Millet polemik değil, çözüm bekliyor
Sanki milleti oyalamak, ciddi meselelerden dikkati başka yöne çekmek için Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Baykal birlikte hareket ediyorlar. Eğer böyle olmasaydı günlerden beri savcı-avukat polemiğini sürdürüp durmazlardı. Ergenekon davasının savcılığına Erdoğan, avukatlığına ise Baykal'ın soyunmuş olmasını başka türlü izah mümkün olabilir mi? önce karşılıklı laf atma ile başlayan bu polemik sonunda savcı ve avukatlığı taraflarca kabul edildiğinin karşılıklı olarak kabul edilmesiyle yeni bir boyut kazandı.
Halbuki Baykal Ergenekon'un avukatlığını, Erdoğan da savcılığını kabullenene kadar kendi işlerine baksalar, başkalarının işlerine burunlarını sokmayıp, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılara nasıl çözüm bulunacağına kafa yorsalar çok daha iyi olmaz mı? Ergenekon davasının zaten savcısı da var avukatları da. Davada yeni bir savcı ve avukata ihtiyaç yok ki. Kaldı ki bu mümkün de değil. Ayrıca yargının işine karışmak anlamına gelir.
Birisi ülkenin mevcut sorunlarına çözüm bulmaktan çok, sorunların giderek daha da ağırlaşmasını engelleyemez, öbürü de sorunların çözümü hususunda bir teklifi olmayınca toplumu bir takım polemiklerle oyalamayı tercih ediyor. Daha doğrusu bu tür polemikler Erdogan'ın da, Baykal'ın da işine geliyor. Nasıl olsa lafa para isteyen yok. Konuşabildiğiniz kadar konuşun. Belki de böylece kendilerini sorunlardan uzak tutmuş oluyorlar. Bir bakıma sorunlarla yüzleşmek yerine karşılıklı polemikle sorunları gündemlerinden çıkartarak rahatlıyorlar. Ama, milletin sıkıntısı giderek ağırlaşıyor.
Savcıların devlet adına görev yaptığını, dolayısıyle Başbakanlık ile savcılığı birbirine karıştırmanın anlamı olmadığını, buna karşılık muhalefet liderinin daha iddianamenin içeriği tam belli olmadan, medyaya yansıyan bir takım iddialar ortada dururken, yani sanıkların devlete karşı bir çete oluşturdukları ileri sürülürken Baykal'ın davanın avukatı olduğunu söylemesi ülkenin niçin bu durumda olduğunun göstergesi değil mi?
Bir muhalefet partisi lideri iddialar mahkemede netlik kazanmadan, darbe söylentilerinin ayyuka çıktığı bir noktada nasıl avukatlığa soyunabilir? Bir başka deyişle darbeci oldukları iddia edilen kişileri savunmanın demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak tarif edilen bir siyasi partinin genel başkanı tarafından savunulması bir çelişki değil midir?
İsnat edilen suç ne olursa olsun, ne kadar ağır olursa olsun her zanlının bir avukat tarafından savunulması en tabii haktır. Ancak, bu iş mesleği avukatlık olanların işidir. Siyasilerin ve genel başkanların değil. Elbette savcılık da siyasilerin işi değildir. Bu gerçeği Erdoğan ve Baykal'ın bilmiyor olması düşünülemez.
Kısacası herkes kendi işi ile uğraşsa, kendi işini en yararlı şekilde yapmanın gayreti içinde olsa, sanıyorum hem ortam gereksiz yere gerilmeyecek, hem de sorunlarımız azalacak ve hafifleyeceek.
Erdoğan ve Baykal'ın savcı-avukat muhalefeti taraftarları arasında belki zevkle izleniyor olabilir, hatta karşılıklı gol atma olarak değerlendirilebilir ama ülkeye hiçbir yararının olmadığını görmek gerekir. Fındık kabuğunu doldurmayan laf yarışının ülkeye hiçbir yararı olmadığı gibi, hatta zarar veriyor. çünkü, iktidar ve muhalefet boşluğu oluşuyor. Sanıyorum bu sebeple de CHP muhalefeti AKP'ye çalışan bir mekanizmaya dönüşüyor. AKP'nin şansı karşısında muhalefet olmayışı değerlendirmesi durduk yerde yapılmıyor. Muhalefetsiz iktidarlar da sonunda ister istemez ülkenin şanssızlığı haline geliyor. Netice iktidarın ve muhalefetin laf yarışı işe ve çözüme dönüşmediği için olan millete oluyor. Millet eziliyor, fakirleşiyor. Dar ve sabit gelirliler için iktidarlar ancak yüzde 3-5 zam açıklıyor ve bunu da büyük bir fedakarlık olarak takdim edebiliyorlar.
Bu bakımdan iktidar ve muhalefetin liderleri savcı ve avukatlık üzerine polemik yarışı yapana kadar insanımızı içinde bulunduğu sıkıntıdan, işsizlik ve yoksulluktan nasıl kurtarabilecekleri üzerine kafa yorsunlar, düşüncelerini bu yönde geliştirsinler.
Polemik ilk anda alkış alabilir ama, bir süre sonra alkışlayanlar bile lafla karın doyurmanın mümkün olmadığının farkına varırlar. O zaman daha önce alkışladıklarının laftan başka bir şey bilmediğini anlarlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.