Terör elebaşı Öcalan’la avukat görüşmeleri sonlandırıldıktan sonraki dönemde PKK’nın halini görüyorsunuz.

BDP’lilerin avukat görüşmesindeki ısrarları bile bizim haklılığımızın kanıtı niteliğinde…

Açlık grevini sonunda tek maddeye bağladılar: Öcalan’ın avukat görüşmelerine izin verilsin.

Öcalan avukatları üzerinden örgüte, “Boş durmayın saldırın, bomba sevk edin” gibi talimatlar veriyor, hatta batıdaki illere ve Karadeniz’e sıçrayan eylemlerden büyük haz alıyordu.

Öcalan 6 Temmuz 2011’de avukatları kanalıyla “Özerkliği ilan edin ve halk savaşını başlatın” talimatı vermişti.

Saldırı talimatının Karayılan’a ulaştırılmasının ardından 14 Temmuz’da 13 Mehmetçiğin şehit düştüğü Silvan eylemi gerçekleşmişti…

Öcalan’ın emri Karayılan’ın tertibi ile...

Ve aynı gün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Diyarbakır’da sözde özerklik ilan etmişti.

Gelelim şimdi asıl meselemize…

Diyarbakır’da sözde özerklik ilan eden bu DTK nasıl kuruldu?..

Yukarda talimatı avukat görüşmelerinde Öcalan verdi demiştim.

Peki Öcalan’a talimatı kim verdi.

Net olarak söyleyeyim: Lord Avebury…

Peki kim bu Lord Avebury?

1971’den beri İngiliz Lordlar Kamarası Üyesi.

Teröristbaşı Öcalan’la yakalanmadan önce yüz yüze görüşmüş.

Kürt İnsan Hakları Girişimi (KHRP)’nin onursal başkanı.

Leyla Zana ile birlikte Dünya Kürt Kongresi’nin kurucu üyesi.

DPI Koordinatörü Kerim Yıldız aracılığıyla pek çok kere Öcalan’a mesajlar iletmiş. Öcalan’ın “Bizim Kerim” diye bahsettiği Kerim Yıldız’a DPI örgütünü kurdurtmuş.

Kerim Yıldız’ın, “Türkiye’ye uluslar arası müdahale yapılmalı, bağımsız Kürdistan kurulmalı” diye söz ettiği kitaplar yazmasına aracılık etmiş.

Akın Birdal, Bengi Yıldız, Ahmet Türk, Leyla Zana gibi şahıslar Lord Avebury’i ziyaret eden isimler arasında.

PKK’ya verdiği destekten dolayı 1994 yılında Türkiye’ye girişi yasaklanmış.

Sıkı durun…

Kendisine ait blog sitesinde, Demokratik Toplum Kongresi (DTK)’nin fikir babasının kendisi olduğunu itiraf ediyor.

DTK’nın DPI ile aynı paralelde etkinlik yapmasını istiyor…

Peki bu oluyor mu?

Çok şaşıracaksınız ama bakın neler oluyor neler…

Eşbaşkanlığını Ahmet Türk’ün yaptığı ve Temmuz 2011’de sözde “özerklik” ilan eden DTK’nın toplantılarına da, DPI’ın toplantılarına da aynı ekip katılıyor…

Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Hasan Cemal…

Ve İngiltere’den bir grup istihbaratçı…

Nisan 2012’de basına kapalı yapılan gizli DTK toplantısında “Türkiye’de Kürt ve Ermenilere 1915’ten bu yana katliam yapıldığı” şeklinde konuşmalar yapılıyor…

Aynı isimler teröristlerin Dağlıca’da karakol basarak, 8 Mehmetçiği şehit ettiği gün, DPI’ın Galler’de gerçekleştirdiği “bölünmüş toplumlarda yeni anayasa” adlı toplantısına da katılıyor.

Daha da önemlisi DTK’nın fikir babası olduğunu açıklayan Lord Avebury “Onlara her kavim kendi kaderini kendi belirler fikrini aşılıyorum” diyor.

İyi mi?

“Her kavim kendi kaderini kendi belirler”

Bu ne demek diye kime sorsam; “Sevr’de dayatılan Wilson İlkeleri” cevabını alıyorum.

Ez cümle: PKK/KCK/DTK/DPI tek bir merkezden yönetiliyor.

Bölmek için tüm bu parametreleri bir araya getiren o tek merkez de İngiliz istihbaratından başka bir yer değildir.

Deşifre olmanın paniğiyle kimyası bozulup çılgına dönen Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Hasan Cemal gibiler ise bu büyük oyunda basit bir figürandan başka bir şey değildir.

Amerika’da, “Ermeniler’e soykırım uygulayan Cemal Paşa’nın soykırımı kabul eden torunu” şeklinde anonslanmayı gurur vesilesi addedip ömrünü Nobel rüyasıyla tüketen Hasan Cemal gibi figürler bitmez.

Zavallılar.