Post Jakobenleri çıldırtan gerçek
Bir süredir Post Jakobenlerin ve eski İslâmcıların hedefindeyiz. Gazete ve TVleri ile, terör örgütüne hedef gösteriyorlar bizi.
İstedikleri de buydu belki, PKK organları harekete geçti.
Rojun yerine kurulan Nûçe TV, ismimizi de açıkça vererek saatlerce hedef gösteren yayınlar yaptı geçtiğimiz günlerde.
Bu organlar bizi hedef gösterirken, Murat Karayılan ve Bahoz Erdalla birlikte Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu ile Hilal Kaplanın görüş ve düşüncelerini, methiyeler eşliğinde internet sitelerinden çarşaf çarşaf yayınlıyorlar
Bu bir tesadüf mü?
Dün sürmanşetten Habervaktimi hedef alan PKKnın resmi yayın organına bakarken, Üstad Necip Fazıl Kısakürekin Muhasebesindeki Ben neyim ve bu hal neyin nesi? mısralarının çağrışımıyla; Biz ne yapıyoruz, bunlar ne yapıyor? Biz nerede duruyoruz, bunlar nerede duruyor? sorularının cevabını aradım zihnimde.
Aslında her şey ortada.. Eski İslâmcıları ve Post Jakobenleri rahatsız eden şeyin; Akitin yayın hayatına başladığı günden bu tarafa haksızlıklar karşısında dimdik duruşu, yanlışlar karşısında dilsiz şeytan olmayışı, hak bildiği doğruları tavizsiz biçimde savunuşu, Üstad Necip Fazıl Kısakürekin ifadesiyle Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını gediğine koymasıdır diye düşündüm.
Başka ne olabilir ki?
Hafızamı şöyle bir zorladım
Yayınlarımız ve haberlerimiz kısa süre içinde bir film şeridi gibi akıp gitti gözümün önünden
Daha geçen hafta sütunlarımızda yer verdiğimiz ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı 2 botla Bulgaristana düzenlenen gezide subay ve askerlerin, Bulgar kadınlarla içkili âlem yapmalarını ve geceyi hayat kadınları ile otellerde geçirmelerini ifşa eden haberimiz üzerine Genelkurmay Başkanlığının inceleme başlatışı
Önceki yıl Türk subayına yakışmayacak fiillerin içerisinde yer alarak, bir yuvanın dağılmasına sebeb olan Albay Z.D.nin, haberlerimiz sonrası istifa etmek zorunda kalışı.
Deniz Harp Okulundaki Gay Tayfa Rezaletini ortaya koyan haberlerimiz sonrası Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürkün istifa edip CHPye katılmak zorunda kalışı ve sonra oradan da istifa edişi.
Işık Koşaner ve tüm kuvvet komutanlarının istifa ettiği günkü sürmanşetimiz
Koşaner Paşanın ve üst düzey askeri yetkililerin çocuklarının, garibanın çocuklarından daha az puan almalarına rağmen ballı maaşlarla Savunma Sanayiinde torpille nasıl işe yerleştirildiklerinin belgesi...
Yine hükümete karşı kara propaganda için kurulan internet siteleriyle ilgili haberlerimizde, belgelere dayanarak, Org. İlker Başbuğ ve Tümg. Hıfzı Çubukluyu bekleyen sonu günler önce öngörmüş olmamızı
Ve Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamalarla doğrulanan buna benzer onlarca haber.
Hepsi bu gazetede yer aldı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük üç haberinden birisi olarak nitelendirilen Baykalın kaset skandalı da bugün aynı çevrelerin hedefinde olan Habervaktimle ifşa oldu.
Bölücü terör örgütü ve uzantılarının karanlık oyunlarına da bu sayfalardan projektör tutuldu. Çelişkiler gözler önüne serildi.
Garibanın çocuğu dağa ölüme, kendi çocukları koleje, Kendileri Kasr-Kancoda kuzu kebabına, gariban açlık grevine, Gariban hayvanın dahi yaşayamayacağı inlere, kendileri İncekte süper lüks konutlara, Kendilerinin bir yakınının burnu dahi kanamazken, her gün onlarca garibanın ölümü..
Dindar halk camiye, onlar Zerdüşt ayinine.. Bütün bu çelişkiler belgeleriyle bu gazetede yer aldı.
Öcalanın terör örgütüne saldırı talimatları yağdırdığı ve kendi el yazısıyla yazdığı 10 sayfalık mektup da, Karayılanın 500 sayfalık telsiz konuşması da, Sabri Okun devlete müzakere için yalvarışını içeren mektup da bu gazetede yayınlandı.
Malum medyanın taa ki Gaziantep saldırısına kadar masum bir STK gibi gösterdiği paralel devlet yapılanması KCK gerçeğini de tüm yönleriyle gündeme taşıyan gazete yine Akit oldu.
SPK raporlarına, mahkeme kararlarına, çereze çevrilen katrilyonluk cezalara, Doğanın kâğıt işlerine ve daha nice Türkiye gündemini belirleyen başkaca özel haberlere giremiyorum. Yerimiz sınırlı
İllegal örgüt içerisinde kod adı Kemal olan Ruşen Çakır ve samanlık serüvenindeki Ertuğrul Kürkçülerin, zora gelince arkadaşlarını nasıl sattıklarını tekrar aktaramıyorum.
Es geçmeyeceğim bir şey var ki; O da: İngiliz istihbaratı tarafından kurulan, Türkiyenin varlığına kasteden PKK paravanı DPI gerçeğinin de bu adresten öğrenilmiş olması
Açlık grevini tezgâhlayan yabancı istihbaratçının ve işbirlikçilerinin bu sütunlardan deşifre edilmesi.. Bize olan saldırı, hırçınlık, çirkeflik işte bu yüzden
İyice marjinalleşen DPI müdavimlerine yine Üstadla cevap verelim:
Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.