Meraktayım…
Anayasa Mahkemesi'nin 'kapatmama' kararını yorumlayanlar arasında büyük ödülü "Aslında kapatılmıştır!" diyerek beni benden alan CHP'li Mustafa özyürek'e vermiştim.
Hüsamettin Cindoruk'un Cumhuriyet'in manşetinde yer alan "Kapatmadan daha ağır" şeklindeki açıklamasını gördüğümde ise kararı müteakip travma yaşayanlar arasında "tuhaf bir yarış" olduğunu düşünmeye başladım.
Yassıada'da "hakşinas genç avukat" rolünde istihdam edilen Hüsamettin Bey'in asıl rolünün ne olduğu 28 Şubat sürecinde ortaya çıkmıştı.
Cindoruk, Sabih Kanadoğlu'nun başrolünü oynadığı "367 Kumpası"nda ise "en iyi yardımcı aktör" unvanını almıştı.
"İddianameyi mahkemenin 10 üyesi haklı bulmuştur. Bir başka deyişle Yargıtay Başsavcısı davayı kazanmıştır!" gibi bir illüzyona bu topraklarda yalnızca Hüsamettin Bey'in imza atabileceğine inanıyorum.
Cindoruk unutmuş olmalı; gözbağcılığının son kısmını ben tamamlayayım:
"Geride kalan tek reyin sahibi AYM Başkanı'nın 'eşi türbanlı' olduğuna göre, Haşim Bey'in aslında kapatma davası oylamasına girmemesi gerekirdi!"
Şaşırmayınız: Hüsamettin Bey, AYM'nin türbanla ilgili kararından önceki günlerde bu cümleyi Haşim Kılıç için (türban davası bağlamında) aynen sarf etmişti!
* * *
Kapatma kararının ardından, çokları gibi ben de Sabih Kanadoğlu'nun ne gibi cevherler imal edebileceğini merak ediyordum.
Zat-ı şahaneleri vakit kaybetmeksizin programına başladı; Cumhuriyet'e "Bu karar 6'ya 5 değil, 10'a 1'dir" diyerek sağ olsun aydınlanmamızı sağladı:
Bir de "Aslında kapatıldı, siz yanlış biliyorsunuz" diyebilseydi harikulade olacaktı.
"367 Sabih Tahtaya" filminin unutulmaz oyuncusu, dün yine (elbette) Cumhuriyet'e "Oylamadaki toplama hatalıdır. AYM'nin aldığı karar hukuken sakat bir karardır" diyerek yüreğimize sular seller serpti…
Bütün bunlardan sonra bir meraktır aldı, beni…
Sabih Kanadoğlu Beyefendi, ulusalcı basına açıklamalar yapıp "ceviz kabuğu, incir çekirdeği" gibi ekranlarda "aşağıdakilere" nizam vermekle yetinen bir sima mıdır?
Yoksa, "sonuç almaya yönelik başka bazı faaliyetleri" mesela kimi "ilginç ziyaretleri" olmuş mudur diye meraktayım…
Mesela, Anayasa Mahkemesi'nin kararından birkaç gün önce; Sabih Kanadoğlu ve Ahmet Necdet Sezer mahkemenin bazı üyeleri ile görüşmüş olabilirler mi?
Görüşmüşlerse ne konuşmuşlardır, acaba?
Onuncu Cumhurbaşkanı Sezer ile '367 Sabih Beyefendi'nin AKP'nin kapatılmaması kararı üzerine "fevkaladenin fevkinde" üzüldüklerini tahmin etmek zor değil!
* * *
Kimilerinin rüyasında"Cumhurbaşkanı" olarak gördüğü Abdüllatif Şener ise kararı "memnuniyetle" karşıladığını söylüyor; "sonucun kendi siyasi koşusu için daha iyi olduğunu" iddia ediyor.
Herhalde kendisinden "Kötü oldu. Bütün siyasi planlarımı hayli olumsuz etkiledi" demesini falan beklemiyordunuz, değil mi?
"Abdüllatif Düşerken" filminin başrol oyuncusu Şener, Ergenekon kapsamında tutuklanan sonra da tahliye edilen "Başbakan!" Sinan Aygün'le birlikte yöresel Sivas yemekleri yapan bir restoranın açılışında kurdele kesmiş…
Şener, bir süre önce "Ergenekon soruşturmasının toplumda güvensizlik ve endişe yarattığını" ileri sürmüştü.
Sözkonusu açıklaması, genelde laik kesimin/ulusalcıların; özelde de Doğan Grubu'nun, Cumhuriyet gazetesinin pek hoşuna gitmiş olmalıydı…
"Abdüllatif Düşerken Beyefendi"nin yeni "merkez sağ" partisine A.Necdet Sezer ve Sabih Kanadoğlu'nun da destek vermelerini canı gönülden isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.