Öcalanı idamın yolu
Türkiye uzun bir aradan sonra ilk kez sınır ötesine nokta operasyonu yaptı. Aslında uzun zamandır güvenlik güçleri PKKyla ilk kez ciddi biçimde mücadele ediyor.Mücadelede ilk planda sıfır kayıp stratejisi var.
Yani operasyon yapılırken tek bir vatan evladının şehit olmaması dikkat edilen ilk nokta.
İkincisi ise belli bir hedef gözetilerek, PKK varlığından emin olunduktan sonra harekete geçilmesi, görevin tamamlanıp hızla dönülmesi.
İnsansız hava araçları dahil teknoloji ön planda, mümkün olduğunca hava gücüne dayalı mücadele yürütülmesi ise üçüncü nokta. Ama bence en önemlisi; işin bizzat başında durulması.
Genelkurmay Başkanı Özel, Karargahta oturan tiplerden olmadı.
Özel, araziye indikçe ve bölgeye gittikçe, hem azim ve kararlılık aşısı yaptı hem de sorunları, problemleri, yapılması gerekenleri yerinde gördü.
Kolay darbe yapabilmek için cuntacı zihniyetin Ankaranın göbeğine yığdığı tanklar, yola çıktı örneğin.
Yola çıktı ve her baskında onlarca şehit verdiğimiz, karakolları savunmakla görevli üs bölgelerine helikopterle indirildi.
Mehmetçik, taş ve kum torbasından ibaret korunaklarda nöbet bekleyeceğine; tankların içinde nöbet beklemeye, yaklaşan teröristleri gece görüş sistemleriyle görmeye ve yüksek isabet oranıyla güçlü atışlar yapmaya başladı.
Samimi bir kurmay zekanın araziye inmesiyle başarı da beraberinde geliyor.
Güvenlik güçleri, PKKya verdirdikleri zayiatın reklamını yapmadı, çünkü mağduriyet algısı oluşturulmaması için hassastılar.
Doğu cephesinde durum böyle...
Batı cephesine gelince; Maalesef tartışmayı Öcalan üzerinden yürütme tuzağına Batı Cephesinde fazlasıyla düşüyoruz.
İşi gücü bırakıp Öcalanı kardeşiyle, onunla bununla görüştürmenin derdine düşüyoruz.
Zaten anadilde savunma hakkıyla ilgili düzenleme yapılacakken, bunu PKKnın açlık eylemi sayesinde veriliyormuş gibi gösterecek durumlara düşürüyoruz kendimizi.
Kendi kurallarımız ve belirlenmiş stratejimiz doğrultusunda ilerlemek yerine, günlük gelişmeler karşısında günlük hamlelerle ilerliyoruz.
Açılım konusunda hassas olan Beşir Atalay bile, Öcalanın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde terör örgütüne talimat verdiğini söylüyor artık.
Öcalanın kardeşiyle son görüşmesinde de örgüte şehir ve kırsal saldırı talimatları verdiğini biliyoruz.
Yanında kalan mahkumları da Öcalan kendi seçti.
Onlar üzerinden de belli talimatlar iletme durumu olduğu söyleniyor. PKK ve BDPnin işin içine Öcalanı sokma oyununa düşülmesinin izah edilir yanı yok.
Binlerce insanın katili Öcalan, idam edilmeyi hak ediyordu.
Bunu yapamadık.
Madem bu yapılamadı Öcalan, fikren idam edilmeli ve gömülmeli. Görüşmelerini terör örgütüne talimat vermek için kullanan bir mahkumun, kimseyle görüşme yapmasına izin verilemez.
Bunu hiçbir devlet yapmaz.
Öcalanla kimse görüştürülmemeli, devlet görevlileri ve iktidar temsilcileri ağızlarına Öcalan kelimesini ebediyen almamalı, hiçbir biçimde kendisi ve temsilcileri muhatap kabul edilmemeli.
Öcalanı idam etmek budur.
Ve bunu yapabiliriz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.