Son dönemde ısrarla gündeme getirdiğimiz bir mesele var.

Avrupa ülkelerinde yaşayan soydaşlarımızla ilgili 10 bin civarında yavrumuzu yakından ilgilendiren yürek parçalayan kahredici bir durum bu…

Avrupa’daki Gençlik Daireleri tarafından Türk ailelerinden kopartılarak Hıristiyan ailelere verilen çocuklardan söz ediyorum.

Neyse ki haberlerimiz Meclis’i harekete geçirdi ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu önümüzdeki ay Avrupa ülkelerine giderek, konuyu tüm yönleriyle yerinde inceleyecek.

Önceki gün Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün yaptığı açıklamada; çocukların haklı sebeplerle ailelerinden alınmaları halinde bile ailenin kültürüne en yakın kültüre sahip aileye verilmesi gerektiğine vurgu yaparak, Avusturya’da Hıristiyan bir çocuğun Yahova Şahidi bir aileye verilmesinin yanlışlığı ile ilgili yargı kararı bulunduğunu dile getirdi.
Emsal gösterdi ama…

Karşınızdaki muhatap Avrupalı olunca orada bir durmak gerekiyor…
Çünkü her zamanki klasik Batılı uygulaması bu alanda da karşınıza çıkıyor…
Hıristiyan çocuğunu Yahova şahitliği yapan aileye veremezsin ama Müslüman çocuğunu Hıristiyan aileye verebilirsin!..
Tabii bize de görev düşmüyor değil…

Netice alıncaya kadar haklarımızı sonuna kadar savunmalıyız.
Rakamlarla birlikte çifte standarda dayanan kötü uygulamaları “Kör Batı”nın gözünün içine sokmalıyız.

Daha önce bu meseleyi görev alanına girdiği için Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç’a da sorduk.

Yurtnaç, örneklerle somutlaştırarak öyle şeyler anlatıyor ki; insanın tüyleri diken diken oluyor.

Söz konusu Gençlik Daireleri’nin uygulamalarına “Faşizanca uygulamalar” nitelendirmesini yapan Kemal Yurtnaç, şu trajik bilgileri veriyor: “Gençlik Daireleri eliyle bizim çocuklarımız kötü muamele gördükleri iddiasıyla ailelerinin ellerinden alınarak Hıristiyan ailelere veriliyor. Bu öyle bir yıllığına alınma filanda değil, 8-10 yıllığına çocuğunuza el koyuyorlar. Bu çocuklara Hıristiyan kültürü aşılanıyor.

Daha geçen hafta içerisinde Almanya’da Zonguldaklı bir kardeşimizin 5 aylık bir çocuğu bu daire tarafından alındı. Çocuk daha iki aylıkken babasıyla birlikte merdivenden düşüyor, onlar kolu incindi zannediyorlar, ama kolu kırılmış. Götürür götürmez hemen doktor rapor yazıyor ve çocuğu ellerinden alıyorlar.

Bir çocuğun kolunu hangi baba kırar yaa. Bir anne çocuğu düzgün yemek yemiyor diye doktora götürüyor, ‘sen bu çocuğa düzgün bakamıyorsun’ diye alıyorlar çocuğu elinden. Biz Avrupa’da on bine yakın Türk çocuğunun Gençlik Daireleri tarafından alındığını tahmin ediyoruz. Kimi çocukları uyuşturucu kullanan ailelere, kimisini lezbiyen, kimisini de gay aileye veriyorlar. Çocukların sünnet olmasına bile müsaade etmiyorlar, kendi öz ailesiyle dahi görüştürmüyorlar.”

Başkan Yurtnaç’ın anlattıkları bunlarla sınırlı değil tabi…
Ayrıntılarına haberlerimizden ulaşacağınız daha neler var neler…

Yine bu meseleyi devletin en tepe yetkililerinden, Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu’ndan da sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile konuştuk.
Ankara büromuzda Haber Müdürümüz Fatih Akkaya ile birlikte ağırladığımız Bakan Bozdağ bu konudaki son durum ve çözüme dair geniş açıklamalar yaptı.
Tabi Ankara büromuzu ziyaret eden Bekir Bozdağ ile sadece bu meseleyi konuşmadık.
Yüz binlerce insanı yakından ilgilendiren “Diyanet Akademisi” projesini ilk kez özel olarak AKİT’e açıkladı Bozdağ.

Aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın hukukçu kurmayları arasında yer alan Bozdağ, Yeni Anayasa çalışmalarında AK Parti’nin yol haritası, ete kemiğe bürünmüş 4. yargı paketi, söz konusu paketin tutukluyken vekil yapılan isimler ve KCK, Balyoz, Ergenekon tutukluları ile BDP’lilerin fezlekelerini nasıl etkileyeceğine dair çok çarpıcı değerlendirmeler yaptı.

Basın Müşaviri Bilal Çetin’in de eşlik ettiği ziyarette Bozdağ, sorduğumuz bütün sorulara açık yüreklilikle çok net cevaplar verdi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın Ankara büromuzu ziyareti ve gündeme dair açıklamalarını haber sütunlarımızdan ayrıntılı biçimde okuma fırsatınız olacak.

Aydınlatıcı ve keyifli bir sohbet oldu.
Okuyup istifade edeceğinizi umuyoruz.