Öğrenme güçlüğü çeşitleri
Değerli okuyucular, Disleksi; dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. İlkokula başlayan bu soruna sahip çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadığı için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler. Ancak bütün bu zorluklarına rağmen zeka düzeylerinde bir sorun yoktur.
Hatta zeka düzeyi yüksek çocuklarda da görülebilir. Ama bazen bu zorluk fark edilmeyebilir. Maalesef öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar, ilkokulda “tembel”, “dalgın” gibi sıfatlar alabilmektedir. Böylece tembel, başarısız diye adlandırılan bu çocuklar ders çalışma konusunda isteksiz davranır ve nasıl olsa yapamıyorum diye ödevlerini bile yapmak istemezler. Bu nedenle gelişimsel disleksi yalnız çocuğu okul yaşamı ya da sadece okuma, yazmasını etkilemekte sınırlı kalmayıp çocuğun sosyal, psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Disleksi, kişilerde doğuştan gelen “gelişimsel disleksi” ve “travma sonucu ortaya çıkan disleksi” olmak üzere iki şekilde görülür. Doğuştan gelen disleksi; doğum öncesi, doğumda ve doğum sonrası komplikasyonlara bağlı olarak üçe ayrılır. Doğum öncesi disleksiye; yetersiz ve dengesiz beslenme, hamilelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar ve bilinçsiz ilaç kullanımı neden olabilir. Uzun ve zor doğum, plasenta anomalileri doğum sırasında oluşan disleksiye, doğumdan sonra bebeğin nefes almasındaki gecikme ve geçirdiği ateşli hastalıklar da doğum sonrası oluşan disleksi nedenlerindendir. Kalıtsal etmenlere bağlı olarak da disleksi ortaya çıkabilir.
Gelişimsel disleksi ise genelde çocuk okula başladığı zaman ortaya çıkar. İlkokulda bu çocuklar zekaları normal veya üstü olmasına rağmen okuma-yazma ve aritmetik işlemler konularında yaşıtlarına oranla geç ve güç öğrenirler. Dikkat süreleri çok kısadır, ödev yapma sorumluluğu alamazlar. Tek başlarına ders çalışamaz, ödevlerini tamamlayamazlar.
Disleksi; okuma yazmada, aritmetik işlemlerde ve konuşmada oluşan sorunlar olarak gruplara ayrılır ve farklı adlar alır:
*Okuma sorunları (Disleksi): Okuma zorluğu olan bu çocuklar okumaya çalışırken, sözcüklerin başına odaklanmakta zorlanabilir ve sözcüğün ortasından başlayabilir. Örneğin, “baştakiler” sözcüğüne “ta” ile başlayabilirler; okurken sıklıkla yerlerini kaybederler, satır ya da sözcük atlarlar. Hangi harfle hangi sesin eşleşeceğini öğrenmesi gerekir. Çocuk benzer görüntü ve ses veren harfleri ayırt etmekte zorlanabilir, “deniz” yerine “beniz”, “su” yerine “şu” okunması sıklıkla yapılan yanlışlardır.
*Yazma sorunu (Disgraphia). Bu soruna sahip çocukların yazı yazması yaşıtlarından daha uzun zaman alır. Ayrıca bu çocuklar, hangi sesin hangi harfe karşılık geldiğini bulmada ve sesleri –harfleri doğru olarak sıralamada da çok zorlanabilirler, bu nedenle yanlış ve eksik yazma çok sık görülen hatalardandır. Örneğin, “geliyorlarmış” sözcüğünü “geliyormuş” şeklinde yazabilir. Öğrenme zorluğu olan çocuklar, yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine de dikkat etmezler, kelimeleri, nokta ve virgül ile ayırmadan peş peşe yazabilirler, hecelerin arasında boşluk bırakabilirler. “Ali dışarıya top oynamaya çıkmıştı” tipik bir örnek olabilir. Sonuç olarak, bu çocuklar uzun yazılı ifadelerde pek başarılı değillerdir, çok kısa yazılar yazmayı tercih ederler.
*Matematiksel işlemlerden kaynaklanan sorunlar (Diskalkuli): Bu çocukların konuşmaları genelde akıcıdır ve görsel hafızaları da iyidir. Ancak bu çocuklar, zaman ve yön ile ilgili kavramlarda zorlanırlar. Örneğin, dün-bugün-yarın kavramlarını çok güçlükle öğrenirle, öğrenseler bile karıştırırlar. Sıralamada zorlanırlar, örneğin olayları anlatırken hangisinin önce hangisinin sonra geldiğini söyleyemezler, işlerini sıraya koyamazlar, zamanlamada zorlanırlar, bir işin ne kadar zaman alacağını kestiremezler. Zihinden işlem yapmakta, para hesabında zorlanırlar. Matematik alanında zorlanan çocuklar, işlemlerin kurallarını unutabilirler, eldeleri unutabilirler, toplama diye başlayıp çıkarma ile devam edebilirler. Çarpım tablosunu akıllarında tutmak, matematik problemlerini çözmek için belli stratejiler geliştirmek de bu çocuklar için zordur.
Disleksi tanısı koymak için öncelikle duyu organlarının normal olduğundan, çocuğun duygusal sorunlar yaşamadığından, çevreden yeterli uyaran aldığından ve zekasının normal olduğundan emin olmak gerekir. Çocuğun öğrenme için hiçbir engeli olma halde, sınıfından beklenen düzeyde öğrenmekte zorlanıyorsa bir uzmana başvurmalıdır. Özellikle Wisc- r zeka testi çocuğa uygulanmalıdır.
Okul içi öğrenme becerilerini geliştirmek tek başına öğretmenin yeteneği değildir. Çocuğun katılımıyla beraber, ailenin de gereken miktardaki katılımı, desteği öğrenmeyi etkiler. Öncelikle ilgili ve destekleyici bir ebeveyn olmak gereklidir. Ailenin çocuğunu gözlemlemesi, başarısını takdir etmesi ve çocuğun desteğine karşılık verebilmesi çok önemlidir. Anne ve babanın, çocuğun öğretmeniyle bilgi alışverişinde olması, çocuğa okulda öğrendikleri konusunda yardımcı olmalarını ve öğretmenin tutumunu anlamalarını kolaylaştırır.
Çocuğa yönelik olumsuz, yapıcı olmayan davranış ve sözler karşısında; çocuğun var olan öğrenme becerilerinde performans düşüklüğü ve diğer bazı psikolojik sorunlar görülebilir. Çocuğun başarılı olduğu alanlar ortaya çıkartılıp, o alanlarda kendini gösterebilmesi sağlanmalıdır.
Çocuklarımızın başarılı, huzurlu, imanlı olması duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0212 503 79 95 -0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.