Teröristbaşı Öcalan’ın, BDP’lilerin söylemlerine bakarsanız “Türkiye’den ayrılma gibi bir düşüncemiz asla yok” diyorlar.

Uygulama ise tersini gösteriyor.
Hafta sonu PKK, HDP isimli yeni bir parti kurdu.

Bu parti biraz daha solda konumlanıp solun marjinal kesiminde kalanları da kapsayacak bir oluşuma tekabül ediyor.

Öcalan’ın bütün sol terör unsurlarını PKK’da birleştirme hayalinin legal görünümlü ilk adımı bu.

Daha önce defaatle de yazdığım üzere Sırrı Süreyya Önder’in temel misyonu da budur.
Sırrı Süreyya Önder dahil üç BDP’li milletvekilinin HDP’ye katıldığı kongrede, ne bir Türk bayrağı asıldı ne de İstiklal Marşımız okundu.

PKK’nın sözde marşının okunduğu kongrede bolca PKK paçavrası vardı.

“Türkiye’den ayrılma, bölünme gibi bir amacımız yok” diyen BDP’liler, Öcalan ve Sırrı Süreyya Önder bunu nasıl açıklıyor acaba?

Türkiye topraklarında resmi bayrağın ve marşın giremediği bir kongre yapılıyorsa, bu oluşumun hedefinin bütünleşme değil ayrılık olduğu ortadadır.

PKK kamuoyuna dönük farklı söylemler kullansa da hep belirlenmiş uzun vadeli stratejisine bağlı kalmaya çalışan bir örgüt oldu.

Şiddeti yükseltme; KCK’yla paralel devlet yapılanmasının inşası (vergi, adalet, asayiş gibi birimlerin kurulması), özerklik ilanı, halk ayaklanması ve kopuş…

Bu dizilimi Türkiye’nin yaptığı bazı hamleler bozdu.

2012’de PKK şiddetine esaslı bir cevap verildi ve örgüt ağır darbeler aldı, KCK yapılanmaları büyük oranda tasfiye edildi.

Bu iki aşama sekteye uğrayınca ilan edilen Özerklik sözde kaldı.

Halk ayaklanması ise devletin kararlı duruşuyla kendini güvende hisseden bölge halkının sağduyusuyla gerçekleşmedi.

Lakin PKK bu planından vazgeçmedi.

Planını Suriye’deki yeni şartlar ve fırsatlar çerçevesinde revize ederek beklemeye aldı.

Suriye’deki fırsatları realize ettikten sonra planlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdir.

HDP kongresi örgütün bu süreçte cepheyi genişletme gayretlerini ve Gezi sürecini kendine yontma stratejisini gösteriyor.

Kongre’de Gezi Parkı sürecine yönelik verilen mesajlar, Gezi’ye selam göndermeler Öcalan’dan bile daha fazla önce çıktı.

Konuşmaların ana bölümünü Gezi süreci oluşturdu.

Zaten Öcalan’ın mesajlarında da “Gezi sürecini ıskalamanın verdiği pişmanlık” vardı ki, bu Cemil Bayık ve diğer PKK elebaşlarının sözlerine de ciddi biçimde yansıdı.

Marjinal ODTÜ’lüler de HDP kongresinde baş köşedeydiler.

ODTÜ’de uzun süredir devam eden tatsızlık son birkaç gündür aniden molotoflu, havai fişekli şiddete dönüştü nitekim.

KCK Gençliği’nin organizasyonu olduğundan şüpheniz olmasın.

Şiddet PKK’nın uzmanlık alanı ve PKK’nın ilgi alanları dışındaki marjinal sol alanlarda ihtiyaç duyulan şiddeti PKK’dan daha iyi karşılayacak bir mecra bulunamaz. Haliyle marjinal solun PKK’nın ateşine ihtiyacı hayli fazla.

Havaların güzel zamanında hamakları, çadırları kurup Gezi’de komün hayatı yaşamak güzel de, ateşi devam ettirmek için tatlı su solcularının PKK’ya ihtiyaçları var.

Aslında marjinal sol bunu kendi çözümlemelerinde uzun zamandır tartışıyor.

Cebinde akıllı telefonla gezen, zamanının büyük bölümünü internette harcayan, burslarla el bebek gül bebek yaşayan gençlerle isyan provası yaparsınız ancak. Provadan öteye de gidemezsiniz. İhtiyaç duyulan profesyonel terörist kadro bir tek PKK’da var.
Önümüzdeki dönem PKK’nın, örgütlenemediği farklı bölgelerde marjinal solla kurduğu ittifaklarla örgütlenme dönemi olacak.

Hedeflenen “özerk yönetim” ve ardından dört parçalı Kürdistan’la fiili entegrasyon için Türkiye’nin batı bölgelerindeki Kürt nüfus son derece önemli. Özellikle de varlık sahibi olanlar.

PKK, dört parçalı Kürt devletinde de ana yapı olmak istiyor.

Bunun için nüfusa ihtiyaçları var.

Türkiye’nin farklı bölgelerindeki Kürtlere, Güneydoğu’ya geri dönme çağrısı yapmaya başladılar son dönemde.

Zaman ilerledikçe bu çağrıların yerini “cebir” alacaktır.

Yıldırma ve itaat ettirme zaten örgütün uzmanlık alanı.

PKK, Ortadoğu’nun hakimi tarafından Türkiye’ye huzur vermesin, her büyüme potansiyelinde Türkiye’yi küçültsün, zamanı geldiğinde de bölsün diye kuruldu.
Huzursuzluğu Türkiye’nin her bölgesine yaymakta tereddüt etmeyeceklerine şüpheniz olmasın.