarsılırken, öbür yandan büyük bir şaşkınlık yaşadım. Bu ne biçim lojmandır ki Tunceli gibi bir ilimizin bir ilçesinde görev yapan Cumhuriyet Başsavcısı lojmanının merdivenlerinde saldırıya uğruyor diye düşünmeden edemedim.

Çünkü bırakın hâkim ve savcıların oturduğu lojmanı ülkemizin terör dışında kalan illerindeki pek çok apartmanın dış kapısından içeri girebilmeniz için ya anahtarınızın olması ya da bir zile basarak kapının açılmasını istemeniz gerekir. Çaldığınız zile cevap veren kimse ise sizi tanımıyorsa kesinlikle kapıyı açmaz. Yaşanan bunca olaydan sonra zaten açmaması gerekir. Ankara'da benzer olaylar başımıza sıkça gelirdi. Dış kapıdan dairenin ziline basan kapının açılmasını istediğinde kim olduğunu ve hangi daireye geldiğini sorardık. Eğer kendisini tanımıyorsak ve bir başka daireye geldiğini söylüyorsa o dairenin ziline basmasını isterdik. Ankara'da böylesine tedbirli olmak zorunda kalınırken Tunceli'de görev verdiğimiz Başsavcının oturduğu lojmanın kapısından içeri girerek pusu kuran teröristin merdivenlerde saldırısına uğramasının izahı olamaz. Böylesine koruma ve güvenlik zaafının olduğu bir yerde hâkim ve savcılarımız nasıl görev yapacaklar?

Saldırıya uğrayan Başsavcı Murat Uzun önceden silah talebinde bulunmuş. Yani kendi kendini korumaya yönelik bir hazırlık yapma ihtiyacı duymuş. Hâlbuki terör bölgesinde görev yapanların kendi kendilerini korumanın ötesinde onları koruyacak her türlü tedbirin devlet tarafından alınması, bunun için bir talepte bulunulmasını beklememek gerekir. Aksi halde bir süre sonra o bölgelerde görev yapacak insan bulmakta güçlük çekilebilir. Böyle bir durumun ortaya çıkmasını istemem çünkü devlet görevlilerinin gitmediği yerler teröristlere terk edilmiş anlamına gelir.

Bu noktada Tunceli Ovacık'da savcı ve hâkimlerin oturduğu lojmanların ne kadar korumasız olduğunu gösteren ve dünkü gazetelerde yer alan haberlerden kısa bir alıntıyı aktarmak istiyorum:

Haberde mesai arkadaşlarından biri saldırıya uğrayan Başsavcı Uzun'un yaklaşık bir ay önce silah verilmesi için Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulunduğunu belirtilerek lojmanının korumasızlığını şu sözlerle dile getirdiği belirtiliyordu:

"Silah gelmeden saldırı oldu. En azından silah olursa bazı saldırılara karşı kendimizi koruruz, diye düşünüyorduk. Lojmanda herkes silahsızdı. Lojman ilçenin girişinde ve en korumasız yerde. Üç tarafı açık, önü Munzur Çayı. Her türlü saldırıya açık. Silah yok, koruma yok, hiçbir şey yok."

Haberde daha çok şey var ama hepsini buraya aktarmaya gerek yok. Bu kadarı bile olayı anlatmaya fazlasıyla yeterli... Özetle söylenen, hiçbir emniyet tedbirinin olmadığıdır. Hatta ilçede yeterli polisin bile bulunmadığı belirtiliyor.

Bir milletvekilinin kaçırıldığı, her gün çeşitli yerlerinde çatışmaların yaşandığı Tunceli'nin Ovacık ilçesinde yargı mensuplarının kendi haline terk edilmiş olması, kendi kendilerini koruma ihtiyacı duymaları düşündürücüdür.

Yukarıya aktardığım satırlar dünkü yazımda dile getirmeye çalıştığım terörle mücadeledeki eksiklerimizin bir devamı niteliğindedir. Tüm bunlar eğer bir zaafın ifadesi değilse terörün ciddiye alınmadığı anlamına gelir ki bu anlayış ve yaklaşım ile terörün kökünü kazımak çok zordur.

Artık cenaze törenlerinde üzüntülerimizi belirtmek yerine insanlarımızın korunması için nelerin yapılması gerektiği üzerinde durulmalı, gereken adımlar atılmalı. Aksi halde toplumda bıkkınlık ve yılgınlık yaygınlaşmaya başlarsa mücadele daha da zorlaşacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi