Mevlana Celaleddin Rumî (kaddesallahü sirrehüssami) efendimiz Müslümanların velinimetlerinden büyük bir velidir. Kendisini şöyle tarif etmektedir:

Men bende-i Kur'anem eğer can dârem ... mısraıyla başlayan kıt'asında; "Bende bu can bulundukça ben Kur'an'ın bendesiyim. Muhammedü'l-Muhtar'ın ayağının tozuyum. Eğer biri benden bu sözüme aykırı bir şey naklederse, ben o kişiden de, onun sözlerinden de berîyim."

Merhum Tâhirü'l-Mevlevî, "Mesnevî Dersleri" adlı Mesnevî şerhinde der ki:

"Hal böyle iken bazı Bektaşî meşreb Mevleviler, 'Mevlevilik, Veledilik ve Şemsîlik nâmıyla iki koldur. Veledîler zühdü, Şemsîler aşkı ihtiyar etmişlerdir' derler. Bu söz hezeyan-ı mahzdır. Söyleyenlerin maksadı, ef'al-i seyyielerini ve Mevlana meslekiyle te'lifi kâbil olmayan hareketlerini örtmek içindir. Bilinmelidir ki, Mevleviliğin kolu, şûbesi yoktur." (Mesnevi Dersleri, C/1, Sf: 139, İstanbul - 1949)

Mevlana hazretleri Mesnevi'nin 2296'ncı beytinde şöyle buyurmaktadır:

"Refah içinde yaşayan kimsenin ölümü acı olur. Çünkü alışılmış şeyden ayrılması güçtür. Bedenine tapan, yani nefsinin her arzusunu yerine getiren, canını kurtaramaz."

Müteakip beyitte de diyor ki:

"Kırda otlayan koyunların içinden hangisi daha semizse onu çekerler ve keserler." Resulullah (S.A.V.)'in vârisleri olan âlimlerimiz ve ariflerimiz, Müslümanları lükse, israfa, rahata, konfora, aşırı tüketime karşı uyarmışlardır. İslâm'da sadeliğin, kanaatin, az yemenin, az uyumanın, lüks ve israftan kaçınmanın büyük önemi vardır.

Hazret-i Mevlana nefsinin her arzusunu yerine getirenler için "bedenine tapan" diyor. Bu da, gizli şirktir.

Bu devir Müslümanları yeterli kalitede:

• Âlim,

• Ârif,

• Mürşit ve,

• Rehber ... bulamadıkları için nasihatsiz kalmışlardır. Bundan dolayı toplumu:

• Para hırsı,

• Mal hırsı ve,

• Zenginleşme hevesi sarmıştır. Bunlar her toplumu yakan yıkan felaketlerdir.

Müslümanlara örnek olması gereken:

• İdarecilerin,

• Âlimlerin,

• Âriflerin,

• Hocaların,

• Mürşitlerin hayat tarzları Müslüman'ca olmalı, topluma iyi bir model teşkil etmeleri gerekir. Bu örnekten mahrum toplumlar bocalaya bocalaya helâke sürüklenmektedirler. Bizler güzel önder iyi örnek olabilirsek, böylelerine de uyabilirsek Allah'ın izniyle kendimizi ve toplumumuzu musibetlerden korumuş ve kurtarmış oluruz. Hadi bakalım hayırlısı.