Göstermelik barış görüşmeleri ve İsrail’in yayılmacı politikaları
Amerika’nın baskıları sonucu Filistin ve İsrail barış görüşmeleri devam ederken İsrail hükümeti Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki bin 187 yeni konutun inşasına onay vermesi işgalci ve yayılmacı politikalarını sürdürmekteki kararlılığını açıkça göstermektedir.
Aynı zaman içinde 26 Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasının da onaylanmış olması bir iyi niyet değil tam bir yahudi oyunudur.
Aslında, iki tarafta müzakereye hazır değil. Çünkü İsrail, barış isteyen taraf olmama konusundaki tavrını değiştirmiyor. Baskılar sonucu bir çok kez yeniden başlayan barış görüşmelerinin tümü sonuçsuz kalmıştı hem taraflar hem de dünya milletler camiası bundan sonra da Filistin-İsrail görüşmelerinde başarıya ulaşacağına hiç kimse inanmıyor.
BATI İSRAİL’DEN DESTEĞİNİ ÇEKMEDEN ASLA BARIŞ OLMAZ
Amerika ile İngiltere’nin başını çektiği Batı cephesi asla arabuluculuk yapmıyor aksine; Filistin’e taviz üstüne taviz vermesi için ağır baskılar kuruyor. Barış için çözüm görüşmeleri adı altında başlatılan tüm müzakerelerde İsrail’in varlığı, güvenliği ve geleceği nazari dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir.
Bu yanlış siyasi tavır yüzünden karşılıklı güvensizlik artarak devam etmektedir.
İsral’in işgal altındaki bölgelerde yeni konut inşasını onaylaması başlatılan görüşmelerin sonuçsuz kalacağının işaretidir.
Şu bir gerçek; egemen güçlerin koruması İsrail’i şımartmaktadır. Beynelmilel hukuku hiçe sayarak, sürdürdüğü işgal ve saldırılarıyla Filistin halkının onuru ile oynamaktadır. İsral gerçek bir barış için diyaloğa tümden kapalı olduğunu her tavrıyla gösterdiği halde görüşmelere sadece Amerika istediği için ve de masadan kaçan taraf olmamak için katılıyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu “İsrail’in güvenliği her şeyden önce gelir. Bu bir hedeftir ve bu hedefe ancak Filistinlilerin ya bölgeden arındırılması veya zayıf konuma düşürülmesiyle ulaşabiliriz” şeklindeki işgalcı ve ırkçı açıklaması aslında tüm gerçekleri anlamaya yeterdir.
İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Yahudi yerleşimlerinin uluslararası hukuk uyarınca yasal olmadığını yineleyerek, bu adımın iki devletli çözümü imkânsızlaştırma tehlikesi barındırdığı gibi barış görüşmelerini ciddiye almadığının bir kanıtıdır.
Amerika ve güdümündeki Avrupa Birliği bölgede kalıcı barış istiyorsa işgalci İsrail’i finanse etmekten ve desteklemekten vazgeçmelidir. Aksi halde bölgede barışı engelleyen taraf olarak kalacaklardır.
Batı dünyası bilsin ki; destekledikleri İsrail, hala işgal ettiği topraklarda kalmakta ve yayılmacılığını sürdürmekte ısrarlı oldukça ve de Bağımsız Filistin devletinin kurulmasını engellemeye devam etmediği halinde kendisi de güvende olmayacak ve asla kendisi de huzur bulamayacaktır.
FİLİSTİNLİLER GÖRÜŞMELERDEN ÇEKİLMELİDİR
Baskılar sonucu başlatılan sözde barış görüşmeleri tam bir tiyatrodur. Filistin yönetimi daha fazla bu oyunun içinde bulunmamalı.
Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Rami Hamdallah baskılara boyun eğmeden müzakerelerden çekilmelidir.
İşgal edilen Batı Şeria ve Doğu Kudüs bölgeleri ile Golan Tepelerinden İsrail geri çekilmedikce egemen güçlerin göstermelik müzakere görüşmelerine Filistinliler katılmamalıdır.
Eğer Filistinliler net bir tavır almadıkça ve kararlılıkla bu tavrı sürdürmedikçe Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurmak istedikleri hayal olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.