AK Parti MKYK üyesi ve Türkiye’nin en önemli akademisyenlerinden Mazhar Bağlı, Ergenekon Davası’na ilişkin son derece önemli değerlendirmelerde bulundu.

Özellikle de “Ergenekon Davası’nın Fırat’ın doğusuna geçmediği” eleştirileri üzerine.
İlginçtir bu eleştirileri genel olarak BDP ve PKK çevreleri yapıyorlar.
Devletin derin yapılanmaların üzerine gitmemesi işlerine geliyor çünkü.
Derin devlet, çete, kirli yapılar diye ortalığı inleten BDP ve PKK’nın Ergenekon ve Balyoz gibi iki tarihî davada karar sonrası destek olduğunu göreniniz oldu mu?
Aksine Ergenekon müebbetliği Tuncay Özkan’ın Kanal Türk’teki İdare Müdürü Sırrı Süreyya Önder üzülmüştür bile.
Mazhar Bağlı’nın bu bağlamda açıklamaları önemli:
“Fırat’ın Doğusu’nu en çok BDP çevreleri dile getiriyorlar. Özellikle de kraldan çok kralcı olanlar. Peki bu süreç başladığında BDP resmi olarak ne açıklama yapmıştı hatırlıyor musunuz? Mıntıka temizliği, iktidar kendi karşıtlarını boğuyor demişlerdi. Bakın size bir şey söyleyeyim, Ergenekon’un Fırat’ın Doğusu’ndaki davalarından birisi Diyarbakır’da devam etmektedir. Cemil Temizöz Davası. Birçok faili meçhulden sorumlu olduğu iddia edilmektedir. İstedikleri zaman Diyarbakır’ı savaş alanına çevirebilenlerin bu konuda bir açıklama yaptıklarına şahit oldunuz mu? Örgütün ‘taş altı’ ettiği onbeş-yirmi bin kişinin katledilmesinden bahseden oldu mu? İtibar suikastlerini dile getirebilen var mı? Fırat’ın Doğusu’ndaki Ergenekon, örgütün bizzat kendisidir. Bundan dolayı da BDP bu dava ile arasına hep bir mesafe koymuştur. Dahası sivil iradenin ülkeye egemen olması da aslında işlerine gelmez. Her şeyden önce şiddete gerekçe gösterdikleri nedenlerden birisi ortadan kalkmış olacaktır.”
Bu paragrafın özeti; “Fırat’ın Doğusu’ndaki Ergenekon, örgütün bizzat kendisidir” cümlesidir.
PKK’yı hap gibi bundan daha güzel özetleyecek cümle yoktur.
PKK Elebaşı Abdullah Öcalan’ın vesayetin güçlü olduğu dönemde Ergenekon davalarını eleştiren cümlelerini de bunun üstüne ekleyin.
Dümen kırma uzmanı Öcalan’ın kayıtlara geçmiş bu lafları ve Ergenekon’un müebbetlikleriyle sarmaş dolaş halleri ve Ergenekon’un ağa babalarından aldıkları talimatlar da kayıtlarda.
Yalçın Küçük’ün Öcalan ile mükellef sofralardaki pozlarını, Perinçek’in terörist başına çiçek sunan karelerini hatırlayın bir…   
Kimileri İlker Başbuğ üzerinden, kimileri Balbay üzerinden, kimileri de Fırat’ın doğusu metaforundan Ergenekon davasını çekiştiriyorlar.
BDP dahil bu çekiştirenlerin tamamının vesayet rejiminde boy verip filizlendikleri ve vesayet rejimi sürdükçe güçlü konumlarını korumaya devam ettikleri açık.
Farklı uçlardan yaklaşarak aynı şeyi yapıyorlar: Ergenekon kararlarını itibarsızlaştırmak…
Tabii, bunun halk nezdinde karşılığı yok.
Bayramda Anadolu’daydım. Ergenekon kararları nedeniyle halkta büyük bir memnuniyet var.
Gördüğüm tek memnuniyetsizlik Mehmet Haberal’ın tahliye edilmesinde.
Sonuçta bugünler de geçecek.
Tarih haklı olanları ortaya çıkartacak.
Gazetemiz, “Onbaşı olamayacak generalleri” teşhir ettiğinde linç edilmişti.
Ama şimdi kaderin adaleti tecelli ediyor ve rütbeleri sökülen paşalar onbaşı bile olamıyorlar.