BM Genel Sekreteri Türkiyede
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin bugün Türkiyede olması bekleniyor. Geçen haftalarda, İsrail-Filistin meselesi için Kahireyi ziyaret eden genel sekreterlerin, Türkiyeye gelişi her bakımdan önemlidir.
Sessiz ve sakin, köşeli hiçbir cümlesine şahit olmadığımız genel sekreterin ziyaretini çeşitli açılardan değerlendirmek mümkündür. Fakat bu ziyaretin amacı nedir? Ya da ne getirip götürecek diye düşündüğümüzde, hatıra fazla bir şeyin gelmediği tahmin olunur.
Ancak vâki ziyaretin, Gazzeye yönelik İsrail saldırısı ile Putinin Türkiye ziyaretinin ardına düştüğünü unutmamalı. Tabii bir de Patriotların Suriye sınırına yerleştirilmesi meselesi var. Ban Ki-Moonun ziyareti ile aynı tarihe denk düşen, bir başka buluşmaya da işaret etmek gerekir.
Nitekim bu yazıyı okuduğunuz sırada ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi ile bir arada olacaklar. Buluşmanın gündemi de doğrudan doğruya Suriye krizi!.. ABD ile Rus Dışişleri Bakanlarının, konu ile ilgili kaçıncı buluşması olacak bu?
Hatırlayanınız var mı? Fakat bu sefer ki buluşma bize biraz daha manidar gözüktü. Çünkü kalabalık delegasyonlardan bağımsız, aralarına Nebil Arabiyi de alarak, konuyu enine boyuna tartışacaklarmış gibi bir hava veriyorlar. Bir başka husus da Rusyanın, Suriye konusundaki ısrarlarını askıya aldığına dair işaretler!..
Nitekim Ankarada Putinin, Biz Esedin veya mevcut Suriye yönetiminin avukatı değiliz tarzındaki cümleleri hafızalardadır. Dolayısıyla Suriye probleminin halli noktasında, müsait bir havanın doğduğunu unutmamak icabeder. Kuşkusuz bu söylediklerimiz, Rusyanın Suriye konusunda herhangi bir çekincesinin kalmadığı anlamında yorumlanmamalı.
Bütün bu gelişmeler, Suriye sorununun halli noktasında, uluslararası konjonktürün olgunlaştığı biçiminde yorumlanabilir sadece. İşte Ban Ki-Moonun Türkiye ziyareti, tam da böyle bir döneme denk düşüyor ve anlamını da burda buluyor. Kuşkusuz Ban Ki-Moonun elinde sihirli bir değnek yok.
Buna rağmen de onun ağzından çıkan mesajları, bir manada ABD yönetiminin dolaylı temayülü, ya da uluslararası toplumun gazını almayı matuf müsekkin ilaçları gibi değerlendirebiliriz. Bütün bunlar ortada olmakla beraber, Ban Ki-Moonun Ankara ziyaretini açıklamaya gene de kâfi gelmezler.
Ondan beklenen sadece, Suriyeli sığınmacıların kamplarını ziyaret olabilir. Bu vesile ile de sorun, biraz daha uluslararası camiaya mal edilmiş olur. Ayrıca sığınmacı yükünün, Türkiye bütçesine yaptığı aşırı tazyikin azaltılması!.. Onun için BM fonlarından Türkiyeye, kaynak aktarılması dahi düşünülebilir.
Genel Sekreterin ziyareti bu bakımdan sorunun halli gibi bir sonuç doğurmasa bile, Türkiyenin masraf yükünün paylaşılması açısından bazı ışıklar da yakmaz değildir. Bu bile faydalı olur. Çünkü kış şartları dolayısıyla hem sığınmacıların durumu zorlaşmakta, hem de Türkiyenin sınırlı kaynakları peyder pey erozyona uğramaktadır.
Uluslararası camiadan şimdiye kadar Türkiyeye önemli bir katkı transferine şahit olmadığımızı, bu halde de Suriyenin yükünün Türkiye, Ürdün ve Lübnanın üzerine bindiğini unutmamak gerekir.
İşte Ban Ki-Moonun ziyaretinin altında yatan nedenlerden biri de bu olmalıdır diye düşünüyoruz. Bir de tabii ilgili ziyaretin, görünmez bazı gündemleri olmalı!.. Meselâ üç-beş gün öncesi BM de önemli bir karar alındı. O da doğrudan nükleer silahlarla ilgili ve İsrail bundan aşırı derecede rahatsız.
Bu konunun Ban Ki-Moonla ne alâkası var demeyin. Çünkü o oylamadan çok çok önce Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, nükleer kapasiteye haiz ülkelerin ve bilhassa da Ortadoğu ülkelerinin, denetime direnmemeleri hususunda önemli bir karar almıştı. Bu karar da doğrudan İsraile yönelik bir karar idi.
Dolayısıyla BM Genel Kurulunda yapılan son oylamayı, o karar takip etti ve tuzu biberi oldu. Öyleyse düşünün bakalım: Atom Enerjisi Kurumu (BMye bağlı) kendi başına böyle bir karar alabilir mi? O kararı Ban Ki-Moondan bağımsız düşünebilir miyiz? Hele bir de ilgili kurumun başkanı Yukiya Amanonun yaptığı şu açıklamayı okursanız: Nükleer silahlardan arındırılmış bir Ortadoğu arayışı var.
Bu durum İsraili de kapsamaktadır. Dolayısıyla kasımda yapılan bu açıklamayı, genel kurulda alınan son kararın takip ettiğini lütfen yazın bir kenara!..
Çünkü bazı gelişmeler derinlerde seyrettiği için, kolay kolay fark edilmeyebiliyor. Fakat şundan emin olabilirsiniz: Ban Ki-Moonun ziyareti sırasında, bu tür gizli gündemler de masaya yatırılabilecektir.
Hayırlı olur inşaallah!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.