Parçalanan kim?
Perinçek’in Ulusal Kanal’ında Halil Nebiler denen bir adam Akit Gazetesi’ni buruşturup fırlatıyor. Ağır hakaretlerin eşliğinde…
Bir başka karede, eski İslamcılar imza kampanyasıyla Habervaktim’i kınıyorlar.
Post jakobenler ise organize oldukları belli biçimde aynı anda hakaret başlıklarıyla Akit’e yükleniyor, siyasilerden Akit’e boykot ve akreditasyon uygulanmasını, Akit’in hiçbir programa davet edilmemesini istiyorlar.
Bu üç kareye bakıyorum da aslında dünden bugüne değişen fazla bir şey yok.
Geçmişte de bütün güç sahiplerinin, lobi etkisi olanların, organize biçimde birleşip kuvvet haline gelenlerin hedefindeydik, bugün de öyle…
Hayata atılmış bir çıpamız ve doğrularımız var.
Dün de saldırı altındaydık bugün de…
Ergenekoncu taife, bölücüler ve Post Jakobenlerin saldırıları öteden beri bilinen bir durum. Kareye yeni dahil olanlar ise kendilerine “İslamcı” diyen ama bize göre “Eski İslamcı” olan tipler.
Çünkü biz onlara rahatsızlık veriyor, kendi öz geçmişlerini hatırlatıyoruz. Ellerinden gelse bizim buharlaşıp yok olmamızı isteyecekler.
Çünkü bize baktıkça kendi geçmişlerini görüyor ve şu anki halleri nedeniyle rahatsızlık duyuyorlar içten içe.
Habervaktim’e karşı birden fazla imza kampanyasına iştirak eden hatta organize eden bu “Eski İslamcılar”ın çoğunun ortak ve belirleyici özelliği şudur:
Nargilecide zamanlarını israf eder, ciğerlerine çektikleri dumanla kafalarını bulandırırlar.
Solcuların bar sandalyelerinde kurtardıkları memleketi onlar nargilecilerin buğulu atmosferinde kurtarmaya başlamışlardır.
Bu arada namazlar ardı ardına kaçar. Nargilenin közüne ihtimam gösterilir ama namazlar duman olup uçar gider…
Vakit namazlarını Cuma namazları takip eder…
Artık cumalar da kılınmıyordur.
İslam, nargilenin marpucu gibi ağızda gevelenen bir metaya dönüşür…
Dava bir kenara bırakılır, daha çok para veren bir gazetede köşe, iyi para veren bir televizyonda program, TRT’de belgesel, bakanlıklarda eşantiyon, dergi vs işlerinin peşine düşülür.
Yaşadığı gibi inanmaya başlarken, “beraber oldukları” da değişmiştir.
Artık başka başka insanlarla ittifak kurmaya başlarlar.
Arada Akit gibi biri çıkıp “hakkı” hatırlattığı an, kulaklarında dayanılmaz bir çınlama, bünyesinde tahammül edilmez bir rahatsızlık baş gösterir.
Akit, susturulmalıdır…
Taner Kışlalı suikastı ve Danıştay baskınında Ergenekoncuların hep kullandığı “Akit hedef gösterdi” stratejisine sarılma vaktidir “Eski İslamcımız” için…
İşlerine gelmeyen eleştirilere verecek cevapları olmayınca kimi zaman habervaktim üzerinden kimi zaman da direk Akit’e “hedef gösteren bir gazete” suçlamasını yöneltiyorlar.
Kime hedef gösterdiğimiz, nasıl hedef gösterdiğimizin önemi bile yoktur. “Hedef gösterme” etiketini yapıştırmaktır amaç…
Böylece, sürekli yaranmaya çalıştığı karşı mahalleye de “Akit mağduru” olarak yaranma fırsatını yakalamış olurlar!
Cengiz Çandar çıkıp canlı yayında “Akit gazetesi hainlik yapıyor” dediğinde bu hedef gösterme olmaz.
Ama biz “hain” kelimesini asla kullanmadan, Çandar’ın terörle mücadele konusundaki görüşlerini eleştirdiğimizde “hedef gösterme” kategorisine sokuluruz.
Bugün yaşanan Hilal Kaplan tartışması da buna son örnektir.
Başörtüsüyle Hıristiyan dua ritüellerindeki gibi davranılıp poz verilemeyeceğini, bunun bir hata olduğunu söyleyen Habervaktim’i ve Habervaktim üzerinden Akit’i “hedef göstermekle” suçluyorlar yine.
Muhatabımız “Akit’in yaptığı İslami değil” gibi daha ağır bir yorum yaptığında ise mazur karşılanıyor.
Bunların hepsini anlayabiliyoruz aslında.
Kışlalı Suikasti’nde, Danıştay Baskını’nda “Akit Hedef Gösterdi” manşetleri atılmıştı. Tarih devletin derinliklerinde planlanan bütün planları ortaya çıkardı.
Bugün de “Eski İslamcılar” aynı şekilde “Habervaktim Hedef Gösterdi” yazıları yazıyor, imza kampanyaları düzenliyor.
Tarih yine herşeyi yerli yerine koyacak.
Bohem mekanlarda tüttürdükleri nargilelerinde kılmadıkları namazlarıyla birlikte itibarları duman olurken, Akit ve Habervaktim yine yerli yerinde kalacak, inşallah...
Bugünler de geçecek inşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.