İngiliz arşivindeki düşündüren belge
İslam coğrafyasında, zalimce akıtılan oluk oluk Müslüman kanının ve kansız kimyasal vahşetin şoku devam ediyor.
Sistematik biçimde damarlarımıza kadar enjekte edilen fitne virüsünün ateşi Ortadoğu’yu kasıp kavuruyor, yakıp yıkıyor…
Zulüm, katliam, kan, gözyaşı, vahşet ve hazan üstüne hazan.
Kimileri de hâlâ “ABD ve Avrupa’nın bu zulme sessiz kalışını” konuşarak, vakit öldürüyor.
Bizdeki bu gaflet ve pasiflikten cesaret alan Batı ise, topraklarımız üzerinde devletçikler oluşturmanın, altın vuruşun hazırlıklarını yapıyor.
ABD ve Batı kendisi için istediklerini başkaları için asla istemez.
Kendisi için istediğini kardeşi için de istemek müminlere ait bir vasıftır çünkü…
Batı’nın gerçek yüzünü bilmeli, kendi meselelerimize kendimiz çözüm üretmeli, işimize Batı’yı bulaştırmamanın yollarını aramalıyız.
Başbakan Erdoğan’ın önceki günkü; BM’nin işlevselliğini yitirdiği ve 5 daimi üyenin dışında alternatif BM’ye ihtiyaç duyulduğu yönündeki açıklaması çok önemliydi.
Erdoğan İslam coğrafyasına atılan fitne ve fesada dikkat çektikten sonra, “Yapılanlara Müslümanların bölünmesine yönelik bir operasyon olarak bakmak gerekir. Bunlardan ders çıkarmamız lazım” diyor.
Bunlar haklı ve doğru tespitler.
Ortadoğu şeytanı İngiltere ve Büyük Şeytan ABD’nin şekil değiştiren operasyonları bölgede devam ediyor.
Türkiye’yi de içine alan etnik ve mezhep temelli çatışmalar ile yeni devletçikler oluşturmanın, bölüp parçalamanın köşe taşları bir bir örülüyor Siyonistler tarafından...
Aylar önce ısrarla bu konuları gündeme getirdiğimiz için liberal çetenin hedefi haline gelmiştik.
İngiltere merkezli DPI ve benzeri örgütlerin kirli planlarını deşifre ettiğimiz, PKK ile bağı olduğunu ortaya çıkardığımız için içlerinde kimi eski İslamcıların da bulunduğu malum tayfanın imza kampanyalı toplu saldırılarına maruz kalmıştık.
Şimdi kapı kapı dolaşıp kustukları kin ve nefret dönüp kendi suratlarına yapıştı.
Gerçekler ve onların düştükleri durum ortada. Zaman bizi haklı çıkardı.
Önceki gün diplomatik çevrelerle sıkı ilişki içerisinde olan bir meslektaşım, “İngiliz büyükelçiliğinde seni hiç hayırla yâd etmiyorlar” dedi.
“Normal” dedim.
Bundan daha doğal ne olabilir ki…
Dost ilan edip hayırla yâd etmeleri kendimizden şüphe etmemize vesile olurdu.
Önemli olan onların ne düşündüğü, ne yaptığı değil bizim ne düşündüğümüz ne yaptığımızdır.
Mesela arşivler üzerinde çalışma yürüten Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan’ın Batı’nın bakış açısını ortaya koyan önemli tespitleri var bu konuda…
Arşivlerdeki 1940’lı yıllarda görev yapan bir İngiliz Büyükelçisi’ne ait şu ilginç notlara ulaşıyor Azmi bey: “İngiliz arşivlerinden okudum. 1940’larda bir İngiliz Büyükelçisinin notlarında şu yazıyordu: Aradan geçen zamana rağmen İslam ülkelerinin sefirlerinin hâlâ Türkiye’ye bakışlarını ve onu önder olarak görmelerini anlayamıyorum. Türkler böyle giderse ya İslam aleminin liderliğine ilerler ki; bu bizim zararımıza olur, ya da şimdi gitmekte oldukları batıya doğru yol alırlar.”
Yani İngiliz Büyükelçi atılan onca fitne tohumunun ve Lawrence’lerin yaptığı tahribatın istedikleri noktaya ulaşmamasına böyle hayıflanıyor.
Aslında bu bile bize çıkış tünelinin hangi yönde olduğunu, kurtuluşun nerede olduğunu net biçimde göstermeye yetiyor.
Yine Rektör Özcan’ın aktardığı şu anekdot da günümüz buhranlarına ışık tutması açısından ne kadar anlamlı:
“Yıl 1913. Hint Müslümanları Balkan harpleri yapan Osmanlı’ya yardım için büyük bir meydanda yardım kampanyası açarlar. Herkes elinde olanı verir. Bir kadın hiçbir parası olmadığı için çocuğunu getirir ve der ki: ‘Benim çocuğumu satın alın. Alın da parasını Osmanlı’ya gönderebileyim.’ Bir diplomatik belgede Londra’daki arşivde bunu okuyunca gözümden yaşlar boşandı. Görevli ‘hasta mısınız’ diye sordu. Ben ‘hayır’ dedim. Bir mendil istedim. Gözlerimden akan yaşları sildim.”
Evet zalimi ilmek ilmek devirecek, dayanak noktalarını tek tek çökertecek böylesi Muhammedi ruhlara ne çok muhtacız bugün.
Yeniden diriliş için Allah (cc) o güzel ruhları hepimize nasip eylesin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.