Bazen cevap soruda gizlidir!
Katil, cinayet mahalline bir kez daha gelir sözü geldi aklıma. Bir de huylu huyundan vazgeçmez atasözü zihnimde canlandı. Bunlara bir ilave de ben yapayım dedim: Casus casusluğundan vazgeçmez.
İlginç günler yaşıyoruz.
Bu ilginçlikler en çok da biz gazetecilerin işine yarıyor. Hiç gündem sıkıntısı çekmiyoruz. Bir günde on tane manşetlik haber piyasaya düşüyor. Yeni bir sansasyonel bilgi, bir önceki manşeti alt sıraya itiyor.
Donanma Komutanı Ora. Nusret Güner’in istifa (Genelkurmay’ın açıklamasına göre emeklilik) haberi tam basında yer almış, kulisler hareketlenmişti ki, kabinede yapılan revizyon bilgisi komutanın emekliliğini unutturdu. Dört bakanın değiştirilmesi gündeme ağırlığını koydu. Nusret Güner’in emeklilik talebinin genelkurmay tarafından onaylanması ve resmiyet kazanması ile konu tekrar konuşulmaya başlandı. Bazı gazeteler bu emeklilik kararını Güner’in İzmir’de görülen Askeri Casusluk ve Fuhuş Davasına tepkisi diye okuyucularına duyurdu.
Bir tepki emekliliği gerçekleşti düşüncesi güçlenirken, Askeri Casusluk Davası iddianamesinden ilginç satırlar ortaya çıktı. İddianameye göre Casusluk Çetesi Güner’in kızı hakkında bilgi elde etmeye çalışmış, amiralin kızının erkek arkadaşları ile ilişkilerini mercek altına almıştı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın değerlendirmesine göre de komutan, gelişen bu durumları, ailesinin özel durumlarının ortaya çıkmasını onuruna yedirememiş ve emekli olmayı tercih etmişti. Medya dünyasında en önemli unsur bilgidir.
Dolayısıyla bilgi, haber kaynakları da çok kıymetli ve özeldir. Gazeteciler kaynaklarının gizliliğine o kadar düşkündür ki, köşe yazılarında haber kaynakları olarak bazen minik bir kuşu zikrederler, bazen kulis bilgisi derler, bazen de kimliğinin açıklanmasını istemeyen kaynaklardan aldığımız bilgilere göre deyip olayı geçiştirmeye çalışırlar. Bilginin dayanılmaz cazibesi de okura unutturur kaynağının kimliği ile ilgili soruları.
Vatan gazetesi yazarı, Can Ataklı geçtiğimiz günlerde hedefi tam 12’den vurduğu iki köşe yazısına imza attı. Ataklı, 22 Ocak tarihli köşe yazısında Donanma Komutanı Güner’in emeklilik talebi daha kimseler tarafından bilinmezken konuyu köşesine taşıdı. Ataklı, Donanma Komutanı’nın askerlik arkadaşı olmadığına, koca Donanma Komutanı da Can Ataklı’ya telefon açıp, “Ben emekli olacağım, iddianamede kızımla ilgili bir şeyler yazıyor, çok canım sıkıldı bu duruma, ama sen olayı davalara tepki diye yaz köşende” demeyeceğine göre Ataklı’nın bir haber kaynağı olmalıydı.
Üstelik bu haber kaynağı, deniz kuvvetlerinin içinden ve o kadar güçlü olmalıydı ki; donanmada istifa için 4 amiralin daha beklediğini bilebilecek ve bu iddiayı bir köşe yazarına yazdıracak kadar da güvenilir olmalıydı.
Aynı haber kaynağı haberine güç katmak için kendi ismini de istifa edecekler arasında saymalıydı. Ataklı eminim kaynağını açıklamadığı bu yazısından dolayı çok tebrik almıştır. Ancak medya dünyası bu işte.
Bir gazetecinin haberi, başka bir gazeteciye haber kaynağı olabiliyor, bazen de bir gazetecinin açıklamadığı haber kaynağını açıklamak sıra dışı bir haberciliğe imza atmak oluyor. Malum, Askeri Casusluk ve Fuhuş Davası çok popüler bugünlerde.
Dava olunca hem sanık hem de avukat oluyor. Bu davanın sanıkları casuslukla suçlanıyor. Bu sanıklardan biri de İzmir’de görev yapan Amfibi Görev Grup Komutanı Tümamiral Ercüment Tatlıoğlu oluyor.
Tatlıoğlu’nun avukatı Murat Ergün de iyi bir avukat ve Can Ataklı’nın kankisi oluyor. Şimdi diyeceksiniz ki; yazının girişindeki “huylu huyundan vazgeçmez, casus da casusluğundan” ile devamının ne ilgisi var?
Hem şunu da sorabilirsiniz, Donanma Komutanı’nın emeklilik haberi, Can Ataklı’nın yazısı, yazıda Ataklı’nın müneccimlik yapması, isabet buyurması, Ataklı’nın kaynağının ismini vermemesi ile Tümamiral Tatlıoğlu, Tatlıoğlu’nun avukatı ve Ataklı’nın çok önemli ve çok gizli haber kaynağı Murat Ergün’ün ne ilgisi var? O zaman size cevabım şöyle olacak: Bazen cevap soruda gizlidir.
Bu ilginçlikler en çok da biz gazetecilerin işine yarıyor. Hiç gündem sıkıntısı çekmiyoruz. Bir günde on tane manşetlik haber piyasaya düşüyor. Yeni bir sansasyonel bilgi, bir önceki manşeti alt sıraya itiyor.
Donanma Komutanı Ora. Nusret Güner’in istifa (Genelkurmay’ın açıklamasına göre emeklilik) haberi tam basında yer almış, kulisler hareketlenmişti ki, kabinede yapılan revizyon bilgisi komutanın emekliliğini unutturdu. Dört bakanın değiştirilmesi gündeme ağırlığını koydu. Nusret Güner’in emeklilik talebinin genelkurmay tarafından onaylanması ve resmiyet kazanması ile konu tekrar konuşulmaya başlandı. Bazı gazeteler bu emeklilik kararını Güner’in İzmir’de görülen Askeri Casusluk ve Fuhuş Davasına tepkisi diye okuyucularına duyurdu.
Bir tepki emekliliği gerçekleşti düşüncesi güçlenirken, Askeri Casusluk Davası iddianamesinden ilginç satırlar ortaya çıktı. İddianameye göre Casusluk Çetesi Güner’in kızı hakkında bilgi elde etmeye çalışmış, amiralin kızının erkek arkadaşları ile ilişkilerini mercek altına almıştı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın değerlendirmesine göre de komutan, gelişen bu durumları, ailesinin özel durumlarının ortaya çıkmasını onuruna yedirememiş ve emekli olmayı tercih etmişti. Medya dünyasında en önemli unsur bilgidir.
Dolayısıyla bilgi, haber kaynakları da çok kıymetli ve özeldir. Gazeteciler kaynaklarının gizliliğine o kadar düşkündür ki, köşe yazılarında haber kaynakları olarak bazen minik bir kuşu zikrederler, bazen kulis bilgisi derler, bazen de kimliğinin açıklanmasını istemeyen kaynaklardan aldığımız bilgilere göre deyip olayı geçiştirmeye çalışırlar. Bilginin dayanılmaz cazibesi de okura unutturur kaynağının kimliği ile ilgili soruları.
Vatan gazetesi yazarı, Can Ataklı geçtiğimiz günlerde hedefi tam 12’den vurduğu iki köşe yazısına imza attı. Ataklı, 22 Ocak tarihli köşe yazısında Donanma Komutanı Güner’in emeklilik talebi daha kimseler tarafından bilinmezken konuyu köşesine taşıdı. Ataklı, Donanma Komutanı’nın askerlik arkadaşı olmadığına, koca Donanma Komutanı da Can Ataklı’ya telefon açıp, “Ben emekli olacağım, iddianamede kızımla ilgili bir şeyler yazıyor, çok canım sıkıldı bu duruma, ama sen olayı davalara tepki diye yaz köşende” demeyeceğine göre Ataklı’nın bir haber kaynağı olmalıydı.
Üstelik bu haber kaynağı, deniz kuvvetlerinin içinden ve o kadar güçlü olmalıydı ki; donanmada istifa için 4 amiralin daha beklediğini bilebilecek ve bu iddiayı bir köşe yazarına yazdıracak kadar da güvenilir olmalıydı.
Aynı haber kaynağı haberine güç katmak için kendi ismini de istifa edecekler arasında saymalıydı. Ataklı eminim kaynağını açıklamadığı bu yazısından dolayı çok tebrik almıştır. Ancak medya dünyası bu işte.
Bir gazetecinin haberi, başka bir gazeteciye haber kaynağı olabiliyor, bazen de bir gazetecinin açıklamadığı haber kaynağını açıklamak sıra dışı bir haberciliğe imza atmak oluyor. Malum, Askeri Casusluk ve Fuhuş Davası çok popüler bugünlerde.
Dava olunca hem sanık hem de avukat oluyor. Bu davanın sanıkları casuslukla suçlanıyor. Bu sanıklardan biri de İzmir’de görev yapan Amfibi Görev Grup Komutanı Tümamiral Ercüment Tatlıoğlu oluyor.
Tatlıoğlu’nun avukatı Murat Ergün de iyi bir avukat ve Can Ataklı’nın kankisi oluyor. Şimdi diyeceksiniz ki; yazının girişindeki “huylu huyundan vazgeçmez, casus da casusluğundan” ile devamının ne ilgisi var?
Hem şunu da sorabilirsiniz, Donanma Komutanı’nın emeklilik haberi, Can Ataklı’nın yazısı, yazıda Ataklı’nın müneccimlik yapması, isabet buyurması, Ataklı’nın kaynağının ismini vermemesi ile Tümamiral Tatlıoğlu, Tatlıoğlu’nun avukatı ve Ataklı’nın çok önemli ve çok gizli haber kaynağı Murat Ergün’ün ne ilgisi var? O zaman size cevabım şöyle olacak: Bazen cevap soruda gizlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.