Yener Dönmez

Yener Dönmez

CHP ve DHKP-C

CHP ve DHKP-C

 

Geçen hafta “CHP ve PKK” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu haftaki yazımda ise başka bir terör örgütüyle CHP’nin ilişkilerini anlatmak durumunda kalıyorum. Daha önce de sayısız defa Ergenekon Terör Örgütüyle CHP’nin ilişkilerini irdelemiş, halkına terör uygulayan Esad’la CHP’nin ilişkilerine değinmiştim.
 
 
Nerede bir terör örgütü ve terörist varsa CHP, destek için orada oluyor çünkü. Ve benim kendisini devletin kurucusu olarak niteleyen CHP’yle bu örgütsel bağlantılar üzerinde defalarca durmam iktiza ediyor.
 
CHP’nin teröristlerle ilişkilerden sorumlu milletvekili Hüseyin Aygün, dağda uyuyakalan PKK’lının başında sabaha kadar nöbet tutup sarılarak ayrıldıktan sonra, Paris’te öldürülen terörist Sakine’nin (Sara) taziyesine katılıp karalar bağlamış, ardından “yandaş medyayı” PKK’nın içindeki Dersimlileri hedef göstermekle suçlamıştı.
PKK’lı teröristlerle ilgili üzerine düşeni yapan ve yapmaya devam edeceği de gözüken Hüseyin Aygün, son olarak DHKP-C’lilere destek için de olay yerindeydi.
Hiç kimseyi şaşırtmayan “Gözaltına alınan insanları tanıdığı” yönündeki sözleriyle konuya giren Aygün, bir kez daha “nerede bir terörist varsa, destek için orada olacağını” cümle aleme gösterdi.
 
Çünkü daha önce de belirttiğim ve Başbakan’ın “gizli ajanda” olarak nitelediği üzere, Kılıçdaroğlu ile Aygün arasında “terör örgütlerine bakış” paralelliği var.
 
Kılıçdaroğlu devlet kademelerinde yönetici olduğu dönemde, o kadar çok DHKP-C ve bilimum örgütçü doldurdu ki devlete, Aygün bugün onların kaymağını yiyor sadece.
Medyada Kılıçdaroğlu’nun en büyük destekçisi Şükrü Küçükşahin dün Aygün’ü savunup AK Parti’yi suçlarken, aslında “lobi”nin dayanak noktasını ortaya koyuyor.
 
Aygün’ün açıkça teröristlerle iç içe olması problem gözükmüyor Küçükşahin ve Kılıçdaroğlu için. Çünkü “bizden” kategorisinde bu bakış açısına göre.
 
CHP’nin DHKP-C operasyonuna daha şiddetli tepki vermesi muhtemel. “Bizden” ekibi için DHKP-C, Ergenekon kadar önemlidir. Hatta DHKP-C, onların Ergenekon’udur aslında.
 
Baksanıza, iki hafta evvel İstanbul Gültepe Mahallesi’nde Alevi evlerini işaretleyenler DHKP-C’li çıkmış. Belli bir kesimde mağduriyet hissi oluşturmak, bunun üzerinden imtiyaz devşirmek, örgütlemek ve istediği yöne sevk etmek için akıllıca bir plan yapmış DHKP-C…
 
Ergenekon nasıl Türkiye’nin genelini istediği yöne sevk etmek için provokasyonlar yapıyorsa, DHKP-C de Alevileri istediği noktada tutmak ve kinlendirmek için aynı işlevi gördü. Bu yüzden “Bizim Ergenekon”dur,
 
Aygün ve Kılıçdaroğlu’nun gözünde DHKP-C.
 
Tabii bağlantılar bununla da sınırlı değil. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Suriye dönüşü DHKP-C operasyonu kapsamında uçağın kapısında gözaltına alınmış. Avukat bey Suriye’de ne yapıyordu acaba?..
 
DHKP-C, Suriye ile bu derece sıkı fıkı da CHP daha mı az sıkı fıkı?..
 
CHP’li vekiller Suriye topraklarında fink atıyorlar desek yeridir.
 
Özetle, Suriye konusunda CHP’nin yönetimi ile DHKP-C’nin aynı düşündüğü ortada.
Ama bunlar daha bir şey değil. Kadrolaşma konusunda uzman olan Kılıçdaroğlu, CHP’de tam olarak kadrolaşmaya yaklaştıkça teröristlerin CHP’de baş tacı edildiğini; Ergenekon Terör Örgütü üyelerini milletvekili yapmayla başlayan sürecin, diğer terör örgütlerine doğru yayıldığını göreceğiz.
 
DHKP-C operasyonu Kılıçdaroğlu-Aygün ikilisi için kuyruk acısı değil, evlat acısıdır zira…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Yener Dönmez Arşivi