Bir Cami Bir Cemevi
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Gezi Parkı eylemlerine destek verdi.
Bu destek süreçteki en kritik adımlardan birisi bence.
AK Parti’nin ilk günlerinden beri Özgündüz, iktidara yakın görünen ve böyle politikalar izleyen birisiydi.
Esad katliamlarının başlaması ve Türkiye’nin sert tepkisi sonrasında Özgündüz ve kadrosunda aniden ortaya çıkan keskin dönüşün vardığı nokta Türkiye’deki sokak kaosuna açık destek vermek oldu.
Açık konuşalım; Olayların vardırılmak istendiği nokta mezhep çatışması.
Zemin oluşturma çabaları da yeni değil.
Reyhanlı’da patlayan ve 52 kişiyi katleden bombanın hedefi Ankara Kocatepe Camisi’ydi.
Ankara’yı kalbinden vuracak, sembol camilerden birini Cuma çıkışı yerle bir edeceklerdi.
Sonraki adımda bir cemevini havaya uçurmak vardı hedeflerinde.
Bir cami bir cemevi ve Türkiye’nin 10 yıllık kazanımlarının tamamının bir anda yok edilmesi.
Yapmak için 10 yıl harcarsınız ama yıkmak için iki bomba yeter.
Ankara’daki gösterilerde hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün cenazesi Batıkent Cemevi’nden kaldırıldı.
Cenaze Kızılay meydanına getirilmek istendi. Polis güçlükle engelledi.
Cenaze meydana getirildikten sonra omuzlarda Başbakanlık binasına götürülmeye çalışılacak, polis izin vermeyecek, ortalık kaos alanına dönecek ve belki tabut yerlere düşecek, ardından da büyük bir provokasyon ateşlenecekti.
Türkiye’yi belini doğrultamayacak kadar ağır bir hastalığa bulaştırmak istiyorlar.
Büyük Osmanlı bu fitnenin uyanmasına karşı koymuştu.
Tek parti döneminde bu fitnenin tohumları atıldı içimize.
Şimdi o tohumları filizlenmesi için kanla sulamak niyetindeler.
Ortadoğu topraklarında mezhepçilik fitnesinin tohumlarını yeşerttiler.
Irak’ta mezhepler arasına o kadar çok kan soktular ki, ülke iflah edilmez noktaya geldi.
Lübnan zaten malum.
Suriye’de yapılanı canlı canlı izliyoruz.
Sıra geldi Türkiye’ye…
Bu oyunu bozmak için çok çalışmak lazım.
Reçete bulunamayacak kadar imkansız değil.
Kendimize ait öz değerlerimizde çözümü var.
Yakın vadede ise insanları evlerine döndürmek gerekiyor.
Duvarlara ağza alınmayacak küfürler yazabilirler, başörtülü kızlara saldırabilirler, camilere ayakkabıyla girebilirler, hakaret, korna ile tencere tava çalarak huzursuz etme, sosyal medyadan yalanlar, iftiralar gırla gidebilir…
Sabırla, kızılcık şerbeti içtim demeli, gerilim ateşine odun taşımamalıyız.
Eyvallah düsturu rehberimizdir.
Bir süre her şeye eyvallah diyelim.
Memleketimiz ve bütün bir İslam aleminin geleceği için Türkiye’de yeşeren umut tomurcuklarının kavrulmaması için, her türlü ezaya, cefaya katlanalım, öfke ateşini dindirelim, insanları sokağın provokatif ortamlarından uzaklaştıralım.
Gerilim, sokak ve karşı karşıya gelme halleri, İslam tarihinden sayısız örneğiyle biliyoruz ki hep fitneyi uyandırdı.
Fitne ise katliamdan beter!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.