TBMM, tatil sonu anayasa tasarısı ile açılır
Zamanı geldi geçiyor. Başbakan da söyledi. Yeni anayasa komisyonu meclis tatilinde bitecek. Yani, yeni anayasa teklif değil, tasarısı ve TBMM’nin ilk gündem maddelerinden biri olacak. Hayırlı olsun.
Geçen yazımızda tek parti diktası, darbe ve darbe anayasalarının ülkeyi sürüklediği çıkmazlara dikkat çekerek, yeni anayasanın bir tercih konusu değil, mecburiyet olduğunu ifade edip; bu, “Ne yapmalıyız?” yazısına gerekçe yapmıştık.
Ramazan topu atılmamış. Şehremini soruyor: -Top niye atılmadı?” -Memur, 12 sebep var. -Say? – 1. Barut yok. – Sayma! Gerek kalmadı! Bu anayasa ile de devam imkanı da; sebep saymaya da gerek kalmadı. Yine de geçen yazıdan 1-2 başlık hatırlayalım:
A.N.Sezer’in, bir kitap fırlatmasıyla, para, pul olur mu? Ülke o hale geldi.
Cumhurbaşkanı yokluğunda, TBMM Başkanı vekalet eder. Emekli Sezer, evinden getirilip köşke oturtuluyor. Anayasa üyesi atıyor. Sahte bir Cumhurbaşkanı vekilinin tayin ettiği kimselerin imzaları da, kararları da geçersiz olacağına göre, geçmiş adaletsizlikleri düzeltmek neye mal olur bir düşünelim?
Türkiye’de idam cezası kaldırıldı. Artık idam yok ama, şapkasıza idam cezası, anayasanın değişmez ilkesi? Niçin? Çünkü, bu değişmez anayasa mantığıyla, hastayı hastaneye almayan; öğrenciyi okulundan atan; Anadolu sermayesini yeşile boyayıp imha eden, bir dikta ve çıkar savaşı hâlâ yürütülmek isteniyor.
Bu hukuksuzluk, bu zulüm, milletin birliğine, dirliğine, ilerlemesine, refahına engel. Bu anayasayla yola devam imkanı yok. Partiler, “Yeni anayasada uzlaşalım” deyip, 1,5 yıl oyalanıyorlar. Tüm kayıp. Tek yararı, millet gerçeği net görüyor.
Muhalefet uzlaşmaz. Yeni anayasa şart. Günümüz seçim şartlarıyla aranan 2/3 ekseriyeti hayal dahi edilemez. Ne olacak? Tam Kanadoğlu’luk iş. Yani, bu anayasayı, millet, TBMM değil, ancak darbe değiştirebilir. Milletin, yeni anayasa için tek imkanı kalıyor. O da, beterin beterine rıza ile darbe davetçisi olmaktır.
Mevcut seçim sistemleri ve asırlık diktanın doğurduğu menfi siyasi iklime rağmen milletimiz, idrak, iman ve gayretle Ak Parti’yi, mümkün olan en yüksek oyla, kesintisiz iktidar yaptığı halde, yeni anayasa için oyu yetmiyor. Ama Ak Parti’nin bu millet gücü, çözüm için büyük imkandır. Şöyle:
İktidar, yorucu bir maratondur. Üstelik, Ak Parti, zor bir dönemde üç etaplık koşuyu birbirine ekledi. Dördüncü maratona geçmeden, milletle el ele tutuşup, özel bir “anayasa hamlesi” yapmakta yarar var. Bu ayrı bir yorgunluk ve külfettir. Doğru. Ama getireceği zindelik ve güç, külfetini aşar.
Yeni anayasa, hükümet tasarısı olarak, TBMM’ne sunulmalıdır. Eksik olan 5 oyu yüce meclis tamamlarsa ne ala. Millete gider. Tamamlanmazsa? Ak Parti, anayasa için oy isteyip, “Mahalli seçimle beraber erken seçim!” demelidir.
Erken seçim meclisinin anayasa ağırlığı, daha da öne çıkarılarak, yeni anayasa yapıldıktan sonra genel seçime gidileceği taahhüt edilebilir.
Bundan sonra da 2/3 ekseriyet şartıyla katılaştırılmış bir anayasa, her zaman ülke ihtiyaçlarına fren olacaktır. Onun için anayasalar hakkındaki önemli tezlerden biri olan, “Geçmiş bir iradenin, gelecek nesilleri ve ülkenin ufkunu ipotek altına almasının doğru olmadığı” fikri, tasarı hazırlanırken dikkatle göz önünde bulundurularak: 1) Anayasa, mümkün olduğunca kısa olmalıdır. 40 madde yeter. 2) Anayasa değişikliği için, 2/3 değil, salt çoğunluk yeter olmalıdır.
Allah’tan niyazımız, yeni anayasamızı, milletimize ve insanlığa hayırlı, önemli adımların depar çizgisi kılmasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.