Yener Dönmez

Yener Dönmez

Amerikan Elçisi’nin Şifreleri

Amerikan Elçisi’nin Şifreleri

 

Amerikan büyükelçisinin uzun uzun anlattıklarında aslında iki şey var:
 
1- “Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleri var, bazıları belirsiz suçlarla hapiste tutuluyorlar. Kendilerine ülkeyi koruma görevi verilen askeri liderler, sanki teröristmiş gibi hapisteler. Profesörler var. Eski YÖK Başkanı, hakkındaki 16 yıl önce görevdeyken yaptığı çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalarla demir parmaklıklar ardında tutuluyor. ABD ve Avrupa mahkemelerinin buna anlam vermesi zor olacaktır.”
 
2- “Türkiye ile Operasyonel İstihbarat Füzyonu sistemini işletmek istiyoruz.”
 
Amerikan elçileri içinde Türkiye’yi en iyi tanıyan isim kuşkusuz şu anki elçi Ricciardone. Hem Türkçe’yi ana dili gibi biliyor hem de Türkiye’ye ülkesi kadar hakim.
 
Üstte verdiğim iki madde bu sebeple birbiriyle ilişkili ve elçinin olayı çözdüğünü gösteriyor.
 
Türkiye son 10 yıldır her alanda kalkınma yaşıyor. Bu askeri ve teknik kapasitede de kendini gösterdi. Artık insansız hava araçlarımız, izleme ve dinleme sistemlerimiz, lazer güdümlü yerli füzelerimiz, yerli savunma yazılımlarımız ve teröre karşı özel taktiklerimizle kendi göbeğimizi kesme aşamasına ilerliyoruz.
 
Operasyonel İstihbarat Füzyonu’nun aniden gündeme gelmesi, bu gelişmelerin ABD tarafından fark edilmesinin sonucu. Bu sistemin uygulandığı ülkelerin bütün kapasitesi ve istihbarat havuzu ABD’ninkine akıyor. Ve bir noktada ABD güdümüne giriyor. Ülke ABD’den bir yararlanıyorsa ABD on yararlanıyor. NATO ile sağlanan belli hakimiyetin bütün iç alanlara hatta hücrelere yayılması diyebiliriz buna.
 
Elçinin “Operasyonel İstihbarat Füzyonu” şeklinde süslü biçimde ifade ettiği sistemle sağlanmak istenen “hakimiyet” başka bir alanda boşalmakta olan hakimiyeti doldurma amaçlı.
 
Nedir o alan?
 
O alan elçinin “anlamakta güçlük çekiyoruz” dediği ama aslında bal gibi anladığı, kendilerinin kadim ortakları olan “vesayet” alanı.
 
Türkiye tarihine hakim olan Ricciardone, haliyle memleketimizin darbelerini de gayet iyi bilir. Zaten elçiliğinin artık dolup taşmakta olan arşivinde Türkiye’deki darbeler ve bu darbelerdeki “our boys” olarak nitelenen aktörlerinin yaptıklarını kolaylıkla bulabilir.
 
Darbelerde; rektörler, gazeteciler, askerler gibi farklı meslek gruplarının aldıkları rolleri de gayet iyi bilir Ricciardone…
 
Dolayısıyla hapisteki 16 yıl önce görev yapmış YÖK Başkanı olarak nitelediği Kemal Gürüz’ün 28 Şubat’taki rolünü ve misyonunu da kendisi çok iyi bilmektedir.
İlker Başbuğ’un, İnternet Andıcı meselesinden tutuklandığı, İnternet Andıcı ile kurulan kara propaganda sitelerinin, AK Parti’nin kapatılması için deliller ürettiklerini, sonra bu delillerin kapatma davasına dayanak oluşturduğunu, bir Genelkurmay Başkanı’nın iktidar partisini kapattırmak ve devirmeye çalışmasının hukuktaki karşılığını da bilir.
 
Ricciardone’nin ülkesinden örnek verelim:
 
Türk vatandaşı Serdar Tatar, ABD’nin Fort Dix Askeri Üssü’ne saldırı planlamaktan 33 yıl hapse mahkûm oldu ve Batı Virginia’daki Gilmer Hapishanesi’nde yatıyor.
Dikkat edin “planlamaktan 33 yıl”…
 
Peki, seçilmiş hükümeti devirmek için planı uygulamaya koyan bir “asker”in durumu ne olurdu Ricciardone’nin ülkesinde?..
 
Mesele şu:
 
Büyükelçi bal gibi olayların farkında. Türkiye’de vesayet rejiminin yıkılmakta oluşunun ve Türkiye’nin AK Parti’yle gelişmesinin pek de ülkesinin hayrına olmayacağını analiz etmiş. Bu nedenle Ergenekonculara ve Balyozculara “anlamıyoruz” oyunlarıyla destek atıyor.
 
“Büyük birader” tavrını takınıp AK Parti’yi ve mahkemeleri korkutmaya çalışıyor.
Oldu oldu… Olmadı süslü kelimelerle ifade ettikleri yeni konsepti uygulamaya sokarlar. Ne de olsa büyük ülkeler asla tek ata oynamaz.
 
Ama komik olan şu: Dünyanın en “large” terörist tanımlamasına sahip olan ülkenin temsilcisi olarak Türkiye’yi eleştirmeye kalkması, tutukluluktan söz etmesi.
Türkiye’de tutukluluk oranı yüzde 23’tür ve bu AB’de bile yüzde 25’tir…
 
Özetle, tutuklu yargılama oranında AB’den bile iyi durumdayız, terör tanımlaması ve verilen cezalarda ise Amerika ile karşılaştırılmamız bile ayıp.
 
İnsanda biraz utanma olur.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Yener Dönmez Arşivi