Siyah adamın ikinci zaferi ve ondan beklenenler!..
Amerikalılar kadar tüm dünyanın merakla beklediği Amerikadaki Başkanlık seçimi nihayet sonuçlandı ve Amerikalı seçmen, Barack Hussein Obamayı bir defa daha başkan seçti.
Obamayı zafere taşıyan propaganda argümanları tartışıla dursun, seçimin güzel ve seviyeli olduğu kadar, adayların birbirlerine karşı nezaketli tavırları gözden kaçmadı.
Obamanın bilhassa İslam ülkelerinde sempati toplamasının en büyük sebebi; Bush dönemindeki işgalci girişimleri devam ettirmemesi ve İslam dünyasını düşman görme politikalarından vazgeçmiş olmasıdır.
Bunun en bariz örneği Iraktır.
Obamanın; ABDnin Iraktaki askeri faaliyetlerine son vermesi ve Amerikanın dünyadaki imajını değiştirme yönündeki ciddi adımları, gerçekten takdir edilecek önemli siyasi girişimlerdir.
ABD seçmeni de işgalin kazanım değil aynı zamanda hem maddi hem de büyük insan kaybı olduğunu geçmişteki acı tecrübelerinden bildiği için, işgal ve saldırı yerine uzlaşma politikalarına öncülük veren Obamaya ikinci defa zafer kazandıracak desteği vermiş oldu.
Çok fazla yoruma gerek yok.
İşin özeti şu; Obamanın o zengin çocuğu değil, sizden birini seçin mesajı kitlesel kabul buldu.
Türkiye, Obama zaferinin olumlu yankı bulduğu ülkeler arasında yer alıyor.
Çünkü:
Türkiye hükümeti, Amerika ve Türkiye arasındaki olumlu ilişkilerin daha da gelişmesini bekliyor. ABD Başkanı Obama ile Başbakan Erdoğan arasındaki şahsi dostluğun da iki ülke arasındaki ilişkilerde şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da önemli bir katkı sağlayacağı tahmin ediliyor.
Şu bir gerçek:
Türkiye, bölgesinde demokrasiyi içine sindiren ve devlet kurumlarındaki tüm eksikliklerine rağmen işleyen bir ülkedir. Köklü bir devlet tecrübe ve geleneğine sahip olan Türkiye, bölge ve dünya politikasına katkı sağlayabilecek ve de sorunların çözümü noktasında sorumluluk üslenebilecek bir konumdadır.
R. Tayyip Erdoğanın başbakanlığındaki Türk hükümetinin, büyük bir cesaretle başlattığı (büyük bir kısmını da tamamladığı) devrim niteliğindeki reformlar sayesinde Türkiyenin, kabuğunu kıran bir görüntü çizmesi ve dünya milletler camiası içinde her geçen gün kuvvetlenen ilişkiler içerisinde olması başta Başkan Obama olmak üzere birçok ülkenin siyasilerinin de dikkatini çekmektedir.
Tecrübeli olduğu kadar Türkiye ve İslam dünyası hakkında da ciddi birikime sahip olan Başkan Obamanın; Türkiyenin üretici ve potansiyel gücünden istifade etmeyi bu dönem daha da önemseyeceğinin işaretleri, ilk dış gezisi programını Türkiyeye yapmayı planlamasından anlaşılmaktadır.
ABDnin şimdiye kadar oldukça çekimser yaklaşımlar içinde olduğu Suriye politikasını bir anda yüzseksen derece değiştirmesi elbette beklenemez.
Ancak;
Arap Baharının Suriye ayağında eksik kalan halk devriminin zaferle tamamlanması ve akan kanın bir an önce durdurulması konusunda Başbakan Erdoğan ile hemfikir olan Başkan Obamanın kısa bir zaman içinde ciddi adımlar atacağı da kuvvetle muhtemeldir.
Suriye herkesten çok bizi ilgilendiriyor.
Çünkü;
911 kilometre kare sınır boyumuz vardır ve Suriye halkı ile geçmişten bugüne süregelen çok yönlü ilişkilerimiz ve kültürel bağlarımız söz konusudur. Orada yanan ateşin ısısı ve orada yaşanan acı bizi de acıtmaktadır.
Suriyede Suriye halkının beklentileri doğrultusunda yeni bir rejimin kurulması, yeniden sınır ticareti ile iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için mutlaka Uluslararası Toplumun bir karar çıkarması gerekmektedir. Başkan Obamanın yeni dönem politikalarının Uluslararası Toplumu harekete geçireceği ümit edilmektedir.
Sadece Suriye konusunda değil aynı zamanda Türk-İsrail ve İsrail-Filistin ilişkilerinde de yeni bir dönemin başlaması kuvvetle muhtemeldir.
İsrail bölgede kalıcı ve güvende olmak istiyorsa, BM Güvenlik Konseyi tarafından tanınan 1967 planını kabul ederek işgal ettiği tüm Filistin topraklarından geri çekilmelidir fikri Başkan Obamaya aittir. Bu nedenledir ki; İsrail hükümeti ve siyasileri Obama karşıtıdır. İsrail hükümeti gizlice Amerikadaki Yahudi lobilerini bu seçimde Obama karşıtı kampanyalar yürütmeleri için yönlendirmiştir.
Ayrıca:
Türkiye-ABD ilişkilerinde her zaman birinci gündem maddesi olan bölücü terör örgütü PKK konusunda her zamankinden daha fazla bir beklenti olacak. Bizim açımızdan önemli olan, Obamayı tanıyor ve politikalarını biliyor olmamızdır.
Nitekim zaferini kutlayan Başkan Barack Hussein Obamanın, ilk yurt dışı gezisini Türkiyeye yapacağını açıklaması, hem bir jest hem de, Türk - Amerikan ilişkilerinin daha da iyi bir geleceğinin işareti oldu.
Kısacası:
Obamanın kendisinden çok şey beklenmektedir. Ancak, ABDnin de iç ve dış sorunlarının olduğu gerçeği de hesaba katılmalıdır.
Obamanın tüm bu beklenti ve ümitleri boşa çıkarmaması ve dünya barışına önemli katkılar sağlaması en büyük dileğimizidir.
Bekleyelim görelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.