Kamera önünde insanları yere yatırıp, bıçak ya da kılıçla boğazını keserek tekbir getiren gruplar türedi son yıllarda.

Afganistan, Irak ve son olarak da Suriye’de gördük bu grupları.
Ellerinde her türlü ateşli silah bulunan bu gruplar, infaz görüntülerini kesici aletle yaparak, kan revan tablosunun kamera kaydına iyice yansımasını sağlıyorlar.
Aynı anda birden fazla kişi “Allahüekber” diye tekbir getiriyor. Sonra da kayıt, anında internete konuluyor.
Video dünyanın hangi televizyonunda yayınlanırsa yayınlansın, hangi ülkeden internetten bakılırsa bakılsın, fonda “Allahüekber” sesi duyulunca, faillerin Müslüman olduğunu kolaylıkla anlıyor izleyenler.
Mesaj yerini bulurken, internetin belleğinde de giderek genişleyen bir arşiv oluşturuluyor.
Ne zaman Batı Dünyası, İslam coğrafyasında yaptıklarını ya da yapmadıklarını açıklama zorluğuna düşse bu videolar mantar gibi ortaya çıkıveriyor.
Afganistan ya da Irak’ın işgaline karşı Batı’da bir kamuoyu oluşmaya başladı, ya da itirazlar mı yükseldi; hemen boğazlama görüntüleri çıkıyor ortaya. Görüntünün dehşeti ile ağzını açıp eleştiremez hale geliyor farklı düşünenler.
Suriye’de kimyasal dahil katliamlara çıkarları elvermediği için müdahale etmediği yönünde bir eleştiri mi geldi Batı dünyasına; hemen boğazlama görüntüleri yayılıyor internete.
Esad’ın alternatifi bunlar mı olacak sorusu gündeme geliyor ve müdahale baskısı anında son buluyor.
Batı’nın işine gelen bu videolar, diğer taraftan da Şia’nın işine yarıyor.
İran habire “Şiilerin radikal yapıları yok, El Kaide dahil Sünnilerin onlarca radikal yapıları var ve yaptıkları boğazlama vahşetleri ortada” diye propaganda tutturuyor.
İran’ın yeni “ılımlı” lideri bu propagandanın dik alasını yapıyor şu aralar.
Aynı videoları bir taraftan Batı diğer taraftan İran kullanırken, olan hep Sünni Müslümanlara oluyor.
Tüm bu tablo bize bir kez daha gösteriyor ki, damarlarımızın içine kadar sızmışlar.
Bu tip vahşet manzaralarını sergileyenler “görevli” tipler.
Müslümanların içine sızmış ve İslam’ın temiz imajını yerle bir etmekle görevli, dünyanın önemli istihbarat örgütleri tarafından satın alınmış tipler.
İslam hukukunda esirlere ve rehinelere karşı böylesine bir vahşete cevaz verecek tek bir hüküm kırıntısı bile bulunamaz.
Hiçbir Müslüman savaş ya da çatışma ortamında, yakaladığı düşmanını bu şekilde boğazlayarak öldürmez.
Adalet önünde yargılama yapılmadan hiçbir kişiye hiçbir surette ceza verilemez.
Özgür Suriye Ordusu, son dönemde bu vahşet yapılanmalarına karşı arasına mesafe koymaya başladı. Son bir haftadır bu mesafe iyice arttı.
Suriye’deki Müslümanlar, İslam inançları ve itikatları açısından Türkiye’ye son derece benzeyen tertemiz ve ana kaynağından beslenen bir İslami hayat yaşayan kişilerdir.
Nakşi-Kadiri-Menzil gibi kaynağını yüzyıllar öncesinden alan tarikatlarımızın orada etkindir.
Video Provokatörleri aniden ortaya çıkmış ve Suriye ile uzaktan yakından ilgisi olmayan gruplardır.
İşin ilginci, İran destekli Hizbullah bu gruplara “söylemde” karşı olsa da “eylemde” hiç çatışmamaktadır.
Bölgemizde kimin elinin kimin cebinde olduğu çok karışık.
Kırk düşünmeli bir yapmalı.