Almanya’daki derin işlerin perde arkası
Almanya üzerinden Türkiye’ye yönelik yürütülen faaliyetleri iki kısımda toplayabiliriz.
Birincisi; Alman topraklarındaki faaliyetler.
İkincisi ise; Türkiye topraklarında Alman istihbarat teşkilatı BND üzerinden yürütülen faaliyetler.
Geleceğim noktayı baştan söyleyeyim. İki maddede yürütülen faaliyetleri de Almanya’nın değil, Almanya üzerinden İngiltere’nin yürüttüğünü düşünüyorum.
Birinci faaliyet alanını açalım:
*Almanya’da yaşayan Türklere yönelik kundaklama benzeri şiddet eylemleri ve yükseltilmeye çalışan ırkçılık çabaları,
*Terör örgütü PKK ve DHKP-C’nin faaliyetlerine müdahalenin kısıtlı düzeyde tutulması,* Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş vatandaşların etnik bilinçlerinin yükseltilmesi. Aleviler üzerinde “Alisiz Alevilik” projesinin yürütülmesi yanında, Ermeni kökenli olanların geçmişlerinin araştırılarak kendilerinin yüzleştirilmesi ve bu kapsamda Ermeni bilincinin yükseltilmesi.
İkinci faaliyet alanında ise:
*Alman istihbarat teşkilatı BND’nin özellikle Güneydoğu’da yürüttüğü faaliyetleri görüyoruz. Kürtçe öğrenen istihbaratçılar, bunların bölgede yürüttükleri mekik diplomasisi… *Karadeniz bölgesinde Rum ve Ermeni kökenlerin araştırılması, lobi oluşturulması için yürütülen çabalar. Almanya, Avrupa ülkeleri içinde farklı bir devlet.
Leibniz, Friedrich Schelling, Johann Gottlieb Fichte, Kant, Hegel, Feuerbach, Marx, Arthur Schopenhauer, Nietzsche gibi isimlerle Alman felsefesi ve düşünce iklimi, bütün dünyayı etkilemiştir. 18 ve 19. yüzyılda patlama yaşayan bu düşünce birikimi, Almanların devlet olarak son derece etkili olmasının temelinde yatan düşüncedir.
Alman edebiyatı, siyasi akımları ve felsefesi bütün Avrupa’nın önündedir. Ve bütün Avrupa bunu tehdit olarak görmektedir. Nitekim bu tehdit dünya savaşlarında görüldüğü üzere kıtayı ve dünyayı şiddetli biçimde sarsmıştır. Özellikle de İngiltere’yi…
Hitler’den ağzı bir kez fena halde yanan İngiltere, Almanya’nın bir daha “siyasi ve askeri güç” olarak yükselmesine fırsat vermemeyi temel Avrupa politikası haline getirmiştir. Nitekim, Hitler devrilip Almanya dümdüz edildikten beri bu fırsat asla verilmemiştir.
Almanya da tıpkı Japonya gibi, siyasi-askeri-felsefi alanda zincirlenmesi sebebiyle bütün gücünü ekonomik alana yönlendirmek durumunda kalmıştır. Bugün Almanya dünyanın dev ekonomisidir. Hatta Avrupa Birliği’nin pek çok ülkesini cebinden mamur etmiştir. AB’yi ekonomik olarak ayakta tutmaktadır. Ama dünya siyasetinde buna denk bir ağırlığından söz etmek mümkün değildir.
İngiltere, Almanya’yı dizginlerken bütün hücrelerine kadar nüfuz etmiştir. Özellikle milliyetçi Almanlar içinde yapılanmış, Almanya ne zaman başını kaldıracak gibi olsa bu hücrelerini kullanarak provokasyonlar yaparak, semitizm geçmişini ve ırkçılığı gündeme taşıyarak Almanya’yı ezmiştir. Bunu yaparken, hücrelerine kadar nüfuz ettiği Almanya’yı bir perdeleme ülkesi olarak da kullanmıştır.
Bugün Alman istihbarat teşkilatı BND, İngiltere’nin en etkin olduğu yapıdır. İngiltere, kendisini perde gerisinde tutarak BND üzerinden farklı coğrafyalarda çok sayıda operasyon yapmaktadır.
Barındırdığı Türk nüfusla ve geçmişteki ilişkilerimiz ve ortaklıklarımızla, en iyi dost olmamız gereken ülke olan Almanya ile bugün akıl almaz biçimde gergin ilişkiler yaşıyorsak, bu İngiliz istihbarat ve diplomasisinin zaferidir.
Almanya gibi ekonomi devi bir ülke ile Türkiye gibi potansiyelli iki ülkeyi, nüfus olarak iç içe geçmesine rağmen, düşmanlık noktasına getirmeyi başarmak gerçekten bir İngiliz şaheseridir!
Son 10 günde iki kez Almanya’da bulundum ve bu gerçeği bir kez daha gözlemledim. Almanya-Türkiye ilişkilerini stratejik güç birliğine çevirecek diplomatik akıl ürünü adımlara ne kadar çok ihtiyacımız var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.